Bu yazının başlığı benim hayat mottom. Bahanelere inanmam
ben. Yaşadıklarımızdan kendimizin sorumlu olduğuna inanırım. Başımıza gelen,
yaşadığımız her şeye bahane bulmadan sorumluluğu kabul etmemiz gerektiğini
düşünürüm. Sorumlu bizizdir çünkü. Bir karar veririz ve o kararın iyi ya da
kötü sonuçlarına katlanırız. Zaten karar vermek de bir nev-i tercih yapmaktır.
Ömer 'Ben bir tercih yaptım. Zamana bırakmayı tercih
ettim.' dedi Sadri Usta'ya. Aslında Ömer hayatı ile ilgili çok önemli bir karar
verdi. Aşkı yaşamayı seçti. Kafasında soru işaretleri yok mu tabii ki var, ama
o soruların cevaplarını da bilmemeyi tercih etti şimdilik. Yasemin'in neden
kavuşamadıklarını sorduğunda Sinan'ın verdiği tepki hiçbirimizin gözünden kaçmadı
eminim. Ömer İplikçi'nin cevapsız sorularla nasıl yaşadığına şaşırıyor
olabilirsiniz, ama onu anlamaya çalışın. Belki sorularına cevap aldığı hayatı
istemiyordur ya da alacağı cevaplardan korkuyordur. Ne dersiniz?
Ömer yaptığı bu tercihin sonuçlarına katlanacak. Ha sakın
yanlış anlamayın! Bunu kötü anlamda söylemedim. 'Defne'ye bu kadar yüklenmek
doğru gelmedi bana' cümlesi bize geleceğe dair çok şey anlatıyor aslında.
Defne'nin ne kadar ağır bir yükün altında olduğunu anlamış Sinyor İplikçi. E
anladığına göre sır ortaya çıktığında daha farklı değerlendirebilir gibi
gelmedi mi size de? Defne bu oyunun baş kahramanı olmasına rağmen; sanki
herkesten daha az etkilenecek gibi bir düşünceye kapıldım ben. Neyse izleyelim
görelim bakalım.
Kiralık Aşk'ın her bölümünü severim, ama kişisel tarihime
not ettiğim bazı bölümler var ki onları daha da çok severim. Mesela, 10, 13,
14, 20 gibi... 39.bölüm de kişisel tarihime not ettiğim bölümlerden biri oldu
benim için. Sanki şimdiye kadar izlediğimiz 38 bölümün tamamını 1 bölümde
izledim. Şahane miydi? Evet şahaneydi! Çok eğlendim, çok güldüm ve çok keyif
aldım. O 'her renkten biraz olacak, ama bazı renkler biraz daha fazla olsa ne
iyi olurdu' isteğim bu bölüm tam da olmuş. Bu mudur? Budur!
Şimdi kısa kısa inceleyelim bakalım:
*Gallo'cum ben seni anlamadım. Defne sana hikayeyi
anlattığında üzüldün; hemen yardım etmek istedin. Hikayenin kahramanının Ömer
olduğunu anladığında neden tepki veriyorsun? Evet, belki yakışıklı prensin Ömer
olduğunu Defne en başında sana söylemeliydi, ama Ömer olduğunu bilsen aynı
şekilde davranmayacak mıydın? Yani, Defne başka bir aşkı yalanın gölgesinde
yaşayabilir de Ömer ile olan aşkını yaşayamaz mı? Bu ne yaman çelişki? Yeri
gelmişken söyleyeyim. Bence Gallo Ömer'e oyun ile ilgili bir şey anlatmayacak.
*Şimdi Gallo Deniz'e borçlu evet, ama 200 bin lira
Gallo'nun kazanamayacağı bir para değil. Bir elbise tasarlar öder o parayı.
Yine de şöyle bir tahminim var. Deniz'in çeki dönüp dolaşıp yine Deniz'e
dönecek gibi geliyor bana. Malum, Neriman koruyucu melek olmaya karar verdi.
Biz de bunu boşuna duymadık. Biraz uçuk bir tahmin olsa da olabilitesi yüksek
bence.
Yazı devam ediyor...