Baba Candır'da ilk perdenin ardından...

Sezon finalinden önce biz
Salih: Takdir edersiniz ki, Alzheimer öyle kolay atlatılan bir hastalık değil. Yani Salih bir süre daha bu illetin pençesinde olacak. Ancak 41 bölüm boyunca onu tanıdıysak çocuklarının tam anlamıyla mutlu olduklarını görünceye kadar yaşama tutunacak ve inşallah 5 bölüme kalmadan eskisinden daha iyi bir duruma gelecek. Yine de iyileşse bile hastalığın verdiği etkiden tam olarak kurtulabileceğini şimdilik düşünmüyorum.

Haluk & Ece: Elbette ki Salih'in durumuna da çok üzüldüm, ama EcHal için yüreğim ayrı dağıldı. Sezon boyunca o kadar şey yaşadılar ki, sonunda aynı masada oturup birlikte yeni bir hayata yelken açmalarını görecek olmak beni (ve tüm izleyicileri) çok mutlu edecekti; ama demek ki kaderlerinde böyle bir dönüm noktasıyla sınanmak da varmış. Babasına en çok üzülen belki de Ece olacak, ama yanında onu koruyacak bir yüreğin olduğunu bilmenin verdiği his de bir yandan onu umutlandıracak. Elleri birbirinden hiç ayrılmayacak, teselliyi birbirlerinin gözlerinde bulacaklar. Ne olursa olsun, yeni sezonda da onları hayran hayran izleyeceğimiz kesin.

Emrecan & Ceylan: Açıkçası Emrecan-Ceylan cephesi sezon boyunca beni Ece-Haluk kadar etkileyemedi, çünkü aralarında çıkan sorunlar genellikle ciddi bir temele sahip değildi ve çoğu da Rüzgar yüzünden oluştu. Yeni sezonda bunları geride bırakmalarını ve aralarındaki ilişkiyi çok daha sağlam bir noktaya oturtmalarını bekliyorum; tabii hayat ile olan mücadelelerinde yüzlerindeki gülümsemenin eksilmemesini de.

Egemen & Aslı: Bölümün tek sevindirebilecek gelişmesi onların cephesinde meydana geldi. Aslı'nın gereksiz mutluluğuna hiçbir zaman anlam veremedim ve hatta gıcık oldum. En ciddi durumda bile aniden bir kahkaha patlatacakmış gibi geldi hatta. Ancak onun gelmesi Egemen'i biraz da olsa yumuşattı. En azından ilk bölümlerde göründüğü anda ekranı parçalama hissi uyandıran o adam az da olsa törpülendi. Hoş, huylu huyundan vazgeçmez derler ya; zavallı Aslı'nın çekmediği çile kalmadı. Umarım bebek de Egemen'e çekmez. :D

Hasan & Bahar: Hasan'ın Müge'den kurtulmasına en çok sevinenlerden biri olabilirim. Gerçi kadının diziden çıkması biraz ani oldu, ama bu evliliğin daha uzun süre devam etmesi durumunda Hasan'ın kalpten gitmesi işten bile değildi. Açıkçası Nermin ile aralarında bir şeylerin alevlenmesini beklemiştim, ama diğer meseleler yüzünden bu tür bir yakınlaşma göremedik. Üstüne üstlük Bahar'ın da dahil olmasıyla birlikte bu cepheden bir şey çıkmayacağını anladık. Önümüzdeki sezon Haluk ile birlikte yeniden bir aile kurmaya çalışacakları kesin, ama illa ki yeni sorunlar patlak verecektir.

Nermin: Açıkçası Nermin hakkında pek bir fikrim yok. Çiftlerimiz arasındaki meselelerden yüzünden bazı bölümlerde yeteri kadar işlevli kullanılamamış gibi geliyor bana. Gerçi Damla'nın gelmesiyle birlikte hikayesini öğrenme imkanına eriştik, ama yine de daha fazla şey görebilirmişiz gibi hissediyorum. Söyleyebileceğim tek şey, Salih'in bu durumunda aileyi bir arada tutacak olan yegane kişi olmayı devam ettirecek olduğu.

Adnan & Müjde: Açıkçası Adnan'ın Müjde'yi bu kadar çabuk affedeceğini düşünmemiştim. Müjde'nin burnunun biraz daha sürtülmesi taraftarıydım, ama şimdi büyük ihtimalle değişmeye çalıştığını doğru düzgün göstermeden yine eski haline dönecek. Açıkçası aralarında olup bitenlerin çok meraklısı değilim, ancak sezon finali olduğu ve daha önemli konulara geçiş yapılması gerektiği için üstünkörü geçilmelerini de istemezdim. Mümkünse gelecek sezona kalabilirdi ve Müjde'nin gerçekten farklı bir kişi olabileceğini görebilirdik, umarım bu konuda somut adımlar atılır.

Levent: Zaten geçtiğimiz bölümde işi bitti, ama yine de Salih ile aralarında ciddi bir hesaplaşma sahnesi görmek isterdim. Keşke geçen bölümde değil de, daha önceden geri dönseydi ve bu konuya da yeteri kadar vakit ayrılabilseydi. Ece-Haluk-Levent üçgeni bir yerden sonra baydığı için gelecek sezonda görebileceğimizi düşünmüyorum, ama Damla ile aralarında bir şey olabilmesini ve Nermin ile olan çatışma haline tanık olmayı da isterdim. Bu arada Fırat Albayram'a da emekleri için teşekkürler.  

Damla: Diziye dahil olduğu ilk 2-3 bölümde önce tefecilere taktığı borç, ardından Michael meselesiyle biraz idare ettirdiler; ama işe dahil olmasıyla birlikte Ece ile aralarındaki rekabeti biraz gördük; ama sonradan unutuldu gitti sanki. Bir ara Levent'e, bir ara da Rüzgar'a yeşil ışık yaktığını gördük; ama bu konuda da kayda değer bir gelişme yaşanmadı. Levent'e veda ettiğimiz için gelecek sezonda Rüzgar ile bir ilişkiye yelken açtıklarını görebiliriz. Açıkçası karakteri en başlarda sevmiyordum, ama geldiği bu durumdan sonra haline biraz üzülmeye başlamadım değil.

Rüzgar: Emrecan-Ceylan cephesine dahil olma nedeni pek güçsüz sayılmazdı, ama aralarındaki durumların sadece "kıskançlık" teması üzerinden ilerlemesi gerçekten de sıktı. Artık senarist de bunu anlamış olmalı ki, birkaç bölüm boyunca süs gibi kenarda duruyor. İkisine de çok bayılmıyorum, ama dediğim gibi yeni bir ilişkinin doğması ikisinin de hayrına olacaktır.

Mehmet Dede & Ege: Açıkçası onlar hakkında çok kafa yormaya gerek yok, ama Mehmet Dede'nin kalıcı olmasını isterim; çünkü bu güzel ailede görmüş geçirmiş birinin de olması bence çok önemli.

Elbette ki bunlar sadece bir tahmin. Belki sezona kaldığımız yerden değil, bir zaman atlamasından başlayacağız. Muhtemelen ilk bölümde de komedi değil, dram ağırlıklı olacak. Peki yeni bir karakter veya karakterler gelirse ne olacak? Bunları şimdiden tahmin etmek zor, ama yeni gelecek olanların hikayeye hizmet edip katkı sağlaması şart; yoksa onlar da temelleri sağlam kurulmadığı için gerekli etkiyi yaratamayacaktır.

Sezon finalinden sonra biz

Sonuç olarak Baba Candır'da ilk perde sona erdi. "Sezon finali nasıl olmalı?" konusunda beklentilerimizi sonuna kadar karşılayan, sezonun son bölümü olduğu için sürekli drama abanmayan ve komedinin yine en eğlenceli haliyle kendini gösterdiği güzel bir veda oldu. Açıkçası Eylül'e kadar nasıl bekleyeceğimizi hiç bilemiyorum, ama hala izlemeyenler veya izlemeyi düşünenler varsa cillop gibi 41 bölüm ile yazınıza renk katmanız pek ala mümkün. Başta Settar Tanrıöğen, Uraz Kaygılaroğlu, Berna Koraltürk, Melis Tüzüngüç, Özgün Karaman, Tülay Bursa, Mehmet Ulay, Mihriban Er, Tolga Pancaroğlu, Cengiz Tangör, Mehtap Altunok, Dila Bayrak başta olmak üzere tüm oyunculara, ardından bu güzel macerada çok emeği olan Yusuf Pirhasan'a ve geçtiğimiz bölümlerde rejiyi ondan devralan Murat Onbul'a, ardından da Tayfun Güneyer ve yapımcı Faruk Bayhan'a tüm emekleri için sonsuz teşekkürler, yeni sezonda tekrar görüşmek üzere güzel insanlar...

Not: Yazıyı okuduktan sonra "41 kere maşallah" deyip tahtaya vurmayı unutmayın sakın. :D 
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER