O
yüzden baktığın her yerde Defne'yi görecek, duyduğun her seste onu
yaşayacaksın! Esen rüzgâr da kokusunu hissedeceksin! Siyaha boyadığın mutfak
duvarın Defne‘siz hiç renklenmeyecek!
"Seni
çok seviyorum." derken sesi titreyen bir kadına-sevdiceğine "Güvenmiyorum."
dudaklarının arasından nasıl dökülebildi? Sen Defne'ye güvenemiyorsun ya
Ömer, Defne nasıl sana güvensin? Kız sana "Şahanesin." bir kere de
"Defne'ne inan." diyor! "Seni çok seviyorum, sevgimi anlatamam,
tarif edemem." diyerek gözünün içine bakıyor! Keşke bu sözler umurunda
olsaydı!
Ne
oldu? "Uçurumdan" mı korktun Ömer^? "Ben de atlarım
seninle." demekle, atlanamadığını kanıtladın bizlere. İyiki Defne
"Kal bu gece..." dediğinde inanıp da kalmamış seninle! Hâlbuki
biz o güzel içten bakışlarına, Defne'yi tutkuyla sevişine ve "Ben
varım." cümlene nasıl da inanmıştık! "Seni asla bırakmam “da
demiştin! Ama sen de herkes gibi egoları ağır basan biriymişsin!
Gece
karanlığında, arkasına bakmadan, bir genç kızın hayallerini yıkmak, onu
yapayalnız bırakmak- terk etmek hiç yakışmadı Ömer'e! Defne'nin aşk baharı, ayrılık
sonbaharıyla tanıştı! Gözleri buğulandı, kalp atışları hissedilmez oldu ve o
küçük kız o bank da büyüdü. Ben bu hikâye de, bu bank sahnesiyle bir kez daha
yine-yeniden Defne'min tarafında yer aldım!
Ömer'in
güven problemi, yaşadıkları, yalnız kalışları, sabit fikirleri, geçmişinde
takılı kalması aşkına maloldu. Her ne kadar kendine dahi itiraf edemese
bile! O güçlü duran, mağrur Ömer'in buzdan kalbi eriyor. Sarılsın, sarsın, sarmalasın,
kapılarına tüm tutkusuyla dayanan Defne'yi hep hep hep bekliyor olacak!
Beklesin de! İyileşmesi için güvenmeyi öğrenmesi gerek.
Defne
sevmekten, aşkından, hayranlığından, affetmekten asla vazgeçmeyecek. Ömer'e
kavuşabilmek için panikle yanlış bir karar vermesinin acısını o da çekiyor!
Kendi çizimini beğenmeyen çocuk edasıyla sattığı tasarımının ses
getirmeyeceğinden o kadar emindi ki, Defne! Deniz'i kandırdığını düşünecek
kadar da saftı! Ah Defne, ah! Artık büyümen, azıcık da dikkatli olman lazım!
Yeniden
güzel aşkınızı yaşamanız için ikinizin de öğrenmesi gerekli. Küçük ayrılıklar
aşkın tuzu ve biberidir. Tekrarlanmayacaksa! Ömer, her kızdığında bırakamazsın,
çekip gidemezsin, vazgeçemezsin Defne'den!
Aşk
sahip çıkmaktır! İlk rüzgâr da dağılıp gitmemektir! Tek atan kalbi, ayrı
yerlerde çarpan iki ayrı kalp yapmamaktır! Aşk güvenebilmektir, risk
alabilmektir. Sevdiğinin gülüşünde, dokunuşunda kaybolmaktır! Aynı nefeste
buluşabilmektir. Aynı güne ve geceye birlikte "merhaba" diyebilmektir.
Ömer,
Defne'nin sığındığı dağı. Gökyüzüne baktığında kurduğu hayalleri! Bedeninin
heyecanı, yüreğinin mutluluğu, özlem duyduğu sevgi, pır pır atan kalbi, gülen
yüzü! Ömer, Defne'nin her şeyi...
Çorbanız-aşkınız
ve hayatınızın tadı için bu ayrılık size ışık olsun.
Defne
ve Ömer, birlikte pişirecekler tekrar çorbalarını, bir Defne katacak malzemeyi,
bir Ömer. Ortak lezzetleri, vazgeçilmez tatlarını bulacaklar birlikte.
Çorbaları aşkla ve sevgiyle kaynayacak! Mutluluklarını, sevinçlerini
biriktirecekler, paylaştıkları lokmalarını hiç unutmayacaklar, masallarında ki
mucizevi aşklarını yaşamaya devam edecekler!
Mutlulukla,
neşeyle, sağlıkla ve sevgiyle kalın!