Kısmet ilk bölümü izledim. Mahinur Ergun’un kurduğu
dünyaları severim. Bu dizide de güzel bir mahalle atmosferi kurulmuş. Sıcak
ilişkiler mevcut. Mahalle dizisi havası var. Buna rağmen bölüm bittiğinde bazı
şeyler beni itti. Dizi beni içine çekemedi. Bende bu iten şeylerin izini
sürmeye çalıştım naçizane. Dizide karmaşık bir anlatım tarzı seçilmiş. Tarihler
arasında gidip geldik sürekli. Bu anlatım komedi dizisi için fazla karmaşık ve
bence amaca hizmet etmeyen bir yanı da var.
Baştan şunu belirtmeliyim ki açılış sahnesinin amacı ne hiç
anlamadım. Bir sahne -benim bildiğim-
merak duygusunu arttırmalı, en azından bu amaca hizmet etmelidir ama bu dizide
açılış sahnesi amaca hizmet etmekten çok merak duygusunu baltalayan bir tarzda
kullanılmış. Bu sahnenin varlığı neye hizmet ediyor? O düğün gecesinin nasıl
sonuçlandığı açıkça belli oldu. O telefon konuşması yarım kalmış olabilir ama
ilk bölümde bize sunulan Melike ve Doğan ilişkisinden anlaşılacağı gibi düğün
iptal oldu. Tersi bir ihtimali düşünmememiz için düğündeki bütün karakterlerin
tavırlarından düğünün iptal olduğu seyirciye anlatıldı.
Şimdi ilk sahneden bu bilgi seyirciye verildi. Biz artık 13
hafta sonra (inşallah bu 13 hafta dizide birkaç bölümü kapsıyordur) ne olacağını
biliyoruz. Peki bu 13 haftalık zaman diliminde ne izleyeceğiz? Merak duygumuz
nasıl diri tutulacak? Elimizde kalan tek bir şey var. Ceylan ile Doğan’ı o
masaya oturtan süreç nasıl gelişti onu izleyeceğiz. Peki bu vaadi seyirci satın
alıp oturur izler mi? 13 hafta sonra dizideki ilişki dinamiklerinin ne olduğunu
bilen bir seyirci 13 hafta neyi merak edecek de televizyonun başına oturacak.
Bir final var ve oraya gideceğini biliyorsun olayların, o zaman merak duygusu
nasıl diri tutacaksın. İkili ilişkilerin çoğunun akıbeti ilk sahneden seyirciye
verildi. Bu büyük bir hata bence. Keşke o açılış sahnesini kullanmasalardı. Her
şeyi batıran o oldu galiba. Komedi dizisi zaten kimse fark etmez de diyemeyiz.
Bir kere bu gözler, bu bilinç o sahnenin varlığına şahit oldu. Artık o sahnenin
etkisini yok sayamayız.
Örnek vermek gerekirse 1. bölüm sonunda seyirciye çengel
atarsın ki 2. bölümü merak edip haftaya kadar beklesin. Burada da merak
duygusunu ayakta tutmak için Doğan’a bir günlük bir süre veriliyor ama biz
zaten biliyoruz ki Doğan bir şekilde bu olaylardan sıyrılıyor. Ceylan ile nikah
masasına bile oturuyor. O zaman haftayı iple çeker miyim? Ya da Türk seyircisi
sonucunu bildiği olayları sırf süreç nasıl gelişti acaba diye izler mi?
Başka bir sorun da başrol ilişkisi. Dizide başrol çiftimiz bir
ilişki içindeler ve bu ilişki aşka everilecek gibi ama yolunda gitmeyen şeyler
de var. Dizide beni iten şeylerden biri de bu ilişki dinamiğinden kaynaklı. Her
şey su gibi akmıyor nedense. Zoraki bir araya getirilen olaylar zinciri hissi
hakim diziye (açılış sahnesinin etkisi de olabilir).
1. bölümü izleyen bir seyirci şu aşamada Melike karakteri
ile empati kurabilir mi? Doğan ile Melike ilişkisini destekler mi? Melike
karakteri ilk bölüm itibarı ile zengin koca avcısı, onlardan boşanıp parasını
yiyen biri gibi lanse edildi ve bu emellerine giden yolda Doğan’ı kullanıyor
gibi gözüküyor. Doğan’a karşı hisleri olduğundan emin olamadım açıkçası.
Doğanın aşkı ise direkt seyirciye geçiyor. Riskli bir alan.
Doğan gibi empati kurulacak bir karakterin Melike tarafından kullanılıyor gibi gözükmesi dizi için iyi bir
şey değil. Burada tek taraflı bir aşk ve o aşk halinin kullanılması var. En
azından seyirciye (bana) yansıyan hali o. Seyirci söylenen söze değil gördüğüne
inanır. Geçmişten bir kaç sahne ve Melike’nin ağzından çıkan bir kaç söz ile
Melike’nin de Doğan’a karşı bir şeyler hissettiğini çıkartmamız bekleniyor ama ekrandan yansıyan
enerji tam da öyle değil açıkçası. Melike Doğan’ı tahakkümü altına almış ve
bunu kimse ile paylaşmak istemeyen biri. Geçmişe gittiğimiz sahnelerden birinde
-masum bir çocukluk aşkından ziyade- orada bile Doğan üzerindeki hakimiyetini
Ceylan ile paylaşmak istemeyen bir çocuk olarak yansıtılmış. Eğer ki Melike
duygularından kaçan bir karakter ise bunun emarelerini ilk bölümden görmeliydik.
Şu aşamada Melike ile empati kurulamıyor oluşu bu ikili için seyircinin
heyecanlanmasını engelliyor ve ikilinin bir araya gelmesi için gerekli arzuyu
seyircide uyandırmayacak gibi. Bence seyirci Ceylan ile Doğan’ın bir araya
gelmesini daha çok isteyebilir.
Kendimce dizinin zayıf yönlerini tespit etmeye çalıştım. Her
şeye rağmen sıcak bir dizi. Ama bu sıcaklığın seyirciye geçmesini engelleyen
yapısal sorunlar mevcut. Umarım tez zamanda çözülür bu sorunlar. Emeği
geçenlerin eline sağlık. Birkaç bölüm daha şans vereceğim. Umarım beni içine
çekecek hale gelir. Zira kafa dağıtacak bir komediye ihtiyaç duyuyoruz. Zaman
ayırıp okuyanlara teşekkür ederim.