Vatanım Sensin: Vatan arzusu

Vatanım Sensin: Vatan arzusu
Aidiyet duygusuyla geliriz dünyaya. Bu öyle bir duygudur ki onu hissettikçe aynı oranda başka bir duygunun da merkezine yerleştirir bizi; sahip olma duygusu. Yani ait oldukça sahip hissederiz kendimizi, tıpkı vatanımızı hissettiğimiz gibi. İçine doğduğumuz yuvanın sınırları daha geniş olanıdır çünkü vatan. Hem ait olduğumuz hem de sahibi olduğumuz ve bu yüzden de onu korumak için her şeyimizi gözümüz kırpmadan verebileceğimiz yuvamızdır vatan.
 
Ben hiçbir şeye kutsallık verilmesinden yana değilimdir. Kutsallık verilerek değil, o şeyin ne kadar önemli olduğunun fark edilerek hareket edilmesi gerektiğine inanırım. Çünkü kutsallaştırmak insanı bilinçsizce ve olayı tartıp anlamadan harekete sevk eder ki bu durum o şeyin önemini anlamaktan uzaklaştırır bizi. Toptancılığa, genellemeye sevk eder ya da kopyala yapıştır mantığına hapseder. İşte vatan kutsal olduğu için değil, biz insanlara yuva olduğu için, bizi özgürleştirdiği için, varlığımızı sürdürmemize hizmet ettiği için baş tacı edecek kadar kıymetli ve de canımızı kurban edecek kadar değerlidir. Bizim tanık olduğumuz bu hikayede de Cevdet bu kıymeti bilen ve ateşe korkmadan yürüyen sağlam bir karakter.
 
Yaşam her birimize ayrı ayrı görevler verir. Kimimiz sadece kendi hayatına yön verirken ve de kendi çevresini etkileyen kararlar alırken, kiminin yüklendiği görev o kadar ağırdır ki bir milletin geleceği onun attığı adımlarla, aldığı kararlarla şekillenir. Öyle ki taşıdığı sırrın açığa çıkması koca vatanın yitip gitmesine açılan kocaman bir deliktir. Silahları bulmak için çıktığı bu yolda bir sürü aksilikle karşılaştı Cevdet. Bir yanda Ölmez Hasan gibi bir eşkıya, diğer yanda şeytana pabucunu ters giydirecek kadar şeytan akıllı Tevfik ve hepsinden önemlisi de içinde bulunduğu görevin gizliliği ve de büyüklüğü. Bütün bunlara ek olarak da hiçbir şeyden haberi olmayan çok sevdiği ailesi.


 
Onun sağ salim dönmesi için dualar eden Azize ve döndüğü için Allah’a şükürler eden Hasibe Ana. Bir yanları o bildikleri ve de sevdikleri Cevdet’i bağırlarına basmak isterken, diğer yanları yeni yüzünün onları hüsrana uğratmasıyla uzak duran iki kadın. Gerçeği gizlemek zorunda olan vatansever bir adam ve gerçeğin gizlendiği bu iki kadının işi gerçekten çok zor, hepsinin içinde ayrı ayrı fırtına.
 
 Mektubunun her satırında tek tek anlattığı gibi Cevdet’in içinde bulunduğu hal ise tam bir cehennem. Azize ki onu aldattığını düşündüğü kadına yardım istediğinde hiç düşünmeden koşa koşa gidecek kadar gönlü büyük bir insan. Bir yandan Cevdet’in gazabına uğrayarak kırılıp dökülürken bir yandan ismini komutana söylemeyerek ustaca gerçeği gizliyor. Kadınlık gururu sürekli incinirken bir yandan evlatları için sert duruşuyla hayata tutunmaya devam ediyor. Ama Azize lütfen Tevfik’in nasıl bir yılan olduğunu anla artık. Sen ona bu kadar güvenip hayatının içine dost diye aldıkça, onun fırsatçı tarafını kısmen de olsa anlayan Cevdet içinde daha bir sıkışıyor. Bu kadar şeyin içinde alttan alta sizin için yaptıklarından haberdar olabilsen keşke ki, alyansını alıp geri getirmesinde bile nasıl mutlu oldun. Bu vatan için ince ince hesaplar yaparken sizin için de aynı hesapları yaptığını bir anlayabilsen? Bu vatan için ölmeyi göze alırken sizin için neleri göze aldığını bir bilebilsen. Ama tabii nereden bilebilirsin ki? Yine de iyi dayanıyorsun tüm bu olanlara. İyi götürüyorsun yaşamı tüm bu karmaşanın ortasında aslında. Cevdet’i vatan haini zannettiğin için silahları ona söylemeyeceksin ve yine maalesef asıl hain olan Tevfik’e inanacaksın biliyorum. Adam çok iyi oynuyor valla, ne diyeyim sen de haklısın.
 
Ya sen Hasibe Ana. Hem gelinine hayatın bu zorlu etabında varlığınla destek olurken hem de küçük dokunuşlarınla büyük olayları önlüyorsun. Hilal’i ne güzel kurtardın hay aklınla bin yaşa. Cevdet’e kızmana rağmen onun dönüşüne yine de patlıcanlı böreğinle kutlamaktan geri kalmadın. Ona sarılmamak için kendini zor tuttuğunun ise hepimiz farkındayız. Diğer evladını kaybetmiş, bu yüzden evlat acısını bilen bir anne olmana rağmen hain olduğunu düşündüğün oğluna koyduğun mesafe ve takındığın tavır takdire şayan doğrusu. İçinde uğradığın tüm bozguna rağmen duruşundan ödün vermiyorsun, tam bir Osmanlı kadını olarak.

Yazı devam ediyor..
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER