● Bir diğer en sevdiğim madde ise forumlarda tüm izleyenlerin
hem fikir olduğunu gördüğüm "aşk üçgeni" olmaması. Dizide aşk üçgeni
yok, gerçekten yok. Dolayısıyla izlerken her çiftin hikayesinin işlenişini,
başlarından geçenleri içtenlikle benimseyerek izliyorsunuz. Üstelik esas
oğlanımızla kankasının aynı kıza aşık olmayışı bize şapşahane bir "best
buddy ever"'lık bir senaryo çiziyor. Kankalıklarını, esprilerini,
eğlencelerini ve üzüntülerini gerçekten samimiyetle izliyoruz.
● Aşk üçgeni yok dedik ama çok güzel ilerleyen bir de yan
aşkımız var bu dizide. Yüzbaşımız Yoo Si Jin'in kankası, buzlar kralı
başçavuşmuzla çılgın ve azimli askeri doktorumuzun apayrı bir dizi konusu
olabilecek ilişkisi var. Hem de ne! İzleyenlerin bir kısmı başrollerden ziyade
yan rollerin aşkı için izlediğinden bahsediyor. Yorumlarınızı seve seve aşağıya
alalım:)
● Soundtrackler, çekimler, prodüksiyon zaten çok kaliteli.
Dövüş sahneleri, ameliyat sahneleri, savaş sahneleri, yakın uzak çekim tüm
manzara sahneleri hepsine tav olmanız kuvvetle muhtemel.
Ben yazsam daha milyonlarca maddeden bahsedeceğim bu
gidişle, ama özetleyen en iyi cümle şu sanırım; "less is more".
Uzakdoğu da en sevdiğim felsefelerden biri, az aslında çoktur. Az olan aslında
daha çok şey anlatır, bir sahnede hıçkıra hıçkıra bağıra çağıra ağlayan birini
gördüğünüzde size pek bir şey ifade etmeyebilir. Ama sessiz sessiz ağlayan
birini gördüğünüzde ekran başında kahrolarak izlemeniz kuvvetle muhtemel
olabilir. Ya da dizi içinde ve hatta çoğu kore dizisinin içinde gördüğünüz
onlarca ufacık ufacık ayrıntıyla gördüğümüz o kocaman aşk hikayeleri gibi. O
küçücük hareketler ve mimikler izlerken seyircide çok büyük reaksiyonlara sebep
olabiliyor.
Gelelim dizinin Asya ülkelerinde uyandırdığı dev tsunami
dalgalarına, dizi yayınlandığı ilk günden itibaren son yılların en çok izlenen
işleri listesine tepeden şak diye giriş yaptı ve bu başarısı final bölümünden
sonra yayınlanan 3 ekstra bölümünde de devam ettirdi. Üstelik o 3 bölümde
sadece bir yeni kesilmiş sahne vardı,
ona rağmen izleyenleri yine reyting yağdırdı. Dizinin asıl olayı Çin'in en ünlü
dizi yayını yapan websitesinde çıktı, zira mydramalist.com'da yazan bir habere
göre Descendants of the Sun'ın bölümleri Çin’de toplamda 2 milyardan fazla
izlendi. (Dikkatinizi çekerim milyon değil milyar, sen milyar sen milyon sen bu
kadar tıklanmaya nasıl ulaştın?)
Dünya nüfusunun 7 milyar olduğunu düşünürsek
insanların hunharca "yeniden izle" yaptıklarını söyleyebiliriz
sanırım. Kaldı ki Çin dışında Malezya, Endonezya, Tayland başta olmak üzere
Asya ülkelerinin çoğunda, Arap ülkelerinin büyük çoğunluğunda inanılmaz
rakamlarda izleyiciye sahip olan diziye, Amerika'dan gelen hatrı sayılır izleme
oranlarına ek olarak bir de Avrupa'dan izleyenleri katmamız gerek. Yeni bir
Hallyu ( Kore'den çıkan bir popüler kültür öğesinin, ününün tüm Asya ülkelerinde
muazzam popülerlik kazanması) dalgası oluşturduğunu söylerlerken çok haklılar
aslında. Ve dizi daha yeni final yaptı, bir takım insanların dizinin
varlığından daha yeni haberi oluyor. Eh varın bundan sonrasını siz düşünün. :)