Kanada’nın Global kanalında ilk sezonuyla ekrana geldi. 6 Ocak’ta başlayan 10 bölümlük sezonunu geçtiğimiz ay tamamladı. İkinci sezon onayını da aldı. Başrollerini Tiera Skovbye, Natasha Calis, Jordan Johnson-Hinds, Sandy Sidhu ve Donald Maclean Jr. paylaşıyor.

Nurses, isminden de anlaşıldığı gibi bir hastanede çalışan hiçbiri birbirine benzemez beş hemşirenin hem kariyerini hem özel hayatını hem de bu ikisini dengeleme çabalarını anlatıyor. Grace, Ashley, Keon, Nazneen ve Wolf mezun olduktan sonra görevlerine hareketli bir hastane olan St. Mary’s’de başlıyor. Bu sayede hemşireliğin biyoloji, kimya ve anatomi bilmekten fazlasını gerektirdiğini; psikolojiyi, tutkuyu ve romantik komplikasyonları da içine aldığını fark ediyorlar.

Dizi, 17 Nisan'da FOXLife Türkiye'de yayınlanmaya başladı.

Tıp dramalarını izlemeyi seven biriyim. Son dönemde ekrana gelenlerden New Amsterdam, Chicago Med, The Resident, The Good Doctor (+Mucize Doktor, Hekimoğlu) ile ortaya karışık diyebileceğimiz 9-1-1 ve 9-1-1: Lone Star'ı da izliyorum. Çoğunluğu doktorluk yapan kişileri merkezine oturtan diziler. Bu nedenle hazır denk gelmişken genellikle daha arka planda kalan hemşirelere odaklanan Nurses'ü de izlemek istedim.

Bu dizi de aslında 9-1-1: Lone Star gibi çerezlik denebilecek bir yapım. Gerçi ben çoğu Kanada dizisi için böyle düşünüyorum ama olsun. Genel gündem nedeniyle böylesi işime bile geldi. Basit ve izlerken yormuyor. Nihayetinde diğer tıp dramalarında görmediğimiz bir şeyi burada özellikle ekrana getirdiklerini iddia edemem. Dertleri ve kişilikleri farklı beş kişinin hayatının içine bazısı ilgi çeken hastaları da dahil ediyorlar. Hastanedeki ast-üst ilişkisi, dostluk ve dayanışma da bonus.

Karakterlere alışmamın da etkisiyle ikinci kısmını daha çok sevdim. Grace, Nazneen ve Wolf da benim için göreceli daha öne çıkanlar oldu. İkinci sezonda bu seviyeyi koruyup geri dönseler herkese yeter herhalde.