Tesir: "Aşk için Viagra mı buldun sen?"

Tesir:
2014’ün sonunda başladığı sahne yolculuğuna üçüncü sezonu ile devam eden Siyah Beyaz ve Renkli Tiyatro’nun oyunu Tesir; aşk, depresyon, yalnızlık, geçmiş-gelecek kaygısı, güven, mesleki etik gibi konularda akıllara bıraktığı onlarca soru içinde aslında en kısa ve öz olarak izleyicisine şunu sorar: Aşkın da viagrası olabilir mi? Yüksek tansiyon tedavisi için geliştirilen bir ilacın kuvvetli ereksiyon yan etkisinin keşfedilmesi üzerine, yüzyılın ‘kazara bulunan’ en başarılı icatlarından olabilmişse Viagra; günün birinde, bir yerlerde "aşkın viagrasını" da keşfetmek neden mümkün olmasındır çünkü...?

“İstenmeyen yan etkiler”. Aşk, herhangi bir ilacın “istenmeyen yan etkisi” olabilir mi? Aşkı, dopamin seviyemizdeki kontrol edemeyeceğimiz yükselişlerin doğurmuş olma fikri ne kadar olasıdır? Hiç romantik olmadığı kesin olsa da; aşkın romantik bir serüvenden ziyade kimyasal bir tepkime olmadığını kim, ne şekilde kanıtlayabilir? 

Sizi bu gibi sorular ile salondan çıkaran bir oyundur Tesir. Üstelik gerek oyunculuk, gerek reji, gerek de metnin kendisi bakımından o kadar etkileyici bir auraya sahiptir ki; kendinize aynı soruları yeniden sormak için sizi tekrar tekrar salona sokma etkisine de sahiptir. İkinci kez izlediğinizde de daha az etkilenmezsiniz; zira hem sorular geçerliliğini hala korumaktadır hem de sahnede izlediğiniz performans, bir bütün olarak, aynı soruları zihninizde aynı kuvvetle yankılandırabilmektedir.

Sorular aslında hem komplike hem basittir; diyaloglar koca koca oyunculuklarla, kulağınıza kulağınıza sokulan tiratlarla dile gelmez ancak sesler daima yüksektir. Özel bir klinikte anti depresan bir ilaç üzerinde gerçekleştirilen deneyinin parçası olan Connie ve Tristan’ın her doz alımıyla beraber biraz daha yükselen uyarılmışlık ve farkındalık seviyeleri; oyunun enerjisini de an be an yükseltir. Tek bir an bile durmak yoktur; mütemadiyen oyunun içinde değinilen o bungee jumping macerasına atılmış çift gibi ipin ucunda sallandırır sizi Tesir. Deneklerin bedenleri üzerinde yapılan bu kimyasal deneyin, bir süre sonra duygu durumları üzerinde cereyan eden psikolojik bir deneye evrimine şahit olursunuz. Daha da etkiletici olan ise, bu sürecin “yöneticileri” konumunda bulunan psikoterapist Dr. Lorna ve psikiyatr Dr. Toby’nin de aynı evrim içerisinde, kendi deneylerinin bir nevi denekleri konumuna gelmesine şahit olmaktır. 

Tesir, 19. Yapı Kredi Afife Tiyatro Ödülleri’nde Dr. Lorna’daki performansı ile Aslı Yılmaz’a "Yılın en başarılı kadın oyuncusu” ödülünü; 20. Sadri Alışık Ödülleri’nde ise Connie ve Tristan’da izlediğimiz Güneş Sayın ve Salih Bademci’ye "Drama Özel Ödülü"nü ve Aslı Yılmaz’a "En iyi yardımcı kadın oyuncu" ödülünü kazandırdı. İngiliz yazar Lucy Prebble’ın derdini net ve direkt anlatan metni, Sanem Öge’nin bu tekste getirdiği düzgün, kulak tırmalamayan Türkçe çevirisi, sahneyi tekste ve performansa en uygun şekilde dolduran; seyircinin duygu durumunu en doğru şekilde modere eden ışık, müzik, sahne tasarımı gibi elementlerdeki başarısı ile Tesir, perdeyi kapatmadan izlenmesi gereken bir tiyatro şöleni. Tavsiyemdir. İzleyiniz ve izleyiniz. 


Yazan: Lucy Prebble
Çeviren: Sanem Öge
Yöneten: Çağrı Şensoy
Yapımcı: İsmet Vural
Prodüksiyon tasarımı: Ceren Sena Akgün
Yönetmen yardımcısı: Tuğçe Yolcu
Sahne ve ışık tasarım: Emir Uğurçağ
Müzik: Alican Okan
Video tasarım: Ceyda Günalp
Kostüm: Işıl Çelik
Koreografi: Gül Batırbaygil
Fotoğraf ve afiş: Ege İşlek
Oyuncular: Salih Bademci, Güneş Sayın, Aslı Yılmaz, Metin Yavuzoğlu

BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER