Ölümlü Dünya: Kim bu Mermer Ailesi?

Ölümlü Dünya: Kim bu Mermer Ailesi?
Levent'te toplanıp arabalara doluşuyoruz. İstikamet Silivri! Bir grup gazeteci ile birlikte Ali Atay'ın ikinci uzun metrajı olan aksiyon- komedi filmi Ölümlü Dünya'nın setini ziyaret edeceğiz. Yol önce gözümde büyüyor sonra filmin uygulayıcı yapımcısı Şeyba Tüysüzoğlu ile tatlı tatlı sohbet etmeye başlıyoruz; göz açıp kapayıncaya kadar DanaMandıra mevkiine varıyoruz. Hava ılıman. Güneş pek yüzünü göstermiyor. Yağmur yağmasa da akşama doğru ısı düşecek, belli. 

Filmin son günleri. Hatta son üç günü. Finale giderken ekibin çoğu civarda bir otelde konaklayacakmış. İki saatlik yol olsa da gurbette sayılırlar neticede. "Aslında küçük bir ekip sayılırız. Oyuncular hariç 76 kişiyiz." diyor Tüysüzoğlu. Çekim yapılacak alana geldiğimizde gözüme ilk çarpan devasa vinç ve ambulans oluyor. Bu bir gereklilik değil. Son üç yıldır Taff'ın bütün setlerinde ambulans varmış. Nizami çalışmanın dışında kendi nizamlarını da bütün setlerine uygulamışlar.  Karavanlara doğru yürüken etrafta dolaşan köpekler de dikkatimi çekiyor. İrisi güdüğü, yavrusu yavrulusu etrafta dolanıyor babasının çiftliği gibi.. Bu durumu da hemen soruyorum. "Setin ilk günüden beri epeyce mama dağıttık, birkaç kediyi de sahiplendirdik" diyor Tüysüzoğlu. Ekip hayvansever; var olsunlar!

Karavanların olduğu alanda özel hazırlanmış bir masaya sıralanıyoruz. Ekip yemek arası vermiş. Çekime başlamak için gün bitimini yani gece olmasını bekleyeceklerini öğreniyoruz. Oyuncular tek tek "Hoş geldiniz!" turuna çıkıyorlar. Birazdan topluca sohbete geçeceğiz. Mangal yakmışlar ayıptır söylemesi; önce ekiple birlikte karnımızı doyuruyor, kaynaşıyoruz. Kahve, çay faslına geçmek üzereyken Alper Kul, Sarp Apak, İrem Sak, Doğu Demirkol, Feyyaz Yiğit, Meltem Kaptan, Özgür Emre Yıldırım, Mehmet Özgür ve yönetmen Ali Atay masanın öbür tarafına diziliyorlar. Ahmet Mümtaz Taylan aramızda değil. Set saati bizim ziyaret saatimize denk gelmediği ve aynı gece oldukça geç bir saatte çekim yapacağı için aramızda olamadı. Sohbete başlamadan önce gazetecilerden birinin isteği üzerine karışık düzende değil, haremlik-selamlık düzenine geçiyor yani ekibi karşımıza alıyoruz. Ve soru-cevap düzeninde sohbet başlıyor.

Aile gibi aile!

Ölümlü Dünya 26 Ocak'ta Vizyonda!
Sessizce oturup, etrafı gözlüyorum. Gözüm az ilerdeki evin önünde oluşan hareketliliğe takılıyor. Filmin ikinci yönetmeni Özgür Sevimli ve görüntü yönetmeni Ahmet Bayer akşamki çekimin hazırlıklarını yapıyormuş. Filmin digital efektlerini üstlenen Serkan Semiz ve ekibi de görev başında. O akşam filmin oldukça önemli sahnelerinden biri çekilecekmiş. Patlamalı çatlamalı. Biraz daha detay öğrenmek için çabalıyorum ama ser veriyor, sır vermiyorlar ^^ 

Set ziyaretlerinde meşrebim gereği daima servis edilenin dışına bakmaya çalışırım. Malzemeyi ve gözlemlerimi bu şekilde elde ediyorum, ne yapayım? Burada da kural değişmiyor. Herkes sola bakıyorsa, ben sağa bakıyorum. Misal kimse yüksek sesle bağırmıyor sette. Hoş, henüz çekim anında değiller ama yine de alışılmışın dışında sessiz bir ekip. Oyuncularla birlikte 85 kişi var çekim alanında, en azında bir uğultu olması lazım, yok. Yemek alanına ekstradan bir kova daha koymuşlar. Civardaki hayvanları beslemek için artan yemekleri topluyorlar. Açık alandayız kimse yere çöp atmıyor. Şahane çay demliyorlar, on numara kahve pişiriyorlar (ellerinize sağlık!) Tuvalet karavanı tertemiz. Bu tertip ve düzen durumunun temelinde de "Aman gasteciler geliyor etrafı derleyip toplayın"cılık olmadığı çok belli. 

Ali Atay: "Eskiden beri dünya kurmaktan keyif alırdım"
26 Ocak 2018'de vizyona çıkması planlanan bu aksiyon-komedi filmin hikayesi ve senaryosu Ali Atay, Aziz Kedi, Volkan Sümbül, Ali Demirel ve Feyyaz Yiğit'e ait.  Ali Atay'ın Limonata'dan sonra ikinci uzun metrajı. Kendi ifadesine göre Limonata'da hikaye anlatmaktan, dünya kurmaktan çok keyif aldığı için yönetmenliğe devam etmeye karar vermiş. Oyuncuların ifadesine bakarsak da Atay sette 10 kaplan gücündeymiş. Ne çekeceğini pek bilemeyen, kaygılı yönetmenlere eleştiri mahiyetinde bir karşı argüman olarak sektör diline yerleşmiş olan "dersini iyi çalışmış" övgülü tanımı kullanılıyor Atay için sık sık. Oyunculuk kökenli birinin monitörde olması da bir avantaj olarak hemen her oyuncu tarafında telaffuz ediliyor. "Tamamen bomboş bir A4 sayfa gibi geldik ve Ali'ye teslim olduk" diyor Alper Kul. 

Sarp Apak da "Ali çok dürüst bir yönetmen, olmadığı zaman hemen söylüyor" diyerek özetliyor yaşadığı süreci. Senaryoyu Sarp Apak'ın düğün günü uçakta okuduğunu anlatan İrem Sak, "Eğer bu projeye dahil olmasaydım çok üzülürdüm gelir ekibi bulur hesap sorardım" diyor.  "Komik olmanın bir matematiği var mıdır" sorusuna da "Vardır herhalde ama benim pek hakim olduğum bir hesap değil o. Bilinçli ve hesaplı komedi yapılamaz bence" diye cevaplıyor Ali Atay. Mehmet Özgür "Mizah hayatı ciddiye alır. Bu hikaye de öyle. Hep özlediğim bir mizah türü ve yeni bir kapı açacağını umuyorum" diyerek katmerliyor konuyu...

Bakmayın böyle sessiz durduğuna, gece kim bilir nelere şahit olacak...

Feyyaz Yiğit: Fikrin doğuş anı tam olarak tespit edilemiyor
"Beş kişi bir araya gelip nasıl yazıyorsunuz, kavga çıkmıyor mu" sorusunu "Herkesin hemfikir olduğu bir masadan iyi bir hikaye çıkması zor.." diye cevaplıyor Feyyaz Yiğit. "Kamera arkasında yaşananlardan bir şeyler anlatır mısınız" sorusuna "Kamera arkasında yaşadığımız komik şeyleri anlatınca kimse gülmüyor" diyor yine Feyyaz Yiğit; gülüyoruz. Oyuncuların anlatımlarından, verdikleri cevaplardan anlaşıldığı kadarıyla hemen herkes alışık olduğu "komedi" performansının dışına çıkmayı denemiş. Atay, mizaha bakışını anlatırken "Bir ailenin hayatına dahil olmaya çalışıyoruz çekerken de yazarken de buna dikkat etmeye çalıştık. Öykünün kendi dünyası dışında kalan müstakil şakalar yok bu filmde." diyor. 

Kim bu Mermer Ailesi? 
Haklarında pek bir şey bilmiyoruz, şimdilik. Ahmet Mümtaz Taylan'ın canlandırdığı Gazanfer Mermer, dört oğlu (Alper Kul, Sarp Apak, Feyyaz Yiğit, Doğu Demirkol) ve amca İlhami (Mehmet Özgür) eşliğinde sekiz kişilik bir çekirdek aile ile muhatabız. Nesillerdir Haydarpaşa Garı'nda mukim "Anadolu Tat Lokantası"nı işleten, kendi halinde sade bir hayat sürüyormuş gibi görünen ailenin büyük bir sırrı var; bu sır da hikayenin bel kemiği. Nedir bu aileyi bir aksiyon-komedi filminin odağı haline getiren sır? Cevabını aradığımız ama ekibin özenle sakladığı sırrın kenarından dolaşmak için ortaya atılan "Gerçek bir hikayeden mi esinlendiniz" sorusuna Ali Atay, "Gerçek olma ihtimali yok, yani inşallah yoktur" diyor ve ekip gülmeye başlıyor; al sana sırrın katmerlendiği an. Anlaşılan Mermer Ailesi'nin sade hayatını da altüst eden bu sırrı öğrenmek için filmin vizyona çıkmasını bekleyeceğiz. 

Dört mum, "Ölümlü Dünya 4'ü de işaret ediyor mu acaba?

Biz sohbetin sonunda İstanbul'a dönmeye hazırlanırken ekip o gece çekecekleri önemli sahnenin son hazırlıklarını yapmaya devam ediyordu. Araca binerken son kez arkama baktım. Vinç biraz daha yükseldi, ışıklar yandı, etrafa haşere için tütsüler salındı. O post-modern pastoral havaya aniden bi' can, heyecan geldi desem yeridir. Filmi, Mermer Ailesi'ni, sakladıkları sırrı o kadar merak ettim ki bir ara köşeye saklanıp, servisi kaçıran öğrenci gibi ekibe sızarak, gizlice çekimi izlemeyi planlamadım da değil ama, neysee.. Ölümlü Dünya setinde bizi şahane şekilde ağırlayan Taff Film'e (Pasta rocks!), PR ajansı All İletişim'e, yapım ekibine ve bütün oyunculara, Ali Atay Hoca nezdinde çok teşekkür ederim. Kısmetse, 26 Ocak akşamı görüşmek üzere.. Gişeniz bol, keyfiniz daim olsun!

Böyle işte..
R.
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER