Ustanın da dediği gibi ‘’Mutluluk da mutsuzluk da bize dair.’’ Pamircim oturup senin için uzun uzun üzüldüm bilir misin? Hep git dedim sana ama hep sevdiğimden dedim. Sen üzülme, hırpalanma daha fazla aşk acınla diye. Sen bu dizinin karakterlere en güzel dokunan insanlarından biriydin. İso gibi güzel tanıyorsun insanları. Zekânla ve hislerinle çözüyorsun hemen. Seda’nın dertlerini dinleyip çözmen yetmedi şimdi de Ömer’in terapisti olduğun gibi. Bütün varsayımlarına katılıyorum. Defne’nin korkmasını, üzülmesini istemediğini de düşünüyorum Ömer’in. Keşke bu olayı da çözebilseydin iyice Pamir. Biz çok meraklardayız da. Ama senden bir şey istemeye kimsenin yüzü yok. Şirketi mi kurtarmadın? Sinan’a Seda’nın annelik duygusuyla yaşadıklarını mı özetlemedin mi? Defne’yi sakinleştirmedin? Ömer’in en zor zamanlarını fark edip çaktırmadan olayı mı çözümlemedin? Hatta balık tutma aktivitesiyle tevekkül anlayışını bağdaştırdın. Hayata yetişmeye çalışmaktan bahsederken Ömer’e terapi yapıp sakinleştirmeye çalıştığın gözümden kaçmadı. Sen muhteşem bir karakterdin Pamir. Ama bu dizide herkesin bir rolü ve amacı vardı. Bittiğinde giderdi. Süren dolmuş demek ki gidiyorsun. Giderken gözümde yaş oluyorsun Defne’nin hırkasını yanına almaya çabalayıp koklayıp geri bırakarak. Kuzeni ve sevdiği kızın mutluluğu için akıl yürütüp, yardım etmeye çalışıp sonra su gibi akıp yolunu bulmaya gidiyorsun Pamir. Umarım senin hikâyen de çok güzel devam eder. Mutlu ol sen. Çok hak ediyorsun. İşte Ömer Defne aşkını görüp büyüklüğünü anlayıp kendi kendini yeme buralarda diye git dedim sana. Ama sen giderken de ‘’Hoşça kal.’’ derken de üzüldüm. Yolun açık olsun Pamir Marden. Kiralık Aşk seni unutmayacak.

Ah be Seda! Sen ne yaptın bu Sinan’a. Neriman Hanım’a akıl danışacak kıvama geldi adamcağız. Kaplan taklidiyle güldürürken de kapında ağlarken de “Salih Bademci sen ne büyük bir oyuncusun, helal olsun. ’’ demeden edemiyorum. Eski eş kesinlikle başa bela olacağa benziyor. Şimdi kızına yeni bir baba, eski eşine yeni bir eş fikri hoşuna gitmeyecek. Sinan sen o kapıya dayanıp ağladın ya içim gitti. Daha Lara’ya kaymayı öğretecekti. O kaplan felan değil bir kedi. Ama dünyaları yakabilecek biri aşkı için. Seda seni anlıyorum. Kızının mutluluğu her şeyden önemli ama eski eşinin evde kalması Lara için çok da sağlıklı değil gibi geliyor. İki gün sonra eşi affedince evine geri dönecek. Lara yine üzülmeyecek mi? Ama en çok da duvar kenarında ağlayan Sinan karmaşık aşkın belki de en zayıf ve güçsüz olan halkası sensin yaşadığın acıyla.

Ömer’imin sağduyusuyla bitirmek istiyorum yazımı. Başkası olsa kız beni seçti düşüncesiyle yıkar ortalığı. Ama karşımızda İplikçi duruyor. Defne’nin ailesi onun canı ve çok değerli. Onlarla uzlaşmak istiyor. Çıldırmış Defne’ye rağmen konuşmaya ikna ediyor onu. Çıldırmış derken o sahne neydi öyle? Nefesimizi kesen anları Defne nasıl anlamış öyle? Ömer için bu hali de kabulmüş. Manyak seviyorsa demek ki. Sonunda Ömer’in ılımlı anlayışının, Defne’nin aşkının gücünü fark eden bir Topal ailesi buluruz umarım. Defne’nin kaçalım fikrine, kadınların hissiyatına güvenmesi gerektiğini ve suyun akması gerektiğini öğrenen Ömer’in onay vermesinden sonra Topal ailesi yetişebilirler diye umuyorum.

*Dizinin bu haftaki tek komedi unsuru Koray Sargın’ın Sinoş’una yaptığı muhteşem beste idi. Teşekkürler Koray.

* Topal ailesi ara sıra da Ömer niye gitmişti diye empati yapabilir mi? Ya da sadece düşünelim. Ömer de gelsin bence bir gün konuşmaya da ‘’Evleneceğiz.’’ desin. Daha çabuk ikna olurlar.

*Topal ailesini anlamadığım da sanılmasın. Her aile gibi evlatlarını düşünüyorlar farkındayım. Ancak Defne kararını güzelce anlatmışken saygı duymak düşüyor gibi.

*Pamir’in koşusundan, sahilde balık tutmaya bize görsel şov yaşatan tüm ekibe, görüntü yönetmenine ve yönetmene hepsine teşekkürler.

*Her sarıldıklarında bize acılarının da mutluluklarının da ortak olduğunu hissettiren Defne & Ömer gibi aşklar diliyorum. Umarım artık acısız haftalar geçirebiliriz. İyi haftalar.