Yüksek Sosyete: Oley, sevdiğim adam fakir!

Yüksek Sosyete: Oley, sevdiğim adam fakir!
Son bölümden sonra diziye ilgimi henüz kaybetmemişken Cansu ve Kerem hakkında bir şeyler karalamak farz oldu. Diziyi Garipçe’deki Hazar ve Engin’li tanıtımdan sonra izleyeceğimden çok emindim. O nasıl yakışmalar öyle?

Genelde erkek tarafı oluyordum burada bir Cansu’ya bir Kerem’e koşmaktan bitap düştüm. Kerem cidden çok düzgün yazılmış, Cansu’nun da dediği gibi ‘mucize gibi kusursuz’ bir karakter. Cansu’ya gelince..  Sadece anne sevgisinden mahrum kalsa yine iyiydi, annesinin nefretiyle büyümüş ama duruşu olan bir karakter. İlk bölümlerde Kerem’e olan tavrı sinir bozucuydu ama.. Evet, kabul görmüş bir klişedir fakirlerin zengin olanlara önyargı ile yaklaşması.. Ama bunu zaten zengin olan biri yapıyorsa ‘’Hayırdır?’’ diyesi geliyor insanın. Madem sen ‘O’ zenginler gibi değilsin belki o da değildir. Bir de kırk yıllık ahbap gibi patronuna karşı sürekli bir diklenmesi vardı değil  mi? Cansu neyse ki Kerem’in içindeki iyiliği çabuk fark etti de ‘Zengin züppe.’ suçlamarıyla daha fazla eksi puan toplamadan toparladı.

Diziye genel bir yorum yapmaya çalıştığım dakikalara geçelim ponçiklerimle devam etmeden önce. Bir kere Cansu’nun ailesi - şirket olayları sadece zaman doldurmak için yazılmış hissi veriyor bana. Hikayede ablası ve abisi çok karton duruyorlar. Süheyla’ya yazılan hikaye güzel akıyor evet ama kızına doğduğundan beri ‘Uğursuz.’ diyen bir insanla empati kuramıyorum. Sosyal medyada herkesin bayıldığı bir Ece var. Uzun zamandır hiçbir karaktere bu kadar uyuz olmamıştım herhalde. Lisede - üniversitede - iş hayatında sürekli ortamın komiği olmaya çalışan tiplere benziyor. Son derece sığ bir şekilde dış görünüşünden etkilenerek patronuna aşık oldu. Peki aşık olduğu kişide bir iddiada bulunmak için ne yaptı?

Arkasından bakmak, gelecekteki kocası  ilan etmek dışında? Ne ara kara sevdaya düştü? Yaşadığı şeyin bir yanılsama olduğunu, aslında asistana aşık olduğunu fark etmesini sadece bir öpücüğün sağladığını biz biliyoruz da bu -aşk- yüzünden Cansu’ya kendini ne kadar suçlu hissettirdi, yazık değil mi benim pamuğuma? Kız bir konuştu yumuşamadı, iki konuştu yumuşamadı, uzattı da uzattı. Yazık Cansu da o yüzden hastanede gördüklerine inanamadı. Kızın ağzı açık kaldı "Daha dün...’’ diye. Cansu şok...

Mert’e gelirsek oyuncunun da etkisiyle sevilen bir karakter izliyoruz. Dizinin en başından son bölüme kadar sorumluluklarını Kerem’e yükleyen, geçen zaman içerisinde de işi öğrenmek adına hiçbir şey yapmayan şımarık ve bencil birini izledik. O yüzden kendi kaybedeceklerinden korktuğu için Kerem’e söyledikleri çok kırıcı olsa da şaşırtmadı. Karakterin özünde bir çıkarcılık var zaten. Sevimli olması bu gerçeği değiştirmiyor.
 
Ben çiftime geri dönmek istiyorum müsaadenizle. Hikayeleri güzel yazılıyor diyemem, diziyi izlemeye devam etmemde Hazar ve Engin’in açıklanamaz güzellikleri yatıyor. Zaten ilk bölümlerde beraber sahneleri yok gibiydi.  Tanışıyorlar; Cansu Kerem’i sürekli tersliyor; Kerem Cansu’yu kovuyor; İşe geri alıyor. Dört bölümün kısa özeti.



Cansu ve Kerem olarak beşinci bölümde birbirlerini tanımaya başlıyorlar aslında. Hani beraber Mert’lerin yazlıklarına gittikleri bölüm. Havuz sahnesi gerçekten başarılıydı. Ece’nin anladığı an da güzel düşünülmüştü. Aşık olduklarını gizleyemiyor oluşları sebebiyle zaten Ece’nin kapı arkası bir konuşmaya şahitlik etmesine gerek yoktu. Neyse iyi ki etti de çiftim yalnız kaldı. ‘’Sadece sen ve ben olalım ister miydin?’’ sorusuna dürüstçe cevap veren Cansular candır. Kerem her ne kadar uzak duracağını söylese de kendini Cansu’dan uzak tutmayı bir türlü başaramıyor biliyorsunuz.  En sevdiğim olan sekizinci bölüme atlamak istiyorum buradan, hooop. Zaten aralarda pek kayda değer bir olay yoktu diye hatırlıyorum.


 
Garipçe sahnelerini haftalardır bekliyordum. Garipçe biliyorsunuz Kerem’in doğru kadını bulmak için kullandığı bir test. İsmi lazım değil biri sıfır çekmişti. Cansu ise Kerem’in hayallerine ortak olarak hem Kerem’den hem de benden yüz puanı aldı. Cansu’nun geceyi daha da unutulmaz yapmamak için bulduğu ELMA her ne kadar izlerken çoğu zaman kafalarını birbirlerine yapıştırma isteğiyle dolup taşsam da yerinde bir karardı. Gerçi verdiği karardan pişman olduğuna eminim Kerem yaklaşıp ‘Seni öpmeyeceğim.’ dediğinde. Kerem de her ne kadar pek ilişki yaşayamadığı söylese de flört etmeyi kesinlikle biliyor. Herhalde doğru insan olduğunda su bir şekilde yolunu buluyor.

Dizilerde aşık çiftlerin dönem dönem rastlaştıkları amcalar olur. Bizimkilerin şansına amca deniz kenarında bir ev sahibi çıktı. Yaşa amcam sen! Cansu'nun Aslı'sı sayesinde bir anda Kerem olan asıl Kerem. Cansu Kerem dedikçe Kerem’in yaşadığı o mutluluk.. Son bölümde de Cansu’nun ağzından Mert’i değil Kerem’i duymak istediği için dayanamayıp gerçeği söyledi zaten.


Yazı devam ediyor..
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER