Sorunlu bir ilk bölüm örneği: Arak (Kara)

Sorunlu bir ilk bölüm örneği: Arak (Kara)
Sorunlu bir ilk bölüm ile ekrana geldiğini düşündüğüm Arak dizisi ilk tanıtımından itibaren ne anlattığı konusunda kafa karışıklığı yaratan bir havadaydı. Tanıtımları izlediğimizde tam olarak ne izleyeceğimiz konusunda bir bilgiye sahip olamadık. Tanıtımlar her zaman iyi yapılamayabiliyor ama Arak dizisinin kötü tanıtımının dizinin ilk bölümünden kaynaklı olduğunu diziyi izleyenler anlamıştır. Çünkü ilk bölüm sonuna geldiğimizde de ne izleyeceğimiz konusunda bir fikre sahip olamıyorsunuz.
 
Seyirci bir karakterin peşinden neden gider? Neden onun hikayesini izlemek ister? En basit anlatım yapısı olarak karakterimizin bir isteği ve bu isteğini ortaya çıkaran sebepleri vardır. Biz de seyirci olarak bu nedenlere hak veririz ve onun istediğinin gerçekleşeceği günü merakla bekleyerek hikayeye dahil oluruz. Arak dizisinin birinci bölüm itibari ile en büyük sorunu baş karakter Kara’nın ne istediğini seyirci olarak anlayamıyoruz. Bırakın isteğinin haklı sebepleri olmasını ortada henüz bir istek bile mevcut değil.
 
Dizimiz baş karakterin kendi hayatını anlattığı röportaj tarzı bir şey ile başlıyor. Sonra karakterimizin günlük yaşantısına ve onun sıradan hayatında neler yaptığına değinen 34 dakikalık bir akışa giriyoruz. Bu 34 dakika boyunca çatışma namına hiçbir şey olmuyor. Merak unsurunu diri tutacak bir çatışma seyirciye verilmiyor. Dahası bu aşamalarda biz bu filmi neden izliyoruz onu da bilmiyoruz. Bu kısımda bir hırsızlık ve bir tanışma hikayesi izliyoruz. Günler çuvala girmiş gibi daha sonra Kara tarafından planlandığını anladığımız bu iki olay aynı gün aynı saatlerde gerçekleşiyor. Sebep? Kızı takip etmişsin zaten. Ya hırsızlığı başka gün yap ya da kız ile başka gün tanış. Çok gereksiz bir ayrıntı gibi duruyor ama bu aşamada seyircinin kafası karışıyor. Hırsızlık izlerken bir anda bir kız ortaya çıkıyor. Hayatın doğal akışına uygun olmayacak şekilde balıkları suya atan bir kız ve orada onu bekleyen baş karakteriniz. O kadar kalabalık içinde tam da kendi önünde duracağından emin olan bir Kara. Gerçekçilikten uzak bir tanışma. Sonrasında yine gerçeklikten uzak gerçekleşen saçma bir kumar sahnesi. Koşuşturmaca falan vs. Her şey askıda. Bu sahneler neye hizmet ediyor?
 
Dizi hırsızlık ile başladı dedik o da pek garip bir olay. Meğer adam uyuşturucu satıyormuş karakterimiz de onu cezalandırmak için malını çalıyor. Sonraki günlerde de adamın suçunu ortaya çıkarıp polise yakalattırıyor. Madem adamı polise yakalatacaktın baştaki hırsızlık olayları ne içindi. Sırf önce malını alalım yolumuzu bulalım sonra da polise teslim ederiz diye mi düşündü acaba Kara. Tabii ki böyle bir insan değil karakterimiz. O zaman bu sahneler ne ifade ediyor. Aklıma gelen tek bir seçenek var. Kara’yı tanıyıp sevmemiz için yazılmış içinde gerçek bir çatışma barındırmayan olay örgüsüne hizmet etmeyen olaylar yığını. Zaten dizi bütün bölüm boyunca karakter tanıtımları ile geçiyor.
 
Kara ve Zeynep tanıtma sahnesi ile başlayan dizi Kara ve ailesi, Zeynep ve ailesi, Zeynep’in erkek arkadaşı, en yakın arkadaşı, babasının sağ kolu diye uzayıp duran hiçbir amaca hizmet etmeyen sadece seyirciye bu bunun abisi bu bunun sevgilisi bu da aldattığı kız şeklinde devam eden tanıtım sahneleri izletiyor. İzleyenler dizinin baştan sona sorunlu olduğunu anlamıştır. Anlamasa bile hissetmiştir. Çünkü çok karmaşık bir anlatım dili tercih edilmiş ve bu olayları karmaşık hale getirelim derken asıl olması gereken şeyi ilk bölüme koymayı unutmuşlar. Evet senaristleri haklı çıkarabildiğim tek sebep: Unutmak. Biraz kafa karıştırıcı olsun derken her şey karışmış birbirine. Oysa ki senaryoda temel kural basit hikaye kompleks karakter olmasıdır. Bu dizide tam tersi işlemiş.
 
