‘Bayram Cevher ile Mahir tanışsalar çok iyi anlaşırlar’ dedirten 5 ortak özellik

“Kim? Ben! Yok, canım!”
2. Keskin Zekâları:

Bayram Cevher’i bu kadar dehşetle -olumlu anlamda- izlememizin en temel nedeni aslında keskin zekası. Yeri geldiğinde güldüren, yeri geldiğinde ekran başında bizi bile öfkesiyle ürküten bu adam sahip olduğu kıvrak zekası sayesinde asla yaş tahtaya basmıyor. Bazen “en son babalar duyar” mış gibi davranırken aslında sessizce gözlem yapıp ipucu topluyor.  Bazen de biz onun öfkesiyle gözü kararmış halde hata yaptığını düşünürken, o üç adım sonrasını çoktan hesaplamış oluyor. Gerek Cem - Hülya arasındaki gerekse Hülya - Hüseyin arasındaki gerilimi şıp diye anlayıverip sormak için uygun anı beklemesi, işte onun “duymaz-mış” gibi yaptığı zamanlara örnek. Son bölümde Arda ve Bade için yaptığı “küçük evlilik oyunu”na ise Hüseyin dahil hepimiz inandık, öyle değil mi? Bir süredir “Bayram Cevher bunun peşine nasıl düşmez?” dediğimiz tüm konular hakkında aslında çoktan bilgi sahibi olduğunu göreceğimiz zamanlar pek uzak değil bence ( sezon arasını saymazsak ^^). Bakmayın yazının başlığının “Mahir ile tanışsalar” ihtimalini dile getirdiğine, ben ciddi ciddi zaten tanıyor olduğuna inanmaya başladım bir süredir. Göreceğiz. 

Bayram Cevher kadar olmasa da (ki birikim/deneyim farkı aşikar) keskin zekası sayesinde birçok sıkıntılı durumdan sıyrılmayı başaran bir de Mahir var karşımızda. Daha ilk bölümde Filiz’in evine gittiğinde karşısında Kerim’i görünce duruma uyanıp kendini Filiz’in kuzeni olarak tanıtan Mahir kıvrak zekasının sinyallerini ilk elden vermişti. Sonrasında attığı her adımda ve Hülya ile giriştiği her işte ortaya koyduğu kalbiyle (ki ben onun vicdanına da çok güveniyorum) birlikte zekasını öyle güzel harmanladı ki bugün Hülya Mehmet’in annesi, Kerim’in hanımı (!), Cevher’lerin gelini olmasını biraz da ona borçludur. 
 
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER