Evet, tek bir yanlış anlaşılma bütün hayatımızı değiştirebilir mi? Sanırım No: 309'u izlerken bu soruyu çok sorgulayacağız. Her şey Lale'nin yanlış Onur'la buluşmasıyla başladı. Tesadüfler, yanlışlıklar bir arada olunca ilk bölümü gözümü kırpmadan izledim. Tanıtımları çıktığında da çok merak etmiştim No: 309'u. Furkan Palalı ile Demet Özdemir'in çok yakıştığını düşünüyordum. İlk bölümü izledikten sonra da emin oldum zaten.
Furkan Palalı'nın da Demet Özdemir'in de oyunculuğunu çok başarılı buluyorum. Çünkü bu zamana kadar ikisinin de canlandırdığı karakterlerde "burada da sahte oynamış" hissine hiç kapılmadım. Benim için iyi oyuncu eşittir "doğal ve gerçekçi oynayan"dır. Furkan Palalı'yla ilgili sosyal medyada çok fazla olumsuz yorum vardı. Kendisinin doğru tercih olmadığını söylüyordu bazıları. Ben onlarla aynı fikirde değilim. Aksine, çok doğru bir tercih olduğunu düşünüyorum. Çünkü Furkan Palalı bu zamana kadar hep dram ağırlıklı işlerde yer aldı. Artık onu farklı rollerde izlemeye ihtiyacımız vardı ve romantik komediye çok yakıştı.
Dedesinin mirasını alabilmek için tek şartın evlenip çocuk yapması olduğunu öğrenen Onur’un annesi ve babası sosyeteden kız aramalarına başladılar ve Onur’a 10 yaşından beri aşık olan Pelinsu’yla bir yemek ayarladılar. Diğer tarafta da annesinin evlilik baskılarına dayanamayan Lale, ara bulucu Esma Hanım’ın ayarladığı damat adayıyla yemeğe çıkmayı kabul etti. Ama tesadüf bu ya, Lale’nin buluşacağı doktorun adı da Onur’du. Lale’nin buluşacağı doktor Onur’la, Pelinsu kaza yapınca, Lale de mekandaki tek Onur’un masasına oturdu ve olanlar oldu.
Yazı devam ediyor...