Naz ise, minik Kaan’la
yüreğindeki anne gücünü o kadar güzel ekrana taşıyor ki, oyunculuğunun esas
kısmı burada ekrana yansıtılıyor aslında... Kaan’ı canlandıran Aybars Kartal
Özson, yıldızı yurtdışı sınırlarında bile parlayabilecek kadar güçlü bir çocuk
oyuncu. Çalıştıran kim bilmiyorum ama, “gerçekten mi?” diyince yanaklarından
koparası geliyor insanın onu. Gözlerindeki sevinci, kalbindeki acıyı o yaşta
ekrana yansıtabilmek her çocuk oyuncunun başarabildiği bir şey değil...
Gerçekten yaşıyor, kalbi kocaman çocuk...
Benim kalbim kocaman!
Söylemeden geçemeyeceğim, o
Murat’ın bakışlarındaki donukluk nasıl bir maskedir ya? Helal olsun Teoman
Kumbaracıbaşı’na... Siz İbrahiç Çelikkol’un bakışlarındaki donukluktan
bahsediyorsunuz ama esas buzdolabı Murat’ın gözlerinde arkadaş! Donmuş, kalbi
üşümeye hali kalmamışlardan...
Ferit Aktuğ ve Gözde Çığacı...
Rollerinin hakkını, dizinin başrol oyuncularından olmadan da çok güzel
verebilen isimler... Ana hikaye onların etrafında döndürülmese bile, yan
karakterler gibi durmayan bir öykü kurgulanıyor. Bu da senaryoyu akıcı
kılabilen özelliklerden... Bence Genco ve Gökçe, birbirlerini geç
keşfedeceklerden... Tıpkı hayatın içinde birbirini seneler sonra fark eden
insanlar gibi...
Feyza... Kalbi kırık, yüreği
yeniden Kaan’la yaşama çiçek açmaya başlamış güzel kadın... Bir babanın, bir
yalanın, bir aşkın ortasında sıkışmış Feyza... Ölüm sana yakışmaz, ölümünün
sezon finalinde kalması, yeni sezonla hayata dönmen dileğiyle...
Ama benim için diziyi yeniden
sürüklenir kılan, Mehmet Aslantuğ’un diziye eklendiği bölümdü. Asaletin,
sessizliğin ardında saklı gücün, insanın asil ama güçlü olabileceğinin,
şiddetin tek güç olmadığının ekrana bir fiil yansıması adeta Enver bey. Helal
olsun, uzun zamandır ekranlarda görmediğim Mehmet Aslantuğ, kendisine çok
yakışır bir rolle dönmüş televizyona... Oyunculuğu içinse bir şey söylemek bana
düşmez, zira fazlasıyla sahici, bence mükemmel...
İkimiz bir fidanın...
Sözün özü, Kördüğüm aslında, o
kadar da kördüğüm değil... Karakterlerin her biri, bir duyguyu, bir davranışı
taşıyor ekrana... Kördüğüm olan yalnızca olayların işlenişi... Bize kendi
kördüğümlerimizi, aşk, tutku, bağlılık arayışlarımızı, hayatın içindeki
entrikaları çözme arzumuzu, güç savaşlarımızı, ve sevgi ihtiyacımızı
yansıtan...
Daha söylenebilecek çok şey var
ama, bırakalım da yeniz sezonda onlar söylesin sürprizleri... Bakalım
yeni sezon yeni neler taşıyacak ekrana ve bizim içimizdeki hangi kördüğüm
duygulara dokunup bizi silkeleyecek? Çünkü her dizi, her rol bir duygu
aslında... Bizi içine çeken veya görmek istemediğimizi yansıtan...
Sizin kalbinizin kördüğümlerinin hep çabucak çözülmesi dileğiyle..