Poyraz Karayel ve Oğuz Atay eserleri arasındaki bağ, akademik bir makaleye konu oldu!

Poyraz Karayel ve Oğuz Atay eserleri arasındaki bağ, akademik bir makaleye konu oldu!
Poyraz Karayel’in yayınlandığı ilk günden beri izleyicileri farklı bir biçimde kendine bağladığı bir gerçek. Diziyi farklı kılan özellikleri, son günlerde akademik bir çalışmanın konusu oldu. Çalışmanın merkezinde dizinin Oğuz Atay romanlarıyla arasındaki sıkı fıkı ilişki yer alıyor. Boğaziçi Üniversitesi’nden Nükhet Sirman ve Feyza Akınerdem, edebiyat dergisi Monograf'ta bu konuyu uzun uzun irdeleyen "Melodram ve Oyun: Tehlikeli Oyunlar ve Poyraz Karayel'de bir temsiliyet rejimi sorunsalı" adında bir makale yazdılar. Makalenin RaniniTv okurları için ilginç olan kısımlarının altını çizip, ilgilenenleri makaleyi okumaya davet edelim dedik. 
 
Makale, Oğuz Atay’ın romanlarına sinen ve ölümü nedeniyle nihayetlendiremediği bir projesi olan “Türkiye’nin ruhu”nu, Poyraz Karayel’in ortaya çıktığı dizi atmosferinde arıyor.

Bu atmosferin tarifi de oldukça ilgi çekici: Amerikan, İskandinav, Kore, Japon dizilerinden gelen hikayeler, türler, formatlar yerli dizileri etkilese de, makaleden Türkiyeli dizilerin  kendine özgü bir döneme girdiği anlaşılıyor. Yeşilçam’dan tanıdığımız, iyiyle kötünün çatışması ve iyiliğin kötülüğü yenmesi üzerine kurulu melodramların yanısıra; oyun üstüne oyunların kurulduğu, iyilik ve kötülükle derdi olmayan, biteviye bir çatışmanın yer aldığı dizilerin son dönemde ekranı doldurmasına dikkat çeken çalışma, Poyraz Karayel’in melodramı oyunla başarıyla birleştiren bir dizi olduğunu öne sürüyor. Oyunbaz, sık sık yalan söyleyen, farklı kimliklerin arkasına saklanan Poyraz, bütün bunları kötülere karşı iyi kalma mücadelesinin bir parçası olarak yapıyor. Burada altı çizilen faktör ise tabii ki bütün melodramların merkezinde yer alan aşk: Ayşegül Poyraz’ı sürekli iyiliğe davet ediyor. 

Makalede Poyraz’ın iyi kalma çabası ve adalet arayışı, Ayşegül’le kurduğu ilişki üzerinden irdelenmiş.
 
Çalışmada dikkat çeken diğer bir analiz de Poyraz’ın, Tehlikeli Oyunlar’ın Hikmet’iyle benzer tiratlar seslendirmesi üzerine. Bildik iyilik ve kötülük kriterleri, Poyraz’ın ironik diliyle alaya alınırken, Türkiye’nin ruhuna dair de bir resim çiziliyor. Tıpkı Hikmet’in emekli albay Hüsamettin Tambay’la karşılıklı yazdığı oyunlar gibi. Hikmet’in “Ülkemizde güneş olmasa toz olmazdı” naifliğinin, Poyraz’ın dilinde oğlu Sinan’a ve komşusu İsa’ya yaptırdığı ödevlerle benzerliğine dikkat çekilmiş. (belki buraya bir ödevin videosunu koyarız?). 
 
Poyraz’ın Ayşegül’le olan ilişkisinin yanısıra, Hikmet-Albay ve Poyraz-Albay ilişkileri de dizi ve roman arasındaki diyalogun önemli bir parçası olarak ele alınıyor:  “Albaylar hem Poyraz’a hem Hikmet’e eski Türkiye ya da Cumhuriyet’in düzeninin içinden konuşurlar.  Ve Poyraz da Hikmet gibi her başı sıkıştığında, her buhrana girdiğinde ya Albay’ın yanına koşar ya da Albay’ı yanında hayal eder… Hikmet’in albayı onu mevcut düzene; Poyraz’ın albayı ise unutulmaya yüz tutmuş değerlere çağırır.  Bu yüzden adı Cevher’dir. Bu adlandırma, diziyle roman arasındaki metinlerarası diyalogun en görünür olduğu yerlerden biridir” (alıntı). 
 
Tehlikeli Oyunlar’ın Hikmet’iyle Poyraz’ın serüvenlerinin hiç benzemeyen taraflarına da makalede dikkat çekilyor. Dizi izleyicileri açısından çalışmanın bu kısmı dikkat çekici olabilir. Zira Poyraz Karayel’in gündeme getirdiği iyi kötü çatışmasını çözmeye çalışmasının izleyiciye en cazip gelen tarafı olarak ele alınmıştır. Tehlikeli Oyunlar’ın ise trajik bir anlatı olduğu öne sürülüyor ve Hikmet’in iyi olmaya çalışırken yokolma hikayesi olarak nitelendiriliyor. 
 
Makalenin bizim açımızdan en güzel tarafı, izleyicinin dizilerde üstlendiği role dikkat çekmesi. Genellikle televiyon eleştirisinde beğenileri aşağılanan izleyici, bu çalışmada dizilerin oyunlarına gönüllü katılan ve bu oyunlarla eğlenen aktif bir katılımcı olarak nitelendiriliyor. Ve sonuç bölümünde yazarlar kendilerini izleyicilerin arasına yerleştirip şu soruyu soruyorlar: “Bu kadar kırılgan ve kaygan bir zeminde bildik normların iş görmediği bir anlatıda iyiler nasıl kazanacak? Neye göre kazanacak? Bütün bu oyunların sonu nereye bağlanacak?”.

Makalenin tamamını okumak için tıklayınız!




BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER