Aşk'ın,
Ömer ve Defne'nin duruşunu nasıl değiştirdiğini, aşk'ları ile gelen o
pırıltıyı, heyecanlarını, ayaklarının yere basmamasını, uçtuklarını, rüzgara
kapılıp havalandıklarını hep zevkle izledik... Döne döne, duvardan duvara
aşklarını nasıl yaşadıklarını, kırılan şeker kavanozu, dökülen elmaları, iki
aşığın birbirine teslimiyetini, masumiyetlerini, dokunuşlarını ve en son
ellerinin hiç ayrılmamak üzere nasıl kavuştuğuna, tanıklık etmenin mutluluğunu
da eriştik sonunda, geçen haftanın son sahnesiyle... Beğendik mi? Bayıldık!
Oyuncularımız da ekibimiz de çok güzel bir iş çıkardı. Hepsinin emeklerine
sağlık!
Gelelim
bu haftaki bölümümüze; Defne'nin gözlerinden süzüle süzüle akan yaşlar
yerlerini, gülümsemelere, cilveye, mutluluğa, ışıltıya bırakmıştı. Güneş daha
farklı doğmuştu sanki çiftimizin üzerine. Ömer'in temiz kalpli olduğunu
vurgulamak için midir, nedir? Rüyaları hep gerçek oluyor. Nasıl bir başarıdır
bu. Bilinç altına, algılarına herşeye hükmedebilen bir Ömer'imiz var elimizde.
Ömer uçuyor, iş-miş hak götüre Defne'sini de artık iyi tanıdığınıda dile
getirdi. İş kolik adam; Defne'si, Defne'sinin saçları ve Defne'sinin
bakışlarıyla kendinden geçmek istiyor.
"Bugün
başka bir güzelsin" sözleri aslında daha bir sahiplenme, ait olma duygusu ile
Defne'ye "sen benimsin, kalbimsin ve ben de seninim" bu duygularda
senin güzelliğine bir başka yansıyor demek istedi. Frenler patladı ve Ömer
yoldan çıktı. Kalbi "Def-neee" diye atıyor, kokluyor öpüyor, sevdikçe
sevesi geliyor, doyamıyor Defne'sine. Bizim Defne'cik de bu duruma kendinin
mahal verdiğine bir türlü inanamıyor. Ah Defne ah, artık şu gücünü bir
farketsen. "Güç bende" diyebilsen... Şu sırrı ertelemekte de
gecikmesen. Bir geceliğine mola verdin, tamam! Ama hala elinde bir sır var ve
bu sırrın yeni ortağı da (offff adını bile yazmak gelmiyor içimden ama) Gallo.
Haftalardan
sonra eski ritmine geri dönen dizimizi izlemekten zevk aldım. İSO ve Defne'nin
bir araya gelmesi, dostluklarının gücü, birbirlerini kardeş gibi sevmeleri,
destek vermeleri, dost dediğin affeder, kırılmaz, küsmez mesajlarına bayıldım.
Şu Defne İso'yu daha sık dinlese ortada ne sır kalacak, ne de problem kalacak.
İSO olmasa, Defne "Simurg ve mavili kız" olayını Ömer'e açıklamakta
gecikecekti ve Gallo hanımın hanesine az kalsın ekstra bir puan yazılacaktı.
Neyseki böyle olmadı. Defne kendine yakışır bir şekilde açıklamayı yaptı.
Köşesine çekilip her aşık kadının vereceği tepkileri vermeye yani hikayeler
yazmaya ve kurmaya başladı. Haksız mı? Hayır değil! Tam tersi bana göre çok haklı.
Elbette panikleyecek, elbette şüpheleri olacak ve elbette kıskanacak! Kadınsı
iç güdüleri ile hareket ediyor, yani çocukluktan sıyrılıyor. Seven her kadın
gibi davrandı ve kıskandı.
Yazı devam ediyor...