Kiralık Aşk: Aşkın matematiği

Ömer’in geçen hafta durduğu yeri her ne kadar doğru bulsam da, yaptığının çok keskin olduğunu düşünenlerdenim. Ama insan işte, ne kadar net olursa, bir o kadar da keskin oluyor. Önemli olan tüm bunları anlayabilmek ve geri adım atabilmek ki Ömer de bunun için düştü yollara. Peki, ayrılma anının şiddetine karşılık barışma anı nasıldı? Yeteri kadar etkileyici miydi? İşte buranın cevabı Defne ile Ömer’in duruşları kadar, aşklarının karakterinde saklı.

Her aşkın matematiği farklı gerçekten. Onlar birbirlerini şahane seven iki insan. Ama aşkın oluşturduğu yoğun duyguların o kadar baskısındalar ki, düşüncelerini kelimelere döküp de yeteri kadar iletişime geçemiyorlar maalesef. Sevdiğiyle aynı şehirde, ayrı yaşamaya dayanamayan Defne, kilometrelerce uzağa kaçarak yeni hayatta ne iş yapacağını düşünürken, bir anda ayakkabıcı Ömer’i karşısında görünce yaptığı bütün planları unutuveriyor. “Yeniden bir rüzgar çıkar mı dersin” sorusuna hiç düşünmeden “çıktı bile” diyebiliyor. Biz ona “hemen affetme” diye akıllar verirken, o anın büyüsünü iliklerine kadar hissedip, bırak affetmemeyi aklına getirmeyi  “Buraya gelmeni hiç hayal edemezdim ben. Yani hem affetsen bile ne bileyim” diyerek Ömer’in tamamlamasıyla yine Ömer’in “gurur yapabileceğini” düşünüyor. “Seni anlamak için senin sevdiğin her şeyi sevmek istedim. İzlediklerini, okuduklarını, senin gördüğün gözden görmek istedim. Sevdim de..” diyerek, sevdiği adamı anlamak için yaptıklarını dile getiriyor. Çünkü o bizim düşündüğümüz gibi yaşadıklarını sadece kendi penceresinden yorumlayarak kırıldığı için değil, tam aksine sevdiği insanı kırmış olmanın ağırlığı altında ezildiği için uzaklaşıyor. Bu yüzden ona doğru atılan bu adıma, hiç tereddüt etmeden karşılık veriyor. 

Sözcükler iletişimin en etkili aracıdır. Bazen onlara ihtiyaç duymadan da iletişim kurarız. Hatta kimi zaman, kelimeler varlıklarıyla bozar o anın büyüsünü. Biz Ömer’in özür dilemesini, pişmanlığını dile getirmesini çok istedik; yalan yok. Zaten atılan bu adım bir özür değil mi ya da “geldim” demesi pişmanlığının bir göstergesi? Sıra dışı bir adamdan, alışılmış bir hareket beklemek olmuyor mu bizimkisi?

Ve nihayet tasarımlara konu olan yıldızlarla tanışıyoruz hep beraber. Ömer de, daha önce “benim göremediğim neyi görüyorsun acaba” dediği o gökyüzünde, bu sefer Defne'nin gördüklerini görebiliyor. “Gerçekten eşsizmişiz. Bu koca evren aslında hepimizi eşit derece de seviyormuş. Hiçbirimizin hayatı, diğerinden daha önemli değilmiş. Ve hepimiz ışığımızı yansıtacak birini bulduğumuz zaman, aşık olduğumuz zaman tam orada parıl parıl parlayan birer yıldız oluyormuşuz.” diyerek gördüklerinin anlamını idrak ettiğini fısıldıyor, yanı başındaki kendi yıldızına.

İşte onlar bir olurken beraber olmayı, tam da böyle hissettiriyorlar kalplerimize. Öyle ki aşkın biriyle tamamlanmak değil, biriyle beraberken kendinde tamamlanabilmek olduğunu öğretiyorlar hepimize sessizce…

Ve koca bir yılı geride bıraktık. Beraber sevinip, üzülmekle kalmadık, beraber de saydırdık. Ama hep birlikte çok şahane olduk. Nice senelere Kiralık Aşk... 

KISA…KISA

*Birçok kere Defne'nin ailesinin olaylara bakışını yetersiz bulsam da, böyle önemli bir konuda sadece Defne ile ilgilenmelerini çok takdir ettim. Çünkü bu gibi durumlarda, çoğu insan olaylara o kadar çok kaptırır ki kendini, onu yaşayan tarafların hissettikleri arada kaynar gider. Defne'yi sevgileriyle o kadar güzel sarıp sarmaladılar ki, varlıklarıyla onun üzüntüsünü bir nebze olsun hafiflettiler.

*Aslında bu hafta herkes tam da olması gereken yerdeydi. Neriman bu sefer taktik peşinde koşmak yerine, olayları dürüstçe çözmeye çalıştı ve kendi deyimiyle durduğu yerin bu hikayedeki önemini vurguladı. Sude ona buna dudak kıvırmak ya da köşesine çekilip herkese bilenmek yerine, ailesinin yanında yer aldı. Etkisiz eleman Necmi ise en azından üzüldüğünü dile getirerek, bu hafta da teselli ikramiyesi olmaktan öteye gidemedi. 

Ya Koray… Koray hiç boş durur mu? Ofiste Ömer’in yüzüne vurduklarıyla yine hepimizin duygularına tercüman oldu. Defne'nin arkasından yaktığı ağıt... Hele Yasemin ile Sinan’ın arasını yapma şekli. Ne diyelim valla hepsi tam Koray’lık.
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER