Yazıma çok klişe bir söz ile başlamak istiyorum. Filinta bizlere bu hafta da ekran ziyafeti çekti. Bu lafın klişeleşmesinin tek nedeni ise Filinta’nın ta kendisi, bir dizi bu kadar da kaliteli olmaz ki canım! Öncelikle senaryoyu yazan ekibin önünde saygıyla eğiliyorum. Önden, önden söylemesem içimde kalırdı. Yahu bunlar nasıl senaryolar? Bu olay örgüsü, bu detaylar nereden, nasıl geliyor aklınıza? Gerçi böyle bir yapımda tüm başarıyı senaristlere yüklemek de ekibin geri kalanına haksızlık olur. Öyleyse cümlemi şöyle düzeltiyorum. Yazar ekibinin, yapımcıların, oyuncuların, yönetmenin önünde tek tek saygıyla eğiliyorum. Malum her hafta bir ekran ziyafeti!
İlk sahnede yediğim, pardon yedirdikleri yanıltmayı saymıyorum. Geçen bölümün sonunda resmen silahı Leyla’ya tutuyordu Mustafa, ben bilmem. Aynı şeyi iki hafta önce de Farah’ın zehirlendiği sahnede görmüştük. Çok iyi hatırlıyorum Akbar planlarını anlatırken gösterilen sahnelerde Farah o çorbayı içiyordu. Bir sonraki bölümde ise "Canım istemiyor." diyerek, çorbayı içmedi ve öyle kurtuldu. Bu hafta da aynısı oldu. Mustafa resmen Leyla’ya doğrulttuğu silahı tek bir hareketle Dadı’ya çevirdi. Dadı’da da hiç mi hiç muhbir tipi yok, Mustafa nereden vardı o kanıya, anlamadım.
Takır, takır her şeyi bilen Mustafa’nın "Bu kadın, zehirli olduğunu bildiği çorbayı köpeğe verip neden kendini açık etsin?’’ dememesi beni şaşırttı. Sonuçta arada bir kopukluk var ve o kopukluk yüzünden o çorba köpeğe kadar gitmiş. Çorbayı veren de Dadı olduğuna göre kopukluk Dadı’dan önce olmuş olsa gerek. Bakın, ben bile çözdüm fakat Mustafa çözemedi. Ayrıca senaristler gerçekten unuttu mu yoksa ileride kullanmak adına mı saklıyorlar bilemedim fakat Mustafa’nın başarısız olan ilk Lütfü Paşa planını evde anlatırken yanında sadece Leyla’nın olduğunu unutmasına şaşıyorum. Bu olayların en başında, yani geçen bölümün son safhasındaki Mustafa’ya "Fıçınkk!" diye inen flashbackler arasında görmeyi bekliyordum o sahneyiFakat aradığımı bulamadım. Hala da bu sahneden bahsedilmiyor, bu da beni bunun ileride kullanılacağını düşünmeye itiyor. Yine de Dadı kapıdan dinlemiştir diye bir kılıf uydurmaları da ihtimaller arasında.
Aman, Bekri Efendi üzülme!
Bu hain meselesi de uzayıp gidecektir bundan sonra. Ha Dadı, ha Leyla, ha Farah derken Mustafa ortada şamar oğlanına dönecek gibime geliyor. Leyla da gözümde git gide daha kötü bir hal alıyor. Şeytan Leyla’yı görse imana gelir. Önce duygularıyla oynayarak, baskıyla Bekri’nin ağzından Mustafa’nın ininin adresini aldı. Peşi sıra da koşa koşa oraya gidip Dadı’yı saman altından su yürüterek kandırdı. Leyla’nın her nedense Dadı’yı hiç önemsemediğini düşünüyorum. Sadece ortalık sakinleşene kadar tepkileri üstünden çekmek için yaptı bütün bunları fikrimce. Dadı da garibim "Ben yaptım! Muhbir benim!" dedi. Sevgi insana neler yaptırıyor. Leyla’nın bu tip duyguları suistimal etmesi beni aşırı derecede rahatsız ediyor.
Bekri’nin Mustafa’nın inini söylemesi olayı da önümüzdeki birkaç bölümün için uzun bir olay örgüsü yarattı benden söylemesi. Önce Leyla gitti, peşinden de Miloş’un adresi verdiği Rüştü Paşa’nın askerleri. Mustafa’nın kendine başka bir yer bulması lazım yoksa orası yolgeçen hanı haline gelir. O tiplerin tek başlarına Ahmet’i dahi halledemeyecekleri çok aşikârdı. Koca bir ordu gönderilmesini beklerdim Mustafa’yla Ali’nin peşinden. Yine de ileride neler olacağını binmek pek mümkün değil.
Asıl bomba ise Rüştü Paşa’nın askerlerinin geldiği sırada patladı. Bu bölümde de olduğu gibi Garbis son birkaç bölümdür az görünüyor ama fazlasıyla zarar verip çıkıyor işin içinden. Mustafa o cümleden sonra şimdi bir hafta da Farah’ın peşinden koşacak. Farah tüm bölüm avcı edasıyla gezindi, son dakikada av oldu. Özellikle Miloş böylesine akıllıca oynadıkça, hain meselesi uzar gider. Miloş’un planlarını yazan senaristin de hakkını vermek lazım. Mustafa’nın inine gidip duyulacak bir biçimde "Farah bizden, ona zarar vermeyin" demek şeytanın aklına gelmezdi.
Leyla’ya şeytan diyoruz ya hani. Miloş ise şeytanı yetiştiren kişi. Miloş her şeyi çözecek kapasitede anlayacağınız. Üstelik geçen bölümde Leyla o aptallıkları yapmış olmasa olaylar bu hale bile gelmezdi zaten. Miloş geçte olsa ipleri eline aldığına göre Leyla’nın paçayı sıyırma şansı var. Yine de nedense yırtacağına hiç mi hiç inanmıyorum. Farah çok yaklaştı ve Farah yaklaştıysa Mustafa da yaklaşmış olur. Haftaya Mustafa, Ali’nin yanıltmasıyla her ne kadar Farah’ın peşinde koşacak olsa da, Farah artık bir şeyler biliyor ve önünde sonunda söz hakkı bulacaktır.
Yazı devam ediyor..