Kiralık Aşk: Bahar geliyor...

Kiralık Aşk: Bahar geliyor...
Havada cıvıl cıvıl kuş sesleri...
Gökyüzü masmavi...
Güneş parlıyor...
Çiçek kokuları yayılmış dünyamıza...
Kalbimiz kıpır kıpır...
Papatyalar sarmış çevremizi...
Hafiften esen bir rüzgar tenimize değiyor...
Bahar geliyor...
Mutluluk geliyor...
Heyecan...
AŞK...
Sevgi...
Birliktelikler doğuyor...
Tutku...
Coşku...
Dört bir yanımızda...
İçimiz ısınıyor...
Bahar geliyor...
Sıcacık tüm ihtişamıyla geliyor hem de...
Kara bulutları dağıtmak...
Hüznümüzü silmek,
Umudumuz olmak,
Göz yaşlarımızın sadece sevinçten akması için...
Bahçelerimizi yeşile döndürmek için...
Nefes almamız için...
Güzel günler için...
Defne ve Ömer'in sonsuz aşkı için...
Bahar geliyor...
Yüzümüze gülümsemeler kondurmak,
Keyfimizi yerine getirmek,
Sohbetlerimize konu olmak için...
Bahar geliyor...
Uçsuz bucaksız bir gökkuşağı hayatlarımızın üstünde ışıldasın diye...
Nasıl KA ailesi olduğumuzu hatırlatmak için...
Kiralık Aşk'la kurduğumuz bağlar sımsıkı olsun diye...
Kavuşamayan aşklara "DefÖm Aşk"ı örnek olsun diye...
Saf, naif, duru aşkı hiç unutmayalım diye...
Bahar geliyor...
Masalımızda hep iyilerin kazanacağını hatırlatmak için...
Kötülerin ve kötülüklerin hep kaybedeceğini göstermek için...
Şahane rüyalara tanıklık etmemiz,
Hayallerimizin gerçek olabilme şansı için...
Bahar geliyor...
Ömer'in Defne'mizi kıskanması,
Şapır şupur öpmesi,
Sımsıkı sarılmaları,
Aşk şarkıları mırıldanmaları,
Bilinç rahatlaması yaşamaları,
Sırıtarak aşklarına tanıklık etmemiz için...
"Sevgilim" sözünü yüreklerimize kazımak için...
Gümbür gümbür aşk nasıl yaşanırmış demek için...
Mor'un da Ömer'e yakışan bir renk olduğunu hatırlatmak için...
Çakır keyif Defne'nin ne içten olduğunu görmemiz için...
Elmalar bir gün yenecek demek için...
Bahar geliyor...
 
İşte Kiralık Aşk kalbime bu duygularla damgayı vurdu, bu hafta! Şair oldum çıktım! Yazılmaz! Anlatılmaz! Sadece yaşanır diyebileceğimiz bir bölümdü. Tek kelimeyle "büyüleyici" idi. Sevmedik mi? Çok sevdik! Kiralık Aşk ekibine, yönetmenimize, senaristimize, oyuncularımıza çok teşekkür ederiz. Emeklerine sağlık... Haftalardır beklememize değdi. Ilık ılık esen rüzgarlar eşliğinde, uçuşan peri tozlarıyla, flashback'lerle, rüyalarla bir rahatladık, gevşedik hepimiz.
 
Dizimiz yanık kokularıyla başladı sanki. Bir adet Ömer İplikçi bildiğiniz yanıyor, tütüyor, kızarıyor ve bozarıyordu. Rüyalarda yaşar hale geldi aşkını. Yazık! Ne yapsın?! Sinyallerini çözemeyen bir sevgilisi var, tabii ki bizim tatlış Defne'miz. Rüyalarda cüretkar, gerçek hayatta azıcık şapşik bizim kızımız. Ömer'in bir "sevgilim" sözüyle nasıl da bulutların en tepesine kondu. Aslında Ömer ondan önce o bulutların üstüne konmuştu ve sevdiceğine yer açmıştı aslında. Ama gel sen bunu Defne'ye anlat.

Bir türlü çocukcağızın çıra gibi kendisi için kor olmaya yüz tuttuğunu göremiyor. Kendi aşkının büyüklüğünden, Ömer'in kendisine duyduğu aşkın daha tutkulu olduğunu fark edemiyor. Asansör, asansör... Bir aşk, bir asansör de böylesine güzel yaşanır mı? Yaşanırmış gördük! Bilinç rahatlaması değil, resmen bilinç  patlaması yaşadık aslında. Havada yıldızlar uçuştu, minik dokunuşlar, öpücükler derken bildiğin asansör, aşk yuvası oldu çıktı.
 


Yazı devam ediyor...
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER