Hayat hep tercih yapmaya mı zorlar bizi? İkilemlerde sıkışıp nefesimiz daralmak zorunda mıdır? Hayatımızın her anında, aşkta, işte, arkadaşlıkta olur mu hep? Defne’ye oldu. Bir tarafta can kardeşi öbür tarafta aşkı var. Haklı kim? Haksız kim? Konumuz bu değil. Çünkü Ömer de İso da haklı kendince. İso, Ömer’in gidişiyle kuş kadar kalan Defne’yi gördü üzüldü. Ömer sadece gitmedi. Kendi bahsettiği gibi sürüldü. ‘’İkimizin arasında kimsenin yeri yok.’’ diye savundu kendini Ömer. Haklıydı, aşk iki kişilikti. Ama İso da haklıydı. Defne onun canıydı. Anlayamadıkları nokta ise ikisi de Defne’yi bu kadar çok severken o kızcağızı ikilemde bırakmaya hakları yoktu.
Ömer ile Defne ilk konuşmaya çalıştığında Ömer’in sert tavrı Defne’yi üzdü. Ömer güzelce anlatmadı ki kendini. “İso’yu anlıyorum ama ben de aşkımızı üçüncü kişileri karıştırmadan yaşamak istiyorum.” demiyor. Defne sonra İso’ya gidiyor. Orada da darbe yiyor. İso’nun oradaki haklı cümlelerine değinmek isterim. Defne’nin emin olması gerek. Emin olsa gizli saklı iş çevirmez. Defne’nin hala Ömer’den yana şüpheleri, terk edilme korkusu olabilir. Bunları yense herkesin karşısına dikilme cesaretini gösterecek belki de. İso’ya kızdığım nokta ise kardeşleri tercihlerinden dolayı terk etmek olmaz İso. Yanlış da olsa kardeşindir o. Dinlemek gerek. Silip atmamak gerek. Çünkü o kızcağız mutluluğunu bile yaşayamaz kardeşi ile küsken. Sen Defne’ye abisinden çok ağabeylik yapmışsındır.
Defne ve Ömer iş toplantısında iş başlığı altında Ömer’in özel hayat irdelemesine girdiler. Geçen sene Defne’nin pes etmelerinden bıktık. Bu sene de sen başlama Ömer. Defne’ye katılıyorum. Karşılıklı emek ile her şey hallolur. Evet, Ömercim uğraşıp olduracaksın. Ve Defne’ye ara sıra “İyi misin?” diye sor ki Defne sana sarılıp enerji alıp güçlenebilsin.
Defne ve Ömer’in iş yemeğindeki hallerini çok sevdim. Ömer’in Defne’yi kız arkadaşı olarak tanıtıp fikrini almak istemesi çok değer verici hareketlerdi. Tam sohbet kapanacakken Defne’nin kravat bahanesi ile ortamı yumuşatıp tatlı sona bağlaması çok güzeldi. Ömer’e kalsa kestirip atardı. İşte ilişkide de bu yapıcılığı Defne gösterecekse Ömer de aynı şekilde davranmalı, törpülenmeli. Hatta kendi Defne’nin üzüntüsüne dayanamayıp gönüllü olarak İso ile konuşmak istedi. Su gibi Defne için uzlaşmacı olacaktı. Hoş dükkâna gidince sohbetin sonu hoş bitmedi. Ama usta “İki doğru insandan bir yanlış çıkmaz.” diyorsa ve düşmanlıkla sonuçlanmayacağını söylüyorsa vardır bir bildiği. Nasıl olacak bilmiyorum. Ancak Ömer ile İso’yu tekrar dertleşirken görmek istiyorum. Acaba hangi zor günde birbirlerine kol kanat gererler?
Yazı devam ediyor..