EDHO: İki kurucu kapışması, yeni liderimiz kim?

EDHO: İki kurucu kapışması, yeni liderimiz kim?
Eşkıya’nın 65. bölümünü ‘O Rüstem buraya gelecek!’ gazıyla yola çıkarak yorumlamaya başlamıştım fakat hem teknik hem de sağlık sorunlarım nedeniyle yarıda kalmıştı. Hazır yeni haftaya merhaba demiş, yeni fragmanımıza da kavuşmuşken neler yaşandığına, nelerle karşılaşacağımıza dair fikirlerimi sizlerle paylaşmadan 67. bölüme geçiş yapmak istemedim.
 
Hızır reis’in o Rüstem buraya gelecek kararlılığına eşlik ederek başladığımız 65. bölümün başında en çok dikkatimi çeken Nevzat’ın da artık ‘Reis sensin, nasıl istersen öyle’ moduna tam olarak girmesi olmuştu. Devlet işlerinden çıkıp yavaştan mafyatik katına geçişi yakışıyor aslında Nevzat Bey’e bence.
 
Cemil’in mevzularından habersiz olan masanın onu âlemlerde aramaya girişmesinin Tipi’ye yarayacağı çok barizdi zaten. Eski defterleri açarak gönlünü yine Gönül’üne kaptırmasıyla resmen bambaşka bir Tipiyle karşılaştık. Fakat başta ablası olmak üzere diğer herkesin tersine ben yeni Tipi’ye tek kelimeyle bayıldım! Her şeyden önce gerçek adını öğrendik Tipi abimizin nihayet. Murat ismine alışmak pek kolay olmayacaktır tabii o yüzden Tipi’den devam… Gönül Dağı’yla aramıza katılan yeni isimlerden biri de Zara oldu, hoş oldu bence.
 
İlişkilerden devam edecek olursak, bir süredir gözlerden uzak olan Esra’nın geri dönüşü baya bir hareketli oldu. Çok fanı olduğunu biliyorum o yüzden linç yemeyi hiç istemem fakat Esra İlyas’ı yani nam-ı diğer Esil’i seviyor olsam da, Suzi ve İlyas’ın çok daha uyumlu olduğunu düşünüyorum. Aslında birbirlerinden çok farklılar, fazla zıtlar ama zıt kutuplar çeker misali bir şekilde uyumlu geliyorlar bana. Yani İlyas’ı Suzi’yle izlemeyi daha çok seviyorum. Umarım daha uzunca bir sürede izleriz. Zaten Mert de Esra’ya yürüyor yavaştan… Geçtiğimiz bölüm, Esra evde Suzi’yi gördüğü için o sinirle -haklı olarak- Mert’e söylememesi gereken şeyler söylemişti. Mert, Hızır reisin tarafında olduğunu her seferinde belli ediyor ama ben hiçbir zaman tam anlamıyla güvenemeyeceğim ona sanırım İlyas gibi. Sanki her an satacakmış gibi hissediyorum bizi. Bence Mert'te o potansiyel var. Umarım yanılırız.
 
Aynı şey Cemil için de geçerli mesela. Zorunda kaldığı için Hızır reisin tarafında. Daha iyi bir şart yakaladığı an canını düşünmeden satar bizimkileri. Gerçi bu gidişle satamadan ya Serkan ya da Ender tarafından öldürülecek gibi.
 
Müneccim Şahin Ağa muhabbetiyle çok eğleniyorum. Geçtiğimiz haftaki yarıda kalan paylaşamadığım yazımda Vıcığın yolunun yol olmadığını, tehlikeli sularda yüzdüğünü ele almıştım. Ender’in de şüphelenmeyi bırakmayarak bölüm sonu İlker’i kaldırmasına ‘Oh iyi oldu!’ desem de meğer Hızır reisin yine her şeyden haberi varmış. Bu arada tabii Ender reis sayesinde de yine güldük eğlendik. Çakırbeylileri saf dışı tutarsak, en sevdiğim karakterin Ender olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Çok daha fazla bombacı Ender sahnesi istiyorum, hastasıyız!
 
İkili ilişkilerden bahsetmişken son iki bölüme de damga vuran Kaplan-Ceylan’dan bahsetmemek çok ayıp olur. Ben bu ilişkiyi onaylıyorum hocam! Yakışıyorlar her türlü, bence makuldür. Ünal Kaplan’ın Hızır Ali’lerin evinde geçirdiği süre boyunca izlediğimiz her sahne muhteşemdi. Tam o sahnelere bitmesi yakın diye üzülecekken Ünal’ın Hızır’ın evine geçmesi geride bıraktığımız bölümün Rüstem’den sonra en büyük bombasıydı resmen. Evde Meryem’in Ünal ile Ceylan arasında çöpçatanlık yapmasına mı, Suzi’nin Hayriye anneyle aynı ortama girmesine mi yoksa gecenin bir vakti Ünal Kaplan ve Hızır Çakırbeyli’nin pijamalarıyla mutfakta süt ve kurabiye yemelerine mi gülsem şaşırsam bilemedim. Tek eksik Alparslan’ın yemek sahnesinde olmamasıydı bence.

Can Gürzap gelmiş, hoş gelmiş! Onlar Rüstem Rüstem dedikçe acaba kim gelecek diye baya bir merak ediyordum. Çakırbeyliler bir yana, masanın kurucusu olan en az Ünal Kaplan kadar gösterişli biri olması gerektiğinden Rüstem’i oynayacak karakter beklentiyi daha gelmeden yükseltmişti. Can Gürzap’ın tam bir Rüstem olduğunu düşünüyorum o arabadan indiğinden beri. Ağır ve hafif tehlikeli olabileceği sinyalini verdiler bize açıkça. Kısacası Can Gürzap’ı EDHO’da izleyeceğime sevindim. Eskilerden tanıdık bir isim olarak kadroya çok güzel oturdu.
 
Bir Serkan’a bir de Avni’ye artık gitgide sinir olmaya başlamıştım. O yüzden Avni’nin ortadan kalkmasına sevindim. Rüstem’i getirtmeye çabalarken diğer yandan Serkan’a güç kaybettirme çabalarında şimdilik her şey yolunda gitse de dediğim gibi Rüstem dengeleri çabucak bozacak birine benziyor. Bölüm sonunda nihayet masa toplandığında asıl bombayı Rüstem’in patlatacağını tahmin etmek zor değildi. Otelde de Avni’yi gözden çıkaracağının sinyallerini vermişlerdi zaten. Rüstem’in kardeşini vurarak anlattığı hikâye bana Alparslan’ın babasını kim öldürdü diye bugüne kadar anlatılan tüm hikâyelerden daha gerçekçi geldi. Rüstem’in Alparslan’ın babasını öldürttüğüne hemen inanabilirdim fakat Avni’nin yapması da mantıklıydı. Tabii gerçek olan hikâye cidden buysa intikamlarını kendileri alamadığı için Çakırbeyli’lere özellikle Alparslan’a üzülürüm. Rüstem’i öldürdüler sanarak toplantıya dalan Ünal’ı görenlerin tipleri ise çok iyiydi. Bir Ünal Kaplan’ın kolay ölmediğini herkes biliyor artık resmi olarak. Asıl soru masanın iki kurucusu arasında neler yaşanacağı, yeni liderin kim olacağı? Bir de Rüstem’in bu şekilde oyuna getirildiğini kolay kolay unutup hazmedecek bir tip olduğunu hiç sanmıyorum. Rüstem, Çakırbeyli’lerden birine zarar vermek istese ilk oyununu Alparslan üzerinde oynar gibi, bunu otelde açıkça belli etti zaten. İleriye dair asıl merak ettiğim, dengeler değişir de Hızır reis Ünal’a karşı Rüstem’in yanında yer alacağı yeni bir mevzu doğar mı acaba? Çünkü o zaman işler gerçekten karışır ve daha da heyecanlı bir hal alır. Tam da Ünal’la Hızır’ın arası ısınmışken gidişat nasıl olacak bakalım. Davut’un Alparslan’ı Rüstem’i öldürmemek için ikna etmesi de kafaları karıştıran ayrı bir mevzuydu zaten. Ortada açık kalan ve gitgide karışan çok mevzumuz var anlayacağınız. 

Yeni bölümü heyecanla bekliyoruz…
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER