Acaba Ömer “Albertina
Kayıp” romanını Defne’ye hevesle anlatırken hayatının bu noktaya geleceğini
tahmin eder miydi? 40. bölümde Sinan’a “Biliyorsun Defne yalan söylemeyi
beceremiyor.” diyen Ömer’in tutunduğu tüm gerçeklerin bir yalan olduğunu
öğrendiğinde kendini Roma’ya vurması beklenen bir şeydi ama bir yılda nasıl bu
kadar değişmiş olabilir? Sinan 52 bölüm boyunca tüm yakınları tarafından
kandırılan ve olayları hayatının en mutlu gününde öğrenen, boşanmayan ama
nikahı iptal olan Ömer’e “Sen dut gibi
aşık olduğun kadından boşanmak ne demek biliyor musun?” diye sorduğunda,
gayet soğukkanlılıkla “Yasemin’in senin
için ne anlama geldiğini biliyorum kardeşim.” diyen Ömer bana çok saçma
geliyor! Bu kadar kolay affedemez bari
bir flashback görsek, herkesin gereksiz öfkesinin sebebini anlasak diyorum ama
geçen 52 bölüme bakınca Sinan’ı (20. bölüm), Yasemin’i (44. bölüm), dedeyi ve
tabi ki Defne’yi her hatasında zor da
olsa affeden Ömer’in bir kez daha kendinden taviz vererek herkesi affedeceği
gerçeğiyle üzülerek yüzleşiyorum ve daha hala Ömer’i suçlayan Serdar, İso ve
Türkan’ı Allah’a havale ediyorum!
Ben olsam “ Dut gibi aşık olduğun Yasemin için arkamdan
oyun oynadın, kumpasa ortak oldun bir de üstüne koşa koşa düğün yapmışsın, alma
Ömer’in ahını çıkar aheste aheste.” derdim ama koca yürekli Ömer efendiliğinden hiçbir
koşulda taviz vermiyor. Passionis batıyor diye mi yoksa kendi
ıslığını taklit edip Defnesini etkilemeye çalışan bazı überelit CEO’ların
oyunlarını mı sezdi bilemiyoruz adeta Roma’da Nirvana’ya ermişcesine her şeyi
anlayışla karşılayan, herkese bol keseden ikinci bir şans veren Ömer ülkeye
“kral” olarak geri döndü. Umuyoruz prens Ömer’i aratmaz ve inşallah sonunda
eski dostu Pamir’e “Sen de mi Brütüs?”
deyip kırgınlıklarına bir yenisi daha eklemez. Hikaye nasıl ilerleyecek? Defne
ne tepki verecek? En önemlisi, hatta diziyi izleme sebebimiz olan Defne ve Ömer
aşkı nasıl ilerleyecek? Bunları izleyip
göreceğiz ama benim 53. bölümden açıkça gördüğüm kadarıyla; “Arkamdan
o kadar iş dönmüş hiçbir şey anlamamışım ben bu olanları hak etmişim.”
düşüncesinde olan Ömer hiçbir şey sorgulamadan kendini yine başka bir oyunun
içinde bulacak. Artık sağ tarafa tokat yedikçe sol yanağını çeviren bir Ömer
görecekmişiz gibi :( “Bir hatayı bir kere yaparsan senin ayıbın
ama iki kere yaparsan benim ayıbım” sözünü prensip edinen Ömer’in 53. bölümdeki davranışlarına bulabildiğim en mantıklı(!) açıklama bu. Prenslikten
krallığa terfi sırasında tüm prensiplerini çöpe atmış, herkese bol keseden
ikinci şans dağıtıyor inşallah sıra ona geldiğinde “Sen kazana düştün Ömer sana
ikinci bir şans yok.” diyen bir Defne ile karşılaşmayız. Ömer’in en yakın
zamanda fabrika ayarlarına geri dönmesini ve buna sakallarını keserek başlamasını
umuyorum. Defne ise bu kez umarım “Ben
bir şey yapmadım, olaylar beni buraya getirdi.” diyecek noktaya gelmeden
gerçekleri görür ve Pamir ile Ömer’in arasında kalmaz.
Son olarak ekmek arası
Esra’nın, olaylara karşı olgun ve mantıklı bakış açından ve Şükrü’nün hassas
duygularından tüm dizinin nasiplenmesi dileğiyle.