Aile olmak: Yarası içinde saklı bir hikâye

Hülya - Kerim sahneleri karşısında sırıtarak erirken biri seslenince ben ^.^
Kerim aileden yana şanslı olanlardan. En fazla özgür olamamaktan şikâyetçi olabilirdi. Bu da Almanya’da hayalindeki kariyere ulaşmış olduğunu düşünürsek pek de haklı bir şikâyet olmasa gerek. Ta ki bahçesine gök taşı düşene kadar yani Hülya hayatına girene kadar babası dışında kimseyle savaşmak zorunda kalmamış yani gerçekten hiçbir şey için savaşmak zorunda kalmamış Kerim için Hülya gerçek anlamda bir hayat dersi niteliğinde. Maço bir adama mı dönüşüyor bilmiyorum ama bocalıyor, zaman zaman dengesini yitiriyor, “bana ne oldu böyle” diye kendini sorguluyor. Olacak. Hülya ile daha çook yeni şey deneyimleyip öğrenecek.

Aile demek yara demek aslında hep bir şekilde. Kırılsa da yen içinde kalan kol gibi gizli bir yara. En mükemmelinde bile var olan bir yara. Çünkü yarasız insan olur mu? En savunmasız yanımız olduğundan ve hayat hep savunmasız yerlerimizden vurmayı sevdiğinden. Hayatlarına bakabildiğimiz herkeste görürüz o yarayı. Bakın gözümüzün önündeki Ceren’e. Hatta Filiz’in bile en büyük yarası gerçek bir ailesinin olmayışı değil mi?

Hayat hep savunmasız yerlerimizden vurmayı sever demiştim ya kötü insanlar da bunun içindir herhalde. Cem, Mahir’i izletip Emine annenin hastalığına kafayı taktıkça ben “sana ne yahu” demekten alamadım kendimi birkaç kez. Şimdi görüyorum ki geliyorum diyen can sıkıcı olayları görememişim. Cem’in gerçekten kötü bir insan olduğunu bilmeme rağmen. Bir de işbirlikçisi Zeynep var tabi. Mahir’i de savunmasız yerinden vuracaklar Matmazel! İnsanın en sevdikleriyle hele de ailesiyle sınanması çok zordur. Hele de sizi, dostunuzu size kırdırmak için kullanacaklar bunu da ailenizin tek üyesi ile yapacaklarsa! Mahir gerçek bir cendere içinde. Ama Hülya ile bu işin altından kalkacaklardır. Bu kez ‘Hülya kesin yine sıyrılmanın bir yolunu bulur’ ezberi ile değil, Hülya ile Mahir’in birbirine gerçek birer dost olduklarına inandığım için söylüyorum bunu. Bu kez en çok dostluklarının gücüyle kurtulacaklar bu cendereden. Bence artık Hülya da Mahir’in ailesinin bir parçası. En kısa sürede Mahir’i küçük ailesiyle yani Hülya ve Emine annesiyle bir sofranın etrafında toplanıp domatesli pardon ‘kırmızı’ pilav yerken görebilmek dileğiyle..

Sevgiler. 
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER