Bırakın kendi yaşadığınız ilişkileri bir kenara, üzerine
de şahit olduklarınızı ekleyin; göz atın bakalım her örnekte kazanan aşk mı olmuş? Geçmişten günümüze halk
hikayelerini, okuduğunuz romanları, izlediğiniz yerli/ yabancı dizileri ve
filmleri gözden geçirin hafızanızda hızlıca… En mükemmel aşklar bile mutlu sonla bitmeyebiliyor değil mi?
Sevişmelerinden didişmelerine, birlikte oldukları her
sahneyi defalarca izleyebileceğim, üstüne üstlük birbirlerine deliler gibi aşık
olduklarına kalpten inandığım Hülya- Kerim için ben de mutlu son isterim; hatta
günümüzde moda olan tanımla ‘mutlu
sonsuz’… Yine de hikayenin gidişatına göre alternatif mutluluklara da -
şimdilik kırıntı olsa da, kapalı değilim.
Sizden ricam Mahinur Ergun’un kaleminden mükemmel
tutarlılıktaki Kerim karakterini ve onu layıkıyla canlandıran üstelik Kerim’e
her serzenişimizi bumerang etkisiyle geçersiz kılan eritici bir gülüşe sahip
Birkan Sokullu’yu şöylece masanın kenarına bırakalım, arkamıza yaslanalım ve
yazıyı okuduğumuz sürece sadece Hazer Torunbaş’a odaklanalım…
Cevher kadınlarının söylemiyle
“Hay maşallah” (Pamir Pekin’in kendi Instagram hesabından
alınmıştır.)
Üç bölümdür misafir oluyor hanemize, hoş gelmiş.
Sefalar mı getirmiş yoksa yaptığı iyiliklerin arkasında yakın zamanda
saplantıya dönüşecek bir ilgi mi var bekleyip göreceğiz. Bu süreçte izleyiciler
arasında taraflar çoktan belirlenmiş, hatta sosyal medyada kılıçlar kuşanılmış:
Kerim'ciler ve Hazer’ciler karşı karşıya…
Kerim’i hataları nedeniyle gömenler Hazer Torunbaş’a ‘Yetiş Süpermen’ kapsamında
kucak açmış; Kerim’in bana göre giderek büyüyen hatalarını sebep sonuç ilişkisi
içinde mantıklı bulan ve karakterden umudunu henüz kaybetmemiş Kerim'ciler ise Hazer'i
kötü niyetli fırsatçı olarak benimsemiş.
Günün sonunda adam “The King” (*). Şöyle ki;
Torpil olayında “Hazer
net kötü niyetliydi.” diyebilir miyiz? Kardeşinin hayatını kurtaran
hocasına geçirdiği zor dönemde biraz nefes almasını sağlayacak bir molaya
gücünü devreye koyarak olanak sağlamasının torpilin etik değerlerimize uygun
olmaması haricinde nesi yanlış?
Kendi cümleleriyle “Seni hayata döndüren adama bu kadarını borçluyuz. Yaşadığı o korkunç
şeylerden sonra uzaklaşmak iyi gelir ona da…” Üstelik bu torpile ön ayak
olmasının gerisinde evliliğinde yaşadıklarının da etken olduğunu göz ardı
etmeyelim. Kerim’le kolayca empati kurabiliyor çünkü Melisa’nın Kerim ve
evliliği hakkında anlattıkları onun da başından geçenlerle birebir aynı değil
mi? Taraflardan biri eşine ihanet eden, çocukları bahane ederek elinden her
şeyi almaya çalışan servet avcısı bir eş.
Yazı devam ediyor..