Necmi Amcamız Ömer’e bu kadar destek olurken yalnız kalan Sudecim, işte hayat bazen başarı için insana çok çaba sarf ettirir ama sonunda paylaşacağın insan olmadıktan sonra o başarıdan mutluluk çıkarmak çok zor olur. Şükrü Abi'ye sevinçle anlatırken sarılınca biraz iyilik sana da bulaşsa o mutluluk ve ailesini arayan kız mesela kuzeniyle buzları eritmeye çalışsa da kuzeninin kız istemesine gitse.
Kız isteme demişken kız tarafında ilişkinin baştan beri en büyük destekçisi, manevi abi İso’yu gözüm aradı. Erkek tarafı ise Koriş’i getirmişken Sinan’ı da çağırabilirdi. Kuzenimiz Sude, adet gereği dede gibi gelebilirdi. Ve en önemlisi yıllarca ağabeylik, babalık yapmış Sadri Usta’mız da bulunmalıydı.
Kız isteme öncesi ortalığı kasıp kavuran, mürebbiye havasıyla dolaşan, WC'yi bile yasaklayan; kız isteme öncesinde de göbekler atan, akrabalara hava atan, düğünlerden küs gelip dedikodu yapan Türkan Sultan tam da her ailede bulunan babaanne, anneanne tiplemesi değil mi? Türk aile yapısını bu kadar iyi hissettirdiği için de seviyorum bu diziyi. Nasıl Serdar’ın ara sıra Defne’yi kıskanması, ağabeylik damarını göstermesi gibi.
Kız isteme merasiminde dedenin Ömer’i görünce ayağa kalkması pek olmadı. Otursaydın yerinde de Ömerciğimizin Defne’ye güzel bakışlarının arkasında belirmeseydin. Çocuk da hiçbir şey demeden yerine otursaydı. İlla elini mi öpmesini bekliyorsun? Yıllarca küs kal, kır dök çocuğu sonra kız istemede birden barış. Maalesef öyle olmuyor. Ömer’in ses etmeyeceğini, kız isteme merasimini bozmayacağını düşünüyorum. Türkan Teyze'sine saygısından susacaktır. Hatta Koriş oraya boşuna gelmedi ki ondan o an bir atak bekliyorum. Nihan bile Koriş’e susup ikram yapıyor, baş kahraman damat bey de günü bozmayacaktır. Umarım sonrasında Defne, Neriman Hanım'dan duymuş, gelmiş, buyur ettik diyerek durumu açıklayabilir.
Hepinize iyi haftalar K.A severler.