Kiralık Aşk: Aşk bir mucize

Gördüğün gibi babacım beni aralarına almıyorlar artık. Senin başına kaldım.
Neriman Allah’ın sopası yok gerçekten. Nasıl hallere düştün bu hafta gördük ki en güzeli de Mine’nin sana oynadığı oyundu. Hepimizin intikamını aldı sağ olsun. Bundan sonra oynayacak oyun, kuracak kumpas bulamayacağın için -ki rahat duracağını pek düşünmüyorum- bu hallere sık sık düş inşallah. Kılık kıyafetin için ayrıca sıfır canım, bizimle değilsin… Fakat her koşulda Defne’nin senden uzak durması çok sevindirici. Nihayet o da anladı, sana karşı kibarlığın değil, posta koymanın gerekli olduğunu. Son oynadığın oyunla,  onda bile travma yarattın ya helal olsun sana. Seni her koşulda bir tek Koray anlıyor. Şıp diye çözdü içinde bulunduğun durumu. Kırk yıllık kocan Necmi bile anlam veremedi tüm bu olanlara. Gerçi Necmi neyi anlıyor ki bunu anlasın. Mahalle tayfasındaki Serdar neyse, bu tarafta da Necmi aynı. Gamsız ve tutarsız…
 
Seda suçluluk psikolojisi sende zirve. Bekar bir anne olarak sorumluğun oldukça fazla. Malum, toplumun kadına yüklediği görevler zaten say say bitmez. Buradan yola çıkarak kendini suçlu hissetmeni anlıyoruz canım. Ama bir şekilde aile olmayı, baba olmayı çok isteyen bir adam var karşında. Onu da dinler ve tanımaya çalışırsan bu iş olur. Siz bi’ şekilde yoluna girersiniz de asıl İso’ya ne olacak? Adamın bir yüzü gülmedi ya. Bu nasıl bir kara bahttır bilemedim? Bence en kısa zamanda Ayşegül’e olan duygularını, Ömer’le paylaştığı gibi Defne’ye de anlatacak. Bakalım ne tür gelişmelere gebe olacak, gelecek günler?
 
Aytekin senin elçiliğin de kendin gibi bir tuhaf. Sinan’a telefonun keşfini hatırlatıyorsun ya ben de sana asansörü hatırlatayım canım. Şu buluşmaların, kaçamakların yeri asansör senin neden aklına gelmedi kuzum? Merdivenlerde perişan oldun. Defne’ye sorsaydın sana hatırlatırdı ki, asansör konusunda uzmandır kendisi. Üzüldüm sana inan ki. Fakat güvenlikçi abilerin “Aman hepsi deli bunların bilmiyor musun?” sözünün bizi de kapsadığına eminim. Ve de sonuna kadar katılıyorum. Hatta delilik ne kelime zır deliyiz diyorum.
 
Çürük sebze almıyorsun dimi Defne?
 
Pamir şimdi sen ne yapacaksın gerçekten merak ediyorum. Bu hikayedeki Leprikon sen misin acaba? Ya nedir bu cinlerden çektiğimiz bizim arkadaş. Bir insan olun ya. Neden yaradılışınızın dışında fink atıyorsunuz bu kadar? Gerçi insan olamayanların da bir sıfatla anılmaları lazım değil mi? Biz onlara bizim masalımızda cin adını veriyoruz sayın seyirciler. Pamir her ne kadar Ömer’e kendini son zamanlarda çok sorguladığını ve eğlendiğini düşündüğünde aslında başkalarının canını yaktığını fark ettiğini söylediyse de, pek emin olamadım? İleriki süreçte göreceğiz ne kadar gerçek olduğunu. Güzel bir arkadaşlık yapmışlar üçü beraber. Ama bazen geçmiş ne kadar iyi olursa olsun devam etmeyebilir. Çok güzel dostlukların, çok mükemmel paylaşımların noktalandığına tanık oluruz hayatta. O çizgiye kadardır yaşanması gerekenler çünkü. Tamamlanmıştır belki de oradan alınması gerekenler veya oradaki kriz aşılarak daha sıkı bir şekilde üst tura da çıkabilir beraberlikler. Yalnız Pamir Ömer’e söylediklerin hepimizin katılacağı türden çok yerinde tespitlerdi. “Sen çok doğru davrandın bence dümdüz durarak, dürüst kalarak… Hiç hileye hurdaya sapmadın. Kaybediyor gibi gözüküyordun ama bak görüyorsun işte Defne de senin, aile de, arkadaşların da… Kazandın yani.” diyerek Ömer İplikçi’yi çok doğru anlattın.
 
Ama onun neler çektiğini ve neleri göze aldığını biz çok iyi biliyoruz. Her şeyin en iyisini hak ediyor bu dürüst adam. Anne babasını kaybettikten sonra verdiği mücadele yürekten alkışlanacak türden. İlkelerinden ödün vermeden esnedi bu aşkın içinde. Ne yaşarsa yaşasın duruşunu hiç bozmadan geçti ateşin içinden. Yaşamın içinde birileriyle yolumuz ayrılırken, birileriyle kesişiriz. Adına tesadüf deriz ama tesadüfün olmadığı bir düzendir yaşam. Yaşadıklarımızdaki duruşlarımız taşır bizi oraya. İkimiz de belli yerlerde tamamlanmış ve bundan sonraki kısımda da birlikte tamamlanacağımız için buluşur kalplerimiz. Onun için bu kadar önemli olacağını bilmeyen Ömer’in hayatına bu yolla katıldı Defne. İkisinin de hayata bakışı kazanmak ve kaybetmek üzerinden değil de, sevmek ve emek vermek olduğu için kesişti yolları. Ne kadar ayrılsalar da, karakterleri ne kadar farklı olsa da aynı yöne giden iki vicdanlı yolcu onlar.
 
Birleşmemeleri bu yüzden imkansızdı. Bir arada olmaları bu yüzden kaçınılmazdı. Yan yana olmaları değil, olmamaları garipti. Şahane bir an yaşayana kadar hiçbir şey olan zaman, artık ikisinindi. Çünkü onlar birbirinindi…  Ve onlar şahaneydi… Ve de onlarla zaman şahane üstü şahaneydi…
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER