Kafamdaki karakterini oturtamadığım tek kişi Derya. Kadın sadece kendi doğurmadı diye mi sevmiyor Murat’ı yoksa kocasına ölen karısını hatırlattığı için mi, para hırsı mı, oğlunu öne çıkarma isteği mi, tam oturtamadım orayı. Sanki kimse Murat’ı sevmesin istiyor, insanların sevgisi için rakip görüyor gibi geldi bana ama vicdanı olan insan etmezdi o lafları o ayrı. Özellikle yükselsin de terbiyesizlik etsin diye söylenmiş sözlerdi amaca ulaşılamayınca iftira atmayı tercih etti.
Gelelim heyecanla beklediğim Cenk’i dövme sahnesine. Tamam, şiddete karşıyız ama ağır tahrik vardı. Murat kendine net bir saldırı aldığını öğrendi. Daha sonra da Hayat’a taciz girişimini duyunca ‘Sen benim dokunmaya kıyamadığıma nasıl dokunursun’ noktasına geçti hakkıydı. Hem Didem meselesi hem Hayat’a taciz girişimi hem de biricik Hayat’ıyla arasına giren bu meselenin günlerdir aralarında oluşturduğu uzaklığın etkisi ile olabilecek en şiddetli haliyle gitti zaten oraya Murat. Bir de üstüne Cenk’in Hayat’a ettiği hakaretler eklenince Murat vurdu gol oldu.

Siz bir de karşı tarafın halini görün (Temsili değil)
Son sahnede Hayat ve Murat’ın konuşmaları zaten bütün olayın çözümlenmesi üzerine ikisi de acayip rahatlamışken takır takır dökülmeleri sonucu oldu ne demişler ‘Mutluyken söz, sinirliyken cevap, üzgünken karar verme.’
Son olarak beni bu uzuuuun yazı boyunca çektiğiniz düşüncelerime değer verdiğiniz için size, bu diziyi izleme şansını tanıyan kanala, yapımcısın yönetmenine, oyuncusundan set ekibine, günde 50 kelime ile yaşayan insanlar olan bu dünyada yaratıcılığıyla her diyaloğuna vay be dedirten senaristine ve bu sınırlı hafızam nedeniyle aklıma gelmeyen herkese teşekkürler.