Yeşim
Ustaoğlu,
“Tereddüt” üzerine yaratılan sansür ve otosansür tartışmalarını Asu
Maro ile konuştu. Dün Milliyet gazetesinde yayımlanan söyleşide Ustaoğlu, “Ben
otosansürle yıllardır savaşan, hiçbir filminde
otosansür uygulamayan bir yönetmenim. ‘Tereddüt’te
de otosansür yok” dedi.
Yeşim
Ustaoğlu,
son filmi “Tereddüt”ün vizyon kopyasında otosansür uyguladığı iddialarını
Milliyet gazetesinden Asu Maro ile konuştu. Özellikle sosyal medya ve
basındaki iddialar ve tartışmalara açıklık getiren Ustaoğlu, filminde
sahnelerin kesilmediğini, içeriği korunarak bir
iki plan içinde
çok
incelikli kısaltmaya gidildiğini söyledi.
“‘Tereddüt’ istediğim
şekilde yazıldı, yönetildi, kurgulandı”
Kavramların
doğru tartışılması gerektiğini söyleyen Ustaoğlu, “Otosansür, daha yazarken, çekerken,
kurgularken ‘Bunu yapmamam gerekir’ diye kendi kendinize koyduğunuz kettir. Ben
otosansürle yıllardır savaşan, hiçbir filminde
otosansür uygulamayan bir yönetmenim, ‘Güneşe
Yolculuk’tan beri bilirsiniz. Burada da aynı mekanizma benim için
çok önemliydi.
Film bildiğim, istediğim şekilde yazıldı, yönetildi, kurgulandı
ve sonuçlandı”
dedi.
Eser
işletme belgesi alma aşamasında +18 yaş sınırı aldıklarını belirten Ustaoğlu, “Vizyona
girmeden önce
eser işletme belgesi alımı sırasında +18 yaş sınırı alan film, aynı zamanda Kültür
Bakanlığı’ndan yapım desteği almışsa, destek
olarak aldığı bütçeyi
-ki çoktan
filme harcanmış, geri ödenmesi imkânsız bir bütçeden
bahsediyoruz- geri ödemekle yükümlü. Bunun üzerine bir
kez daha başvuruda bulunduk ve ince bir kısaltma yaptık. Bunu çok
dikkatli konuşmamız gerekir; bir sahne çıkarmak gibi bir davranışa asla
gitmedik. Bir iki plan içinde çok
incelikli kısaltmayla, içeriği koruyarak yaş
klasifikasyonunu bir nebze aşağıya indirebilecek bir yol izledik” açıklamasında
bulundu.
“Önemli olan
hep birlikte karşı durmak”
Şu
anda filmin +15 ve +18 olmak üzere iki kopyası olduğunu ve bunun bir emsal
olabileceğini anlatan Ustaoğlu, “Bu tür bir durumla baş edebilme hali ki, yaptırımlarla
mücadele etmek lazım aslında. Bu yönetmelik maddeleri
herkesi başından itibaren zaten kıskacı altına alıyor,
otosansür uygulamaya itekliyor. Düşünceye daha yapım aşamasında ket vurmaya
neden oluyor. ‘Tereddüt’ için böyle
bir durum geçerli
değil. Bir diğer önemli
olgu belki de, böyle
yönetmelikler
söz
konusu olduğunda başından bunu tartışmak, buna hep birlikte karşı durmak. Yaratım
özgür
bir şeydir. Bunu bir şekilde zapturapt altına almak yaratımı öldürür, sığlaştırır.
Buradan bir kazanç elde edemeyiz” dedi.
“Funda rolüne
sahip çıktı”
Filmin
oyuncularından Funda Eryiğit’in geçtiğimiz hafta
sosyal medya hesabından yaptığı “Ne yazık ki çektiğimiz
haliyle değil, sansürlü haliyle izleyebileceksiniz” açıklaması konusunda
da Eryiğit’i desteklediğini ve onu çok cesur bulduğunu söyleyen Ustaoğlu, “Hep
tersi davranışlar beklenebilirken oyuncudan; “Aman
böyle
olmasın, burası görünmesin”
gibi, - tuhaf bir şekilde erkek oyunculardan bunu daha çok
görüyoruz,
nasıl görünecekleriyle
ilgili davranışları çok daha tutucu bana sorarsanız, - bu filmde Funda da,
Mehmet (Kurtuluş) de, Okan (Yalabık) da, tabii diğerleri de; hem Ecem (Uzun)
hem Serkan (Keskin), son derece güven ilişkisi içinde
ve kendi rollerine sahip çıkarak davrandılar. Ama burada üzerine Funda’nın
oynadığı role sahip çıkmayla ilgili davranışını çok doğru
buluyorum. Tabii ki kendine, rolüne sahip çıkma olarak okuyorum bunu ve çok
da cesur buluyorum” yorumunda bulundu.
Söyleşinin
tamamını buradan okuyabilirsiniz!