Eftelya
ne yapsa nerede dursa sürekli şaşırıyor. Sonuçta karşısında çok iyi oynayan güçlü bir
karakter olan Tevfik var. Onunla baş etmekte zorlanıyor haliyle.
Hele ki Tevfik gibi her kötülüğü yapacak bir adamın elinde babası gibi bir kozu
olduğunu düşünürsek, bu durumda olması kaçınılmaz. Ama durum şimdi değişecek,
çünkü babasının dilini Tevfik’in kestiğini zannedecek. Malum babası da gerçeği
anlatamayacak, konuşamadığı için. Bu nedenle Tevfik’in arkasından iş
çevireceğini düşünüyorum ki zaten Azize’ye bu durum için birçok hamle yapmıştı.
Ama şimdi daha fazla şeyler yapacak. Cevdet’e yardım edecek bence. Miralay’ın
karanlık yüzünün ortaya çıkmasında onun etkisinin oldukça fazla olacağını
düşünüyorum. Silahlara giden en kestirme yol şimdilik Eftelya görünüyor çünkü.
Miralay
dizimizin en siyah rengi. Hırsından gözü hiçbir şey görmüyor ve de dışarıya çok güzel
oynuyor. Cevdet ondaki bu durumu biraz çözdü, ona olan güveni sarsıldı. Bu
yüzden onun peşini bırakmayacak artık. İçinde bulunduğu mevkiyi kişisel
hırslarına kurban verirken, kendini de tüketecek kötülüğüyle. Çünkü biz
biliyoruz ki kötüler kısa vadede kazanır. Hilal garibim o duygusal bakışı
yüzünden nasıl da yanılıyor Tevfik amcası ile ilgili. Onun vatansever olduğunu
düşünerek annesinin onunla evlenemediğine üzüldüğünü nasıl da içlenerek
anlatıyor. Gerçekler ne kadar da gizli kalabiliyor. Tarihte belki de hiç
aydınlanamayan, yanlış bilinerek buradaki süreci tamamlayan ne çok şey var
belki de bizim bilmediğimiz. Aslında buradan çıkarılacak çok dersler var biz
faniler için. Gördüklerimizin gerçeği yansıtmama ihtimalini, aklımızdan hiç
çıkarmadan hareket etmeliyiz. Her olayın birçok yüzünün olabileceğini unutmadan
adımlar atmalıyız. Oysa bizler etiketlemeye ve yargı üretmeye o kadar bayılırız
ki. Kafamızda hemen bir yere oturtmak isteriz çünkü havada kalırsa bizi
rahatsız eder yaşadıklarımız. Çok zordur sıfır bakabilmek ama bunu
başardığımızda ancak yeni ufuklara yelken açmanın keyfine varabiliriz. Yoksa
mevcut olanlarla aynı döngünün içinde devinip dururuz.

Şimdi
geldiğimiz noktada neler olacak bilmiyorum. Cevdet dağdaki eşkıyalarla yardımın
gecikmesi yüzünden
bayağı mücadele etti. Hepsini öldürdü ama esas
öğrenmek istediği şeyi henüz öğrenemedi. Ben Ölmez Hasan’dan bunu
öğreneceğini zannetmiyorum. Yukarıda da söylediğim gibi bu silahlara onu
Eftelya götürecek. Ama şu anda sırrını bilen biri var ortada. Güvenilemeyecek
ve canlı bomba gibi ortada dolaşan bir eşkıya. Belki de onu Tevfik vurur. Çünkü
onun sırrını da bilen o. Ama paşa çok sert bir şekilde emir verdi Cevdet’e onu
ortadan kaldırması için. Sonuçta Cevdet’te hakikati hayatta kalabilmek için
değil, hayatta kalıp bu önemli görevi tamamlayabilmek için söylemişti Ölmez
Hasan’a. Durum karışık yani. Seçim yapmak güç. Ama gerek Cevdet olsun gerekse
Tevfik olsun stratejik düşünen iki asker. Mutlaka planları vardır bu gelişen
durumla ilgili. Zira ikisinin sırrı da aynı kişi de gizli ve ikisinin de
ulaşmak istediği şeyler var. Aralarındaki bu kadar ortak noktayı ayıran ince
ama kocaman da bir çizgi var. Cevdet vatanı için gözünü kırpmadan canını
tehlikeye atarken, Tevfik kişisel çıkarları için gözünü kırpmadan vatanını
satabiliyor. Birisi düşman sanılırken diğeri dost sanılıyor. Biri hain damgası
yerken diğeri kahraman olarak damgalanıyor. Beyaz olan bize siyah görünürken,
siyah olansa bembeyaz görünüyor. Onlar durmaları gereken yeri seçip dururken,
bütün bunlar bize de seçmeden önce durmamız gerektiğini öğretiyor.