Haftanın bombası Onur’un Elif’e yaklaşan kalbi oldu sanırım. Arkadaşına sert koruyucu tavrıyla baş gösteren sevgisi her kötü olduğunda Elif’i aramasıyla arttı. En net anlaşıldığı nokta ise ağlarken Elif’i araması sonrasında annesine bile tam anlatamadığı, kendine söylemekten çekindiği vicdan azabını ve kendini suçlu hissettiğini itiraf etmesi oldu Elif’e. O kadar içini, özelini açtı ki şaşırdım. O kolyeyi tek hak edeni bulduğunu düşündü. Ceren’in takıntılık olduğunu fark eder belki böylece. Sonuçta eskiden Ceren’in resimleri ile dolu olan telefonda artık Elif de vardı. Tanıdığı bunca insandan farklı oluşu mu etkilemişti Onur’u? Sürekli istenmeyen insan olurken sevgi görmek mi mutlu etmişti? Çağırdığında yanında bulamadıklarına rağmen bir aramasıyla yardıma koşması mı etkilemişti? Kalbindeki güzellik, saflık mı etkilemişti?
Asım’a evin sorumluluğu fazla geliyormuş. Eşi işten çıkınca kederden kahveye gidince ya da içip içip evde misafir varken eve geç gelince mi geçiyor sorumluluk hissi? Kendini aciz mi görüyor? Yoksa böyle olması mı kolayına geliyor? Ne diyelim. Böyle eş evlerden ırak. Piyango çıkacak olursa Perihan’ın dediği gibi Asım’a değil, Güler’e çıksın. Asım onu da yer bitirir.
Perihan ve Güler’in üçüncü karşılaşmalarında Perihan’ın acımasız tavrı, kendi adaletinden bahsetmesi bana oğlu Onur’un Fırat’a söylediği ‘Her koyun kendi bacağından asılır.’ sözünü hatırlattı. Anneler ve oğullar ne kadar da birbirlerine benziyorlar. Fırat mesela dik duruşunu annesinden almış belli. Güler’e bir alkış almak istiyorum. ‘’Benim oğlumun katili asıl senmişsin. Seni tanıyınca oğluna acıdım biliyor musun? İnsan böyle bir annenin çocuğuysa iyi olamaz. İstese de iyi olamaz. Sen kötü tarafı seçmişsin. Ben ve çocuklarımsa hep doğrunun, iyinin yanında durduk. Size beddua etmeyeceğim. Ama tek bir duam var sana değil oğluna. Allah onu iyi insanlarla karşılaştırsın. Senin gibi yolunu şaşırtmasın.’’ Güler o kadar içten dua ettin ki Onur’un karşısına kızını çıkardı. Buradan anlıyoruz ki Elif Onur’a iyi gelecek. Perihan’a gelirsek hala anlamıyor onca sözden, alınmıyor. Güler’in ise dik duruşuna hayranım. Doğru bildiğinden şaşmıyor. Aptal gibi görünen bu duruş aslında herkese örnek. Hepimiz için geçerli. Böyle bir hayat, para yok pul yok, iş yok karşısına bütün hayatlarını kurtaracak bir para geçiyor. Sırtını çevirebiliyor doğruları, onuru ve evlatları için. Kaç kişi kaldı bu dünyada böyle? Herhalde böyle insanların hatırına dönüyor dünya hala.
Ceren’in babası gerçekten Fırat ile tanışsın çok istiyorum. Fırat sayesinde bir iyilik görsün, Fırat’a ihtiyaç duysun istiyorum. Nasıl olur bilemiyorum ama senaristlerimizin hayal gücüne bırakıyorum. Yoksa asla gerçek Fırat ile tanışamayacaklar. Bazen kötü hayat tecrübeleri o kadar kalpleri nasırlaştırıyor ki güzel şeyleri, iyi kalpleri ayırt edemez oluyor.
Onur tam iyileşmeye başlamıştı ki bu ikinci ölümlü kaza haberini öğrenince psikolojik olarak yine çöktü. Umarım CD poliste bir problem yaşamadan işleme girebilir.
KISA KISA
*2 saat 30 dakika dizi sürüyor. Bu kadar uzun saatli dizi çeken ekibe, oyuncuya, yönetmene, set ekibine herkese saygılarımı sunuyorum. Sektörde artık dizi süreleri kısalmaya başlamalı. 90 dakika çok denildi 120 oldu. Artık kendini aştı 140, 160 oluyor.
*Cezaevlerinde fare olduğu gerçeğine değinen dizimizi takdir ediyorum.
*Umarım ‘İdil, Fırat’a âşık olur.’ klişesi gerçekleşmez.
*Ceren ile beraber İdil’in de okulu değiştirebilir miyiz? Yaptıklarından az ceza çeksin.
*Sonunda Zeynep Bastık’ın güzel sesinden faydalanabildik. Çok sevindim. Okulun solisti de olursa İdil’i çıldırtabilir. Bu bölüm zaten vicdanlı kalbi ile kızı korurken baya çıldırttı İdil’i.
*Perihan’a tanınan ayrıcalık kamuoyu gücü ile Güler’e de tanındı. İşte bu yüzden önemli olaylarda birlik olup kamuoyu oluşturmak, bazen sosyal medya ile sorunları duyurmak iyi oluyor.
*Güler’in Perihan’ı yendiği günü bir görebilsek diyorum bu bölüm boyunca.
*Narin’de tam bir ‘Ünzile’ vakası izliyoruz. Başlık parasına evlendirilen, okutulmayan, okumak için hapse giren bir kız çocuğu o.
*Ben Azad evci çıktı derken bir kerelik diye patavatsızlık yapan Asım’a da söyleyecek laf bulamıyorum.
*Azad’ı Fırat ve kardeşinin odasında görünce İyi ki kardeş gibi görebildiğimiz dostlar var dedim. Ayrıca ödev yapıp vermek de bir aşk ilanı olabiliyormuş Azad gösterdi.
*Elif bir dahakine Onur ayaküstü gelmişken hesap ödemedik deyip ödetmek zorunda bırakma bence. O zaten öder, sen çok şey etme diyorum.