Fazilet Hanım ve Kızları: Neden YağHaz ve biraz Yağız

Fazilet Hanım ve Kızları: Neden YağHaz ve biraz Yağız
Her şeyden önce, şunu söylemem lazım ki objektif olacağıma söz veremem, çünkü bu cümleler tamamen hislerimle ve benim bakış açımla ilgili.
 
Fazilet Hanım ve Kızları'nın bütün bölümlerini beklenmedik bir heyecanla izledim; bu hikaye göründüğünden daha fazlasıdır diyebilirim. Uzun bir süreden sonra iki enteresan karakter keşfettim. Ne kadar ilginç... Tamamen bambașka dünyanlardan gelmişler; ama onlar ne kadar birbirlerine benziyorlar ilk bakışta anlayabildim.
 
Hazan'ı tanımlamak için en uygun söz 'özel'dir... Çünkü onun güzelliği giydiği kıyafetlerinden değil, kalbinden geliyor. Fazilet'in erkek fatması belki de bütün karakterlerin en rasyonel olanıdır, onun için AŞK bile kapalı bir kutu gibi kalır ona gerçek anlamda güveninceye kadar.
 
Yağız ise görünüşe bakılırsa, ”kusursuz” bir adamdır; ama aynı anda onun etrafında gizemli bir hava var sanki... Hala çözemedim sahip olduğu şeyi ve sanırım dikkatimi böyle çekti, çünkü ihtiyatlı insanlardan her an beklemediğin şeyler öğrenebilirsin.
 
HazSin mi? YağHaz mı? Ben senaryo'yu o kadar berrak görmüyorum şimdilik; ama Fazilet Hanım ve Kızları'ndan bahsederken, sebepsizce aklım sürekli YağHaz'a koșuyor... Neden sosyetik playboy/güzel klişesini seçmeyeyim? (iyi bir nedeni yüzünden - böyle hissediyorum). Yağız'ı ve onun bakışlarının sırrını seçiyorum... Evet, Yağız'ı/Hazan'ı/YağHaz'ı kalbimle seçtim.
 
Aşk hakkında konuştuğumda, sözlerden vazgeçmeyi seviyorum, sadece o zamanda anlıyorum ki her şey mümkün ve 'imkansız' aklımın elinde sadece bir kukladır. Her şey tamamlama ile alakalı; aralarında olası bir aşk, sonsuza kadar illüzyon olsa bile (ya olmazsa), mehtap gibi parlıyor. YağHaz mı? Evet, çünkü ikisi de farklı, belki de iki farklı insanlardan farklı bir aşk doğabilir diyorum... Belki de nefretten doğan bir aşk bu dünyanın ne kadar öngörülemeyen bir yer olduğunu gösterebilir herkese. Sizce? Hazan, Yağız'ın diși versiyonu gibi görünmüyor mu? Tamam, toplumsal konumlarını farklı, ama karaktere bakın. Üstelik, aralarında özel bir elektrik var, hele o nefret dolu bakışları... Sanki onlar için zaman duruyor.


 
Son bölümde, YağHaz ile tek bir sahne vardı; ama siz fazlası için merak etmiyor musunuz? Bütün meselesi küçük detaylardan başladı: sözlerden: ”Karışmayacaksın!... Umursamayacağız, yok sayacağız!” diyor Yağız; ama ablasının cevabı onun yüzünde suskun bir deniz doğuruyor..”Sen yok saydığın için mi bu kadar sinirlinisin?” Gerçek meselesi budur; Yağız'ın yüreği așk tarafından yaratılan kontrolsüz fırtına esirdir ve onun haberi yok bile... Şimdilik. ”Yeme bu numaraları, yeme!” Aslında "o numaraları” çoktan yedi. Onun duygularına cesaret vermemek için, tuzak gibi yalana inanmaya tercih eder. (ve yine diyorum... şimdilik) Bakışlardansa o ayakkabıları kendi masasında koyup, kim bilir kaç zaman izledi? Yağız'ın etrafında o kadar karışık bir sis var ki..”Çık ordan!” diye bağırmak istiyorum.
 
Ve sonunda... Neden YağHaz? Çünkü 'keșke...' demek istemiyorum, hissetmek istiyorum. Sizce neden YağHaz?
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER