İsveç/Danimarka yapımı popüler dizi Bron/Broen'de (The Bridge) dört sezon yer alan Sofia Helin, kendi dizisi ve İsveç'deki TV ile film sektöründeki kadınlara olan davranışı protesto etmek için koordine olunmasına yardım etmeye hazırlanıyor.
Nordik yapımların global popülaritesinin devam ededursun, bir dizi diğerlerinden ayrı bir yerde yer aldı. Wallander ve Forbrydelsen (The Killing) önce geldi, yeni dramalar da elbette takip edecekler; ama bir şey onun uluslararası başarısını tekrar edene kadar Bron/Broen (The Bridge) kuşkusuz İskandinav suç türünün en büyük hiti oldu.
Dizinin başarısına paralel olarak Sofia Helin'in yıldızı da Saga Norén'le birlikte parladı. Zeki ama alışılmadık İsveçli dedektif Norén, Danimarkalı meslektaşıyla Øresund Köprüsü'nde işlenen bir dizi cinayeti çözmek için bir araya geliyor. Helin, ikonik rolü sayesinde dünya çevresinde tanınan bir aktris ve yeni yılla birlikte başlayan dizi, dördüncü sezon sonunda ekrana veda edecek.
"Son çekim gününde tabii ki ağladım, hepimiz ağladık. Olağanüstü, uzun, derin ve zor bir maceraydı. Başladığımızda kızım bir yaşındaydı, şimdi sekiz oldu. Yani hayatımın önemli bir bölümünü oluşturuyor ve birçok kapı açtı. Diziden çok şey öğrendim. Elveda demek iyi hissettiriyor ama her zaman kalbime yakın bir yerde olacak" diyor Helin diziden bahsederken.

Sofia Helin, şimdilerde sonrasında yapmak için düşündüklerini de belirtiyor. Soğuk Savaş'ta geçen Alman yapımı bir casusluk hikayesi olan The Same Sky ile sınırı geçti bile. "Şu anda onunla ilgileniyorum, bu platformda ne yapabileceğimi düşünüyorum. Hikaye anlatıcısı ve sürecin bir parçası olmayı sevdiğim sonucuna ulaştım."
"Bron/Broen'i hazırlarken çok şey öğrendim, her sezon daha fazlası geldi. Artık devam etmem ve bunu kullanmam gerektiğini hissediyorum. O yüzden bunu yapıyorum. Diğer kadın oyuncularla çalışmayı da arzuluyorum. Uzun bir süre endüstri bir mücevher misali beş erkek ve ortada bir kadın gibi gözüktü. Bu yüzden kadın çalışma arkadaşlarımla da çalışmak için sabırsızlanıyorum."
Helin hali hazırda iki yeni projeyle ilgileniyor. İlki kadın cinselliğiyle ilgili Get Naked isimli bir komedi ve özellikle daha yaşlı kadınlara odaklanıyor. Projeyi Miso Film hazırlıyor, FremantleMedia International da dağıtımcılığını üstlendi.
"Belli bir yaştan sonra kadınlar sadece yok oluyorlar. Eğer bir dükkana girerseniz ve gazetelere bakarsanız olgun kadın görmediğinizi fark edersiniz. Kayıplar. Olgun kadınların cinselliği görünmez durumda, ama var ve sağlam bir güç. Buna ilham veren HBO'nun dizisi Girls, o da aynısını daha genç kadınlarla yaptı. Dört karakter hakkında ve hepsinin sorunları var. Hepsinin kendince bu konuda düşünmesiyle başlıyor, bir araya gelip konuşuyorlar ve bu konu hakkında bir şeyler yapıyorlar."

İkinci proje Heder (Honour), cinsel suç kurbanlarıyla çalışan bir hukuk firmasıyla ilgili gerilim hikayesi. Diziyi Helin, Julia Dufvenius, Anja Lundqvist ve Alexandra Rapaport ile birlikte yarattı. İsmi geçen kişilerin hepsi yapımcı ve oyuncu olarak projede yer alıyorlar. Discovery için hazırlandı ve dağıtımcılığını Eccho Rights üstlendi.
“Kaçınmaya çalıştıkları ortak bir geçmişi olan kişiler bir araya geliyorlar. Önemli olan iyi şeyler yaparak suçluluğunuzu gidermenin bir yolu var mı ya da yaptıklarınızı iyi şeyler yaparak örtebilir misiniz sorusu. 'Gurur' kelimesi de özellikle seçildi, çünkü rahatsız edildiğinizde ya da tecavüze uğradığınızda birisi içinizdeki gururu alıyor ve "Bana yaptığın şey doğru değildi," diyorsunuz.
Honour doğru bir zamanlamaya da sahip. Hollywood'da ortaya çıkan cinsel taciz olaylarının ve sosyal medyada büyük bir etki yaratan #MeToo kampanyasının İsveç'te de büyük etkisi oldu. Helin'in kendisi de #tystnadtagning (#silenceaction, #sessizeylem) hareketinin destekçisi. İsveç'te 600 kadın oyuncu, ülkedeki film ve dizi endüstrisinin kadınları cinsel suistimalden korumada başarız olduğunu belirten bir mektuba imza attılar.
"#MeToo ile başladı ve sonrasında birkaçımız bizim sektörümüzde de bir şeyler yapmamız gerektiğini hissetti. Facebook'ta yazarak başladık, sadece 10 kişiydik ve 36 saat içinde 1000 üyeye ulaştık. Gruba çok kötü hikayeler yazıldı ve daha fazlasını yapmamız gerektiğini, bizim dünyamızı dünyaya anlatmamız gerektiğini fark ettik. O nedenle bir devrim başlattık."

"Endüstrinin temelden değişmesini istiyoruz. Böyle davranılmasının kesilmesini. Hepimiz içn dünyaya yeni bir bakış açısı, o yüzden birlikte öğreniyoruz. Biz ve onlar meselesi değil, birlikte yapma meselesi. Umarım dünyaya yayılır ve birlikte savaş çıkarmadan ve suçlamadan üstüne konuşabiliriz. Eskinin haberi olacağı konusunda biraz endişeliyim. O nedenle çalışmaya devam etmeli ve bu konuda sorumluluk almalıyız. Bence en azından İskandinavya'da bu bir devrim ve Hollywood'ta da."
İsveç'te ortaya çıkan tek hareket bu değil. Helin, Bron/Broen'i hazırlarken toplumda ortaya çıkan bir diğer değişiklikten de bahsediyor.
"Bu sezon kimlik hakkında ve olağanüstü, ayrıca bu süreçten geçmek üzücü. Çünkü diziye başladığımızda köprü bir araya getirmenin simgesiydi. İki ülke arası geçiş yapabileceğin açık bir köprüydü. Malmö ve Kopenhag şehirleri birlikte büyüyordu, köprü etrafında pozitif bir duygu vardı."
Artık sınırı kapatmak ve ülkelerimizi kontrol etmek için kullandığımız bir köprü. İnsanların geçisine izin verilmediği için birçok trajik olay yaşandı. Başladığımızla tamamen farklı bir durum ve bu sezon bunu da yansıtacak. Hala Bron/Broen ama toplumla birlikte hareket etmelisiniz."
Kaynak: DramaQuarterly
Çeviri: Aytaç Kara