Şimdi diziyi anlamayanlar için dizinin bize verdiği ip uçlarını takip ederek bir hikaye izleği çıkarmaya çalışacağım. Bir hikaye sıradan bir hayatı olan herhangi bir karakterin başına gelen tetikleyici bir olay ile başlar. Bu tetikleyici olay karakterin sıradan dünyasını temelinden sarsar. Dizinin tetikleyici olayı yıllar önce iki aileyi temelden sarsan bir cinayet. Bu cinayete şahit olan üç kardeş Kara, Yosun ve Sedat bu cinayete şahit olmanın ve failin babaları olmasının travmasını yıllarca atlatamamıştır. Zeynep ise bu cinayette annesini kaybetmiştir. Hikaye bir ileri bir geri giderek kafa karıştırsa da temelde olan şey bu. Bütün karakterlerin alışık oldukları düzen değişmiş dünya onlar için tersine dönmüştür. Peki ne oluyor da yıllar sonra bu hikaye tekrar gün yüzüne çıkıyor. Ben de bilmiyorum. Çünkü bu konuda seyirciye sunulan somut bir şey yok. Buraya dikkatinizi çekmek istiyorum çünkü dizinin asıl konusu onu izlettirecek temel yapı taşı ortada yok. Yıllar sonra ne oldu da bu hikaye, bu kapanmayan yara tekrar deşildi bu iki aile tekrar bir araya geldi. Elimizde tek bir bilgi var, babaannenin televizyonda Rauf’u görmesi ve oğlunun hapse girmesine sebep olanın Rauf olduğunu belirtmesi. Final sahnesinde flashbackler arasına sıkıştırılmış, yıllar sonra hikayenin tekrar ateşlenmesini sağlayan bu bilgiyi gözden kaçırmış olabilirsiniz.
 
Toparlayacak olursak yıllar önce bir cinayet işleniyor. Bu cinayet her iki ailenin çocuklarında kapanmaz yaralar açıyor. Kara’nın babası suçsuz yere hapis yatıyor. Henüz bilmediğimiz bir sebepten hapiste ölüyor. Yıllar sonra tesadüfen Rauf’u ekranda gören Sema oğluna sebep olanın Rauf olduğunu söylüyor. Hikayemiz buradan başlıyor. Kara bu gerçeği önceden bilip de mi Zeynep ve Rauf’un peşine düşüyor yoksa ilk defa o anda mı öğreniyor bilmiyoruz. Bunu bilmediğimiz için bu bir intikam hikayesi mi yoksa gerçeğin peşine düşme hikayesi mi onu da bilmiyoruz. Bilmemiz gereken çoğu şeyi bilmiyoruz. Seyirci olarak hikayeyi takip edemiyoruz. Bildiklerimi de labirente çevrilmiş hikaye kurgusundan bu yazıyı yazmak için kafa patlatarak buldum. Bu aşamada şu soruyu yetkililere soruyorum: Bu kadar dağınık, anlamak için bu kadar kafa patlatacağımız ve hiçbir şekilde karakterler ile empati kuramadığımız bir hikayeyi seyirci neden izlesin?
 
Bu hali ile bu diziyi çekmeye nasıl karar verdiniz, bir gözden geçirin istiyorum. Daha baş karakterin isteğinin bile belli olmadığı bir ilk bölümden sonra, ikinci bölümü merak etmemizi bizden nasıl bekleyebilirsiniz ki. Umarım ikinci bölümde her şey çok açık bir şekilde anlatılır da seyirci de her şeyi kafasında yerli yerine koyar. (Tabii ikinci bölüm için televizyonun başına oturacak bir izleyici bulabilirseniz.) Yoksa bu dizi çok uzun sürmeyecektir. Başka bir sürü senaryosal hata var. Ama daha uzatmamak için burada bitiriyorum. Ana omurga hatalı olduktan sonra diğerlerinden bahsetmeye pek de gerek görmüyorum. Yukarıdaki eleştirileri dikkate alsalar çok şey düzelecek zaten.
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER