*Bölüm boyunca baharın geldiğini iliklerimize kadar
hissettik. Herkes mutlu, herkes umutlu... Yeni başlangıçlar, yeni aşklar...
Türkan ve Hulusi'den bahsediyorum tabii ki:) Şahane bir çift olmazlar mı sizce
de? Aralarındaki diyalog muhteşemdi. Hele Türkan'ın 'ben ablasıyım' demesine
koptum. İlerleyen bölümlerde çok daha eğleneceğiz gibi geliyor.
*Ömer'in Sadri Usta'nın dükkanına gelmeden önceki
sahnedeki baharı hissettiren çiçeklerin, kelebeklerin uçuştuğu, nehir kenarı
görüntüsü sanki bize bir şey anlatıyor gibiydi. Ömer'in hayatı çiçeklendi,
şenlendi. Sinyor İplikçi'nin içinde kelebekler uçuyor yani. Sonrasında ustasına
verdiği evlilik haberi de Ömer'in hayatının yeni başlangıcı diye düşündüm ben.
*Korişin dönüşü tabii ki muhteşem oldu. Ne yalan
söyleyeyim bu bölüm Neriman'la sahnelerinin olmamasını sevdim. Koray tek başına
daha muhteşem.
*Yasemin ve Sinan ilişkisi git gide daha iyi bir kıvam almaya
başladı. Onların bu gelişimini izlemek keyif veriyor.
*Defne, herkesten iyi yaptığını bildiği bir konuda kendine
müthiş güveniyor ve işte o zaman meydan okuyan Defne ortaya çıkıveriyor. Tıpkı
kısa bir süreliğine de olsa asistan Defne’de olduğu gibi… Bu sahnelerde geçmiş
bölümlere atıflar olmuş mu? Şahane olmuş!
*Kıskanan Ömer İplikçi yapmışlar olmuş. Hem de şahane
olmuş. Her kadın aşırıya kaçmamak şartıyla tabii ki biraz kıskanılmaktan
hoşlanır. Hele Defne gibi sevilmeye bu kadar açsanız ve bu kadar aşıksanız daha
da çok hoşlanırsınız. Sevildiğinizin bir kanıtıdır çünkü minik kıskançlıklar. O
yüzden görmek yetmez! Duymak da isteriz, keyfini çıkarmak isteriz. Defne'de
keyfini Ömer'in izin verdiği ölçüde yaşadı tabii. Bu arada, Defne'nin 'sözlüyüm
ben' çıkışı bana göre biraz gereksizdi. Ne yani sözlü olmasan Selim'le olabilir
mi Defne'cim? Ömer'in orada verdiği 'sen benim sevgilimsin Defne' tepkisi biraz
bundan bence. Artık evlenmeye karar vermişsiniz kimden neyi saklıyorsun
Defnecim? Söyle gitsin!
*Defne ve Ömer'in evlenme noktasına nasıl geldiklerini
taaa en başından bugüne taşımak harika olmuş. O güzel sahneleri yeniden izlemek
hepimize çok iyi geldi eminim. 37.bölüm yorumumda şöyle yazmıştım: 'Amaaa...
Ben Meriç Acemi'yi birazcık çözdüysem; benim bildiğim Meriç Acemi bize bu
sahneleri izletir. İnanıyorum yeri ve zamanı geldiğinde biz o sahneleri
izleyeceğiz.' Yanılmamışım... Biz o sahneyi tam yeri ve tam zamanında izledik.
Bu sefer Defne Ömer'e evlenme teklif eder diye düşünüyordum. Hatta yazdım da sanırım.
Tam da düşündüğüm gibi oldu.
*Ömer her ne kadar rüya görmeyi 'Bilinç rahatlaması.
Normal hayatta gerçekleştiremediğimiz şeyleri rüyalarımız aracılığıyla
gerçekleştiririz' diye tanımlasa da; bizim dizimizde rüyaların gerçekleşmesi
gibi bir durum var. Bu yüzden Sinan'ın, Defne'nin ve Ömer'in rüyalarının zamanı
geldiğinde gerçekleşeceğini düşünüyorum. Ha o zaman ne zaman derseniz bence
biraz daha var.
*Hepimiz Elçin Sangu'nun harika bir sesi olduğunu, opera
eğitimi aldığını biliyoruz. Hep istedik ki dizide bir şarkı söylesin. Bırakın
söylemeyi mırıldanması bile yetti. Sonraki bölümlerde söylediğini de görürüz
belki...
*Kim ne derse desin. Ben sarhoş Defne'yi çok seviyorum
yahu. Böyle bir rahatlıyor, söylemek istediklerini hiç düşünmeden söylüyor. O
ne güzel bir sevgi itirafıydı öyle. Camdan aşkını haykırması ise ayrı bir
güzeldi. Ne yalan söyleyeyim Ömer'in kulaklarına hiç dikkat etmemiştim. Ben de
onlarla beraber durup düşündüm bir süre:) Güzelmiş:)
*Yine hepimizin istediği bir şeydi Ömer’le Defne’nin birlikte
uyuması, Sabah birlikte uyanması… Ömer’in Defne’yi kucağında taşıdığı, kapıyı
ayağıyla kapatırken ses olmaması için azami dikkatle davrandığı ve onu sevgiyle
yatağa yatırdığı sahnelere bayıldım. Sahnelerin çekimine de ayrı bayıldım.
Tepeden çekim harika bir ayrıntı olmuş.
Peki, bundan sonra ne olacak?
*Mavi saçlı kızın Gallo olduğunu artık hepimiz öğrendik.
Tabii ki Ömer'de öğrenecek. Üstelik hayatında bu kadar önemli bir yeri olduğunu
bildiği için ona bence Defne söyleyecek. Ömer tabii ki etkilenecektir. Peki,
bir şey değişir mi? Kötü anlamda değişmez bence. Çünkü Ömer'in mavi saçlı kıza verdiği
değer aşkla ilgili bir durum değil. Onu hep aramış olması da aşık olduğundan
değil. Aynı şey Gallo için de geçerli. Anlık yaşanan o olay farklı bir duygunun
yansıması. O duygunun dostluk olacağını düşünüyorum ben. Hep yazdığım gibi
Gallo'nun tıpkı geçmişte olduğu gibi iyi anlamda, ama bu sefer ikisinin de
hayatına dokunacağını düşünüyorum. Ve görevini tamamladıktan sonra da
Amerika'ya döneceğini...
*Defne'nin Passionis'e geçmesine Yasemin'in yardım
edeceğini yazmıştım. Bu bölüm onun sinyallerini aldık bence. Deniz tabii ki
Denizliğini yapacaktır, Sude'de Sudeliğini, ama Yasemin bu işin kilit noktası
bence. Hatta (bunu da yazmıştım sanırım) Yasemin şirketi bile
kapatabilir.
*Her zaman vaktinde gelen ve sihirli dokunuşuyla mucizeler
yaratan Defne'nin Ömer'le dedesinin ilişkisinin düzelmesinde de başrolde
olacağını düşünüyorum. Yakında büyük aile sofraları görürsek şaşırmayalım
derim^^
Geçtiğimiz hafta twitter'da dizi ile ilgili bir hayalim
olduğunu yazmıştım. O hayalimi buradan sizinle paylaşayım. Defne ile Ömer'in
baş başa bir tatile gitmesini hayal ediyorum. Bir hafta sonunu kimseler olmadan
birlikte geçirmelerini... Hayaller gerçek olabilir mi? Neden olmasın^^ İnşallah
diyelim...
Bu şahane bölümün etkisinden bir türlü çıkamadığımdan
yazıyı da ancak yazabildim. Uzun zaman sonra dönüp dönüp tekrar izlediğim bir
bölüm oldu 39.bölüm. Daha da çok izleyeceğim sanırım.
Emeği geçen herkesin eline, emeğine, zamanına ve yüreğine
sağlık…
Unutmayın bizim dizimizde iyiler daima kazanır.
Sevgiyle kalın…