Vatanım Sensin: Küçük kız ve işgalci

Ben seni nasıl sarıp nasıl seveyim hayalimde, düşümde?
İzmir'deki küçük kızın koca vatanı taşıdığı yüreği öyle duvarlarla çevriliymiş, öylesine zırhlıymış ki işgalci ne yapsa kıramamış, geçememiş derinlere. Halbuki öyle yakınmış ki; bir ses, bir dokunuş mesafesindeymiş küçük kıza. Nasıl bu kadar mesafeler, duvarlar olabilirmiş arada?
 
Öylesine hülya, kutsal ve uzaksın ki Allah kahretsin beni.
 
Yürekten yüreğe açılan gizli geçitler varmış. Bazen duygular geçip gidermiş oradan bir başka yüreğe, biz bile anlamazmışız, farkına varmazmışız... İşte işgalcinin yüreğini saran duygular da böyle geçivermiş İzmir'deki küçük kızın yüreğine. Usul usul sarmaya başlamış, her kalp atışında 'Buradayım.' der olmuş. Olmuş olmasına ama küçük kız nereden bilsin bu duyguyu, kulak vermemiş öncelerinde bu sese. Ta ki İşgalci, İzmir'deki küçük kızın vatanını işgal edeyim derken işgale uğramış yüreğini yine onun uğruna ölümün ateşine fırlatana kadar...
 
Ölümün ateşinde, onun uğruna yanan yüreğin yangınını hissetmiş küçük kız yüreğinde; şah damarından ellerine, dizlerinden gözlerine doğru yürümüş sızısı. Artık duymaya başlamış kulak vermediği o duyguların sesini...
 
Kim bilir belki bu kadar sevmezdik birbirimizi, uzaktan seyredemeseydik ruhunu birbirimizin.
 
Şimdilerde İzmir'deki o küçük kızın yüreği; vatanın işgaline, mazlumun çığlığına nasıl dayanıyorsa öyle dayanmaya çalışıyor sevdaya da. Artık göğsünü aşka da siper ediyor, vatana ettiği gibi...
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER