Cesur ve Güzel: Kapat kapıları sevgilim!

TAHSİN KORLUDAĞ (Tamer LEVENT): Harika bir oyuncu! Bayılıyorum doğallığına. Üzerine giydiği her rolü kelimenin tam anlamıyla BABALAŞTIRIYOR. Sinirlendiğinde sık sık kullandığı "Ben sizin ağzınızın ta orta yerine tükürürüm!" cümlesi ise dillere peleseng olmak üzere. O tam bir Hayat Hırsızı! Tahsin'in yaptığı ya da söylediği bir şeye tam ısınıyor ve izleyici olarak "Yok ya bu adam harbi Anadolu insanı, vardır bu işte bi yanlışlık" diyorsunuz ama bir bakıyorsunuz adam harbiden de tam ve katıksız bir KÖTÜ! İki evladını birden ayrım yapmadan yatılı okulda okutmuş, sessiz ve ezik eşini yıllarca sindirmiş, başkasının hayatını elinden çalmış, açgözlü, hin oğlu hin bir karakter Tahsin. Üstelik hayatı boyunca sevdiği ve dikkate aldığı herkesi kandırarak kocaman bir yalanın içinde yaşıyor... Bol paralı ve korkusunu gizleyerek. Çünkü biliyor ki en çok suçlu olanlar bağırır ve kimselerin korkusuna benzemez kötülerin korkusu! Sakınacak, saklayacak ne çok şeyi olduğunu yavaş yavaş da olsa göreceğiz. Her yeni bölümde de bu sevimli, coşkulu, sevmek istemediğim ama kendimi tutamadığım adamın sakınacağı yeni bir ipucu bulacağım biliyorum.

MİHRİBAN ALTINBAŞ (Devrim Yakut): Cesur ve Güzel kadrosunun en ağır toplarından biri. Cuk oturmuş rolüne, kelimenin tam anlamıyla. Onu izlerken "Allaam tam da Tahsin'in dişine göre bi kadın!" demekten kendimi alamıyorum. Ama sonra toparlanıp, aralarında müthiş bir iyilik farkı olduğunu düşünüyorum. Tahsin, kendisi hariç evlatları dahil herkese potansiyel kötülük yapabilecek bir adamken, Mihriban'ın yapacağı kötülüğün tek hedefi Tahsin olabilir. Gelinliğiyle onu nikah masasında bırakmış bir adama güttüğü kin bitmemiş, bitecek gibi de değil. Zamanla esner mi? Duygusallaşır mı bilemiyorum? Bildiğim şey ise herhangi bir şekilde o eski ve can yakıcı günlerin acısını bir gün çıkaracak. Öyle ya da böyle! Gözü karalığı, anaçlığı, görgülü iş bilir  halleri, açık sözlülüğü bana bunu çağrıştırıyor ve onun hemen arkasında yer almamı sağlıyor.. Arkandayım Mihriban!

KORHAN KORLUDAĞ (Erkan Avcı): İlk kez izlediğim bir oyuncu. Korhan'ın aşkla baktığı ve deli gibi kıskandığı eşiyle diyalogu şahane. Onun aşık bir koca olduğunu hissediyorum. Her ne kadar babası Tahsin tarafından sürekli hor görülüp, aşağılanıyorsa da aslında dizideki en güvenilir karakter. Kötülük yapacaksa da açık açık yapıyor ve söylüyor. Adamın neredeyse bütün kartlarını görüyoruz izlerken. Özünde temiz kalpli ve iyi bir adam Korhan. Ailesine düşkün, babasının gözüne girebilmek için durmadan çabalayan ama uğradığı haksızlıkları da açık sözlülükle düşünmeden dile getiren biri. Sarhoş olup, babasına onun hakkında bildiklerini ve asıl düşüncelerini haykırdığı sahnede ise bana göre devleşmişti... Korhan'ın bu hikayede kilit karakter olacağını düşünüyorum. Belki ilk başlarda korumacı davranıp her pisliği ört bas edecek olsa da umudum var... Adamın yüreği iyi, yapacak bir şey yok!

CAHİDE KORLUDAĞ (Sezin Akbaşoğulları): Nam-ı diğer Beyaz Gelincik (hala)... İtiraf edeyim yıllardır kendisini Ceren Aslanbaş olarak anıyorum ve takip ediyorum. Çok güzel, doğal ve her rolde kendini biraz daha geliştirmiş bir kadın Sezin Hanım. Cesur ve Güzel'i izlerken ise Ceren oldu, Cahide... Aslında inanılmaz hırsı, kocasına duyduğu büyük aşk ve ne yazık ki kayınpederinin kök salmakla ilgili müthiş kaygılarının, kötü hem de köpkötü yollara ittiği çok çaresiz bir kadın Cahide. Zavallı mı? Ezik mi? Kişiliksiz mi? Bu soruların hepsine kocca bir HAYIR! Ama "çaresiz mi" diye sorarsam yanıt; EVET! Hayatı boyunca boynunda dev bir prangayla yaşamayı göze alacak kadar hemde... Kuyruğu sıkıştığında yüzündeki ifade geçişlerine bayılıyorum... Heyecanlandığında, gözüne bir şeyler takıldığında, cahilliğini veya işlediği suçları saklamaya çalışırkenki hallerine de... Zekasının beni şaşırttığını da eklemeliyim. Onun yerinde olsam ne yapardım diye düşünmeden edemiyorum. Oyuncunun başarısı da bu cümlede yatıyor bende... Saygılar Cahide!

BÜLENT ALTINBAŞ (Serkan Altunorak): Fiziğinden önce sesine aşina olduğum oyunculardan. Cesur ve Güzel'de ise kendini aştığına şahit oluyorum her hafta. Kah kızıyorum ona, kah taraftarı oluyorum kah korkuyorum... Önceleri Sühan'a karşı derin bir aşk hissettiğini düşündüysem de dördüncü bölümde fena faka bastırdı! Annesi Mihriban'a "Sühan benim umurumda bile değil!" diyerek yaptığı itirafın devamını, "Cesur'la aranız mı bozuldu? Hangisini sinir etmek için çağırdın beni buraya? Babanı mı,Cesur'u mu?" diye Sühan'a açık açık sorarak getirdi...Vay be! Cesur'u uyarmak istedim.Yavaş atın tekmesi pek olur derler. Bülent asıl korkulacak karakter artık bence... Hiç ummadığın bir yerden, karanlık bir gecede, kimselere hissettirmeden can yakacak ve can alacak biri. Gözünü bile kırpmadan ateşle oynadığına görekimbilir daha iyiyi oynayarak, Sühan-Cesur ikilisine neler yapacak? Tahsin'in daha çağdaş versiyonu olduğunu düşünüyorum. Bakalım o insanların hayatından neleri çalacak?

ADALET SOYÖZLÜ KORLUDAĞ (Nihan Büyükağaç): Bu dizide beni en çok çeken karakter Adalet. Karaktere bu ismin bile isteye verildiğini düşünüyorum. Biraz simgebilime girecek ama kadının hem mesleği (Eczacı kendisi) hem de ismi 'Al sana bir kilit karakter daha!' dedirtiyor. Her daim bakımlı, çekici ve çok yalnız bir kadın Adalet. Anladığımız kadarıyla da anasız babasız büyümüş ve zamanında epey ezilmiş biri. Korkak... Çekingen... Ve muhtaç! Hem de Tahsin'e. Birlikte sakladıkları sırların  gölgesinde nefes almaya çalışan biri. Yaralı bir kuş izliyorum onu izlerken. Dik durmaya çalışıyorsa da öyle çok şey var ki ağırına giden. Kötü mü? Bilmiyorum... Ama mavi gözlerinden akan o derin hüznü duyuyorum... Şimdilik! Belkıs Anne'sinin Tahsin tarafından öldürüldüğünü öğrendiğinde ne yapacağını ise merak ediyorum.. Şaşırt beni Adalet.. Cesur ol!


Yazı devam ediyor..
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER