Elite hakkında bilmediklerimiz

Elite hakkında bilmediklerimiz
Netflix evreninde yılın en popüler uluslararası prodüksiyonlarından biri olan Elite’i, Gossip Girl, Big Little Lies ve How to Get Away with Murder gibi sürükleyici dizileri anımsatan dramatik yapısıyla bir solukta izleyip bitirdik. Neyse ki yayınlanmasının üzerinden çok geçmeden ikinci sezonun yolda olduğu müjdesi geldi.

Nisan’da döneceği açıklanan The Chilling Adventures of Sabrina’dan gördüğümüz üzere Netflix’de yeni sezonlar sandığımızdan daha çabuk gelebiliyor. Hem bekleyişi kolaylaştırmak hem de henüz izlemeyenlere ellerini çabuk tutmalarını hatırlatmak amacıyla Elite’i tekrar ziyaret etmek, yönetmen ve yazarlarıyla yaptığım sohbetten dikkat çekici detayları paylaşmak istedim.

İşte yaratıcılarının ağzından, Elite hakkında bilmediğiniz gerçekler:

Elite, son zamanların en popüler İspanyol dizisi La casa de papel ile üç başrol oyuncusunu paylaşıyor. Bunun izleyicileri çekmek için bir taktik olduğunu düşünebilirsiniz halbuki yazarlar Elite üzerinde çalışmaya başladıklarında, hatta oyuncu seçimleri yapılırken bile La casa de papel henüz yayınlanmamıştı. Dolayısıyla henüz faydalanılacak bir başarısı yoktu.

Oyuncu seçimlerini yaparken öncelik, oyuncuların karakterlerini 8 bölümde geliştirebilecek yeteneğe ve zekaya sahip olmalarıymış. İnanması zor olsa da popülaritelerine ya da güzelliklerine / yakışıklılıklarına bakılmamış. Hepsi manken gibi çıktığı için gerçekten çok şanslılar!

Katilin kim olduğu dizi üzerindeki ilk çalışmalardan itibaren belliymiş ve kesinlikle değişmemiş. Finali sabit olarak koruyup hikayeyi oraya doğru ilerletmişler.

Aktörler de katilin kim olduğunu son sahnenin çekimlerine kadar bilmiyormuş. Bu yüzden karakterlerini oluştururken esnek olmaları, içlerindeki hem aydınlık hem de karanlık tarafları geliştirmeleri gerekmiş. Karakterlerinin her an bir katile dönüşme ihtimali mevcutmuş yani.

HIV konusunda klişelerden kaçınmaya çalışmışlar. Undetectable olmanın (sürekli tedavi sayesinde virüsün bulaşma olasılığının sıfıra inmesi) ne olduğunu göstermek önemliymiş. Unutulmuş gibi görünen HIV konusunun yeniden sosyal olarak konuşulmasını istemişler. Netflix, HIV de dahil hiçbir konunun işlenmesine karışmamış.

Senaryonun ilk taslaklarında HIV taşıyan karakter Samuel’miş. Ancak genellikle alt sınıfla ilişkilendirilen bir virüsü zengin bir kızın taşıması hikayeyi çok daha ilginç kıldığı için değiştirmişler.

Big Little Lies ile yapısal benzerliklerin farkındalar ancak bu yapının zaten çok eskiden beri var olduğunu (haklı olarak) söylüyorlar.

Gençlik dizisi yapınca kaçınılmaz olarak birçok diziyle aynı konuları ele aldıklarının bilincindeler. Gossip Girl’ü izlemişler ve zengin gençleri işledikleri için benzer noktaların olduğunu kabul ediyorlar. Ama “bu da bizim Chuck’ımız olsun” gibi bir düşünceleri olmamış. Bir diğer benzetilen dizi Veronica Mars’ı ise izlememişler.

Gençlere bir şeyi yap dersen tersini yapacakları için izleyicilere öğüt vermekten kaçınmışlar. Sadece karakterlerin yaptıklarını ve bunların sonuçları olduğunu göstermişler. Ahlak dersi vermek gibi bir niyetleri hiç olmamış. Bunun izleyiciyi de küçümsemek olacağını düşünüyorlar.

Nadia karakterini tüm Avrupa’da Müslümanların her gün yaşadığı ayrımcılığa dikkat çekmek ve dramatik açıdan ilgi çekici olacağı için yaratmışlar. Toplum üst ve alt tabaka diye ikiye ayrılmış gibi görünse ve Nadia alt tabakadan gibi muamele görse de aslında oraya ait değil. Sadece zengin-fakir çatışmasındansa bu tip nüanslar eklemek istemişler.

Diziyi şöyle özetliyorlar: En iyisi olmak için yarışan bir grup gencin bu süreçte kendilerini keşfetmeleri.

Lise döneminde aşkla, kimlikle, kötü alışkanlıklarla ilgili deneyimlerin karakterimizi oluşturduğunu, bu çağda hem yetişkin hem de çocuk gibi davranabildiğimizi belirtiyorlar. Çatışma ve zıtlıklarla dolu bir dönem olduğu için lise dizilerinin ilgi çekici olduğunu düşünüyorlar.

Elite, Netflix’in Carlos Montero’dan İspanyolca bir gençlik dizisi istemesiyle başlamış. Başka hiçbir şey belirtmemişler.

Yazar ve yönetmenlerin Netflix’teki favori dizileri arasında The Crown , Seven Seconds, Bojack Horseman, Love, Lovesick, Maniac bulunuyor.

Yaratıcılar çekimlerde bazen öğretmen bazen ebeveyn gibi hissettiklerini belirtiyorlar. Çok genç ve kalabalık bir kadroyla çalıştıkları için zaman zaman “Susun!” diye bağırmaları gerekmiş. Set bazen gerçekten de genç öğrencilerle dolu bir sınıfa benziyormuş.

Çekimler Şubat başı ve Mayıs sonu arasında tamamlanmış. Dolayısıyla karakterlerin keyifle eğlendiği bazı açık hava parti sahnelerinde aslında herkes donuyormuş.

Röportaja Katılanlar:

Darío Madrona - Yazar / Yaratıcı
Carlos Montero - Yazar / Yaratıcı
Ramón Salazar - Yönetmen
Dani de la Orden - Yönetmen



BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER