Tek bir yanlış anlaşılma bütün hayatımızı değiştirebilir mi?

Lale'nin sarhoş halleri çok tatlıydı. Muhteşem doğal oynamış Demet Özdemir. Hele "ben neden atanamıyorum ya, neden atanamıyorum" diye sorgulaması çok samimiydi. Bardan çıkarken Lale'nin Onur'u sahiplenmesine de ayrıca bayıldım! Diğer kızlara dönüp "önünüze bakın hepiniz" diye atar yapınca dedim ki, "kadın sarhoşken de kadındır arkadaş!" Sarhoşluktan ne yaptığımızı bilmeyiz, ama yanımızdaki adamı da yedirtmeyiz!

Onur telefonundaki fotoğraflara bakıp şaşırırken, Samet’in “ hepsinde de çok mutlu görünüyorsunuz” cümlesi bana gelecek bölümlerle ilgili de biraz ipucu verdi. Bence Onur, Lale’yle daha çok mutlu olacak. Çünkü ne olursa olsun Lale'yle birlikte çok eğlendi. Hayatında hiç yapmadığı şeyleri yaptı. Midye dolma yedi, metroya bindi.

Benim No: 309’la ilgili en önemli eleştirim kadınların yazdığı bir dizide nasıl oluyor da "bayan" kelimesi bu kadar çok kullanılıyor hiç anlamıyorum. Çoğu insanın bu konu dikkatini çekmiyor ama benim hassasiyetim var. Türkçe olmayan, bir cinsiyeti temsil etmeyen, hatta kelime anlamı "eksilten, azaltan" olan bir şeyi kullanmak niye? En azından dizilerde kurtulsak şu kelimeden şahane olur!

Bir de kadın bedeni üzerinden yapılan mizahı bir türlü sevemiyorum. Mesela Onur'un Pelinsu için "anne o kız beni yer" cümlesi, Filiz'in kiloları yüzünden alay konusu olması, Nergis'in "abla sen giyinmiyorsun örtünüyorsun" demesi hepsi çok cinsiyetçiydi. Bunlar dışında çok sevdim No: 309’u. Yolu açık olsun!


BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER