Bir diziyi izlerken önce ne istersiniz?
Neye bakarsınız?
Ne ararsınız?
Ben izlediğim dünyaya inanmak isterim önce. O dizinin beni kendi dünyasına çekmesini isterim.
Çarpışma’nın en büyük sorunu bu;
Dünyası yok. Daha doğrusu ana karakterler Zeynep ve Kadir’in dünyaları yok dizide. Dizide anlatılan dünya ile de alakaları yok. O nedenle iki karakter dizinin ucuna tutuşturulmuş gibi kalıyor.
Dizide anlatılan dünya Belma, Demir, Yakup ve Meral’e ait. Dizi içinde gerçekten yaşayan, başkaları ile ve birbirleri ile ilişkileri olan, duygularını ve karmaşalarını izlediğimiz karakterler bunlar.
Normalde yan karakterlerin ana karakterleri desteklemesi, beslemesi lazım. Desteklemek derken sadece dost karakterlerden bahsetmiyorum. Onların çıkaracağı sorunlar da ana karakterlere engeller, sorunlar yaratır ve hikayelerini besler. Fakat bu saydığım karakterlerin Zeynep ve Kadir ile hiçbir ilgisi, bağı ve onlara etkisi yok. Aslında dizi içinde Zeynep ve Kadir ile ilişkili karakter yok. Bir tek Veli var.
Veli, Kadir ve Zeynep birleşince çok güçlü bir üçlü olabilirler ama Veli de bu dünyasız karakterler bölümüne giriyor. Öyle kötülüğü geçmiş ile bugün ile veriliyor ama dizi içinde onun kötülük dünyasını kurup, Zeynep ve Kadir ile etkileşime geçebileceği bir alan yok. Biz yaşayan karakterler olarak garip bir Aşk-ı Memnu ile Ezel karması hikaye izliyoruz. Bunların da Kadir ve Zeynep’in hikayesi ile hiçbir bağlantıları yok. Bu da Zeynep ve Kadir’in dünyasını izleyememize yol açıyor. Belma, Demir, Yakup ve Meral’i izlerken bambaşka bir dünyada kayboluyoruz. Kadir ve Zeynep ise belirli zamanlarda beliren, sorunları olan ve bunları zaman zaman seyrettiğimiz karakterler olarak kalıyor. Ama yaşamıyorlar dizi içerisinde.
En basit örnek olarak, Zeynep ve Kadir’in bir geçmişleri var. Ortak bir geçmiş, güçlü bir geçmiş, o geçmişten gelen ve bitmeyen bir aşk var. Fakat hala bu geçmişi Kadir’in Veli’ye anlatması yoluyla görüyoruz. Veli Cevher için geçmişi hatırlarken, o hatırlama seansı içinde geçmişi hatırladığı geri dönüşler izleyebiliyoruz. Fakat Zeynep ve Kadir’in şu köklü aşkını daha göremedik.
Duygulara da önem verilmiyor senaryoda. Sevdiği ve unutmadığı kadın Veli’nin elindeyken Kadir’in endişelerini, korkularını daha iyi hissedebilirdik. Bu durumda geçmişe dönülebilirdi. Zeynep bulunduğunda Kadir'de ilk başta daha farklı reaksiyonlar görebilirdik. Rahatlama, iyi olduğundan emin olma, sıkı bir sarılma… Çeşitlendirebilirim. Yani bazı duyguları inşa etmek için bazı tepkileri, sahneleri görmemiz lazım. Sadece o sahne için demiyorum. Genel olarak bu sıkıntı söz konusu. Sevgili senarist sanki Veli ve Kadir arasındaki yakınlığa inandırmaya daha çok önem veriyor gibi. Ama Zeynep ve Kadir arasındaki aşk için karakterler “Aşığım, unutamadım” derse yeterli olacak zannediyor.
Hiç öyle değil ama. Zaten bugünlerinde izlediğimiz sahnelerinde iki karakterinde başlarında bir sürü sorun var. Geçmişlerini verelim o zaman da demiyor kimse. Biz ne ile inanacağız bu aşka? Beş bölüm oldu, hala seyirciye inandırılması gereken o büyük aşka dair bir şey verilmiyor. Biz sadece bugünlerine bakıp unutmadıklarını görüyoruz, o da ikisini seyredebildiğimiz kısıtlı sahnelerde oluyor. Ama unutmadıkları o büyük aşk ne imiş, göremeyince eksik kalıyor.
Benim önerim Çarpışma ekibinin diziyi iki dizi olarak ayırmaları. Ayırsınlar kafalarında önce bir kez, görecekler Zeynep ve Kadir’in dünyasının kurulamadığını. Belma’lı, Demir’li, Mehtap’lı, Yakup’lu sahnelerle tüm dizi geçiyor. Onların kavgalarını, aile ilişkilerini, ailelerinin sorunlarını, çekişmelerini vs izleyebilirken bunların arasında Zeynep ve Kadir ile ilgili izlediklerimiz de aklımızdan çıkıp gidiyor. Mesela Zeynep bu bölümde bir video çekti ve televizyonda yayınlanmasını sağladı bu videonun. Planının bir parçasıydı. Güzel de bir fikirdi bir erkeği, erkeklik egosuna oynayarak getirme fikri. Fakat biz bu videonun etkisini ne kadar göremedik. Videonun herkesi ayağa kaldırdığı söylendi. Ama bu etki ile ilgili otobüste birbirine videoyu gösteren insanlara dair birkaç görüntüden başka bir şey yoktu. Bu videonun emniyette etkisi ne oldu? Bu videodan sonra Zeynep'i arayan, röportaj yapmak isteyen basın mensubu insanlar olmadı mı? Olmuştur herhalde deyip biz mi gerisini hayal etmeliyiz? Her şeyi biz hayal edeceksek, diziyi neden izleyelim? Ben içinde Kıvanç Tatlıtuğ, Elçin Sangu ve Onur Saylak'ın olduğu birçok hikaye hayal edebilirim. Daha ayrıntılı şekilde işlerim hayal gücümde. Bilmiyorum anlatabildim mi demek istediğimi, bütün bunlar eksik olunca karakterlerin dünyası da kurulamamış oluyor.
Bu soruna nasıl bir çözüm bulacaklar bilemiyorum. Ama seyirci dizi ile ilgili düşüncelerini sabitlemeden önce, bir an önce harekete geçerlerse ve yaptıkları değişiklikleri iyi hazırlanmış tanıtımlarla seyirciye ulaştırmayı başarırlarsa, getirisini de alacaklardır.