Ah Damon
Salvatore ah. Aşık oldun mu ne de güzel seviyorsun öyle. Masmavi
gözlerinle ne çok şey anlatıyorsun. Mavi gözleri olan herkes böyle mi acaba? Bu
kadar güzel, bu kadar özel mi bakıyor hepsi? İki tane adam tanıdım. İkisi de
hayatlarını sığdırdı bir çift mavi göze. Ruhlarını okudum pek çok kez. O kadar
çok şey anlattılar ki gözleriyle…Hayal kırıklıklarını, acılarını, öfkelerini…En önemlisi de
aşklarını.
Yaktın, yıktın,
kırdın, öldürdün, paramparça ettin çoğu zaman ama sana hiç kızamadım
ben. Belki de her şeyi aşkın için yaptığındandır? Belki de bir kez iyiliği gördü
mü hep iyilik bekleyen insanların beklentisine göre yaşamak istemediğindendir?
Belki de içindeki bu karanlıkla nasıl baş edeceğini bir türlü öğrenemediğindendir?
Belki de dünyanın en berbat tercihlerini yapan, sevdiği kadar sevilemeyen
adamın teki olduğundandır? İnan, bilmiyorum. Ama gördüm. Sende gördüm be Damon.
Aşkın bir insanın yolunu nasıl aydınlatabileceğini ilk sende gördüm ben. Değiştin.
Aslında değiştin demek doğru olmaz. Kendini olmadığın biri gibi göstermeyi bıraktın.
Onun sayesinde. Ona olan aşkın sayesinde. Elena Gilbert, ölü bir adamı
tekrardan hayata döndürdü. Aşkıyla. Bu yüzden korktum. O kadar çok korktum ki,
Elena, tabutun birinde Bonnie ölene kadar uyumaya mahkum edilince. Karanlıkta
yolunu bulamayacağından korktum. Yine o adama, pek çoğunun gerçek yüzün sandığı
o berbat adama dönüşeceksin diye inan, çok korktum.
Evet, tökezledin. Yine ne
yapacağını bilemedin ama o adama dönüşmedin. Ona tutundun çünkü. Elena’ya. Aşk çok
garip bir şey. Üzerimizdeki etkisi, saçma. Bir duygu nasıl bu kadar güçlü
olabilir? Nasıl bizi bize yabancı hale getirebilir? Sonra… Sonra yine birileri
için, Stefan için fedakarlık ettin. Bir odaya girdin ve yine karanlık esir aldı
seni. Bu seferki geri dönüşü olmayan bir şey gibi görünüyordu ama sen tutundun
yine. Elena’ya…Uğruna her şeyi yaptığın, yapacağın kadına. Seni sen yapan o
kadına. Lütfen yine tutunmaya devam et Damon, çünkü sana ufak bir spoiler
vereyim az kaldı, dönecek. Son kez sen elini uzatacaksın, Elena tutacak ve tüm
bunlar bitecek. 8 yıllık bir serüven 2017’nin baharında son bulacak. Vampir Günlükleri
8 sezonun ardından efsaneler arasındaki yerini alacak. O güne kadar sen
tutunmaya devam et. Şartlar aksi için diretse de vazgeçme! Asla! Pişt! Okuyucu!
Sen de vazgeçme. En nihayetinde Delena is endgame!
Öyle vampir
olunca insan aman dertsiz, tasasız sanıyor ama onların da işi bir hayli zor.
Kaybettikleri insanlıklarına sonsuz bir özlemde geçecek
sonsuz bir hayat. Ne acı.
Belki anlarız
bir gün biz de. Sonsuza kadar yitirmeden önce ‘insanlığımız’ın
ne kadar değerli olduğunu anlarız. Bir gün… Belki de anlamayız. Sonsuza kadar
bunu yitiririz ve biz, hiçbir şey anlamayız. Yaşar gideriz öylece. Kim bilir…Göreceğiz.
Not: Sevgili
Stelenacı arkadaşlar, bana kızmak, darılmak yok. Tamam, fanlık diktatörlük demek,
kendi istediğini kabul ettirmek demek, saçma bir şekilde “Hepimiz aynı şeyi
isteyeceğiz, düşüneceğiz ulaaaan!” demek demesine de demokrasi de güzel be ya ‘Ben’ öznesini gizli
özne yapmadığım için darılma bana. Aynı geminin yolcularıyız. Gemi de batacak
belli ki ama şanslısın, izlediği 10 dizinin 11’i biten birisi var karşında,
halledeceğiz, bende o iş. Delenacılar, Stelenacılar, Sterolinecılar,
Klarolinecılar geminin nasıl batacağını izlemek için hadi, son seferliğine hep
beraber filikalara!