Daha sonra merak kotamın limitlerini
zorlayıp şöyle bir göz ucuyla röportajlarına bakayım dedim. İşte tam o noktada anladım, bu kadar
farkındalık yaratmasının altında yatan etken sadece rolünün hakkını fazlasıyla
veriyor oluşu değil. Barış Arduç olarak da verdiği o pozitif enerjinin tamamıyla gerçek oluşu. Gerek sosyal sorumluluk projelerine verdiği katkılar olsun, gerek
yer aldığı program ve gecelerdeki tavırları olsun oldukça ele veriyor Barış
Arduç’un görünenden fazlası olduğunu. Mahcubiyetini ve tevazusunu orantılı
özgüveniyle öyle ustaca dengeliyor ki size sadece keyifle izlemek düşüyor, takdire
şayan bir durum böylesi.
Örnek vermeden geçemeyeceğim; Sanıyorum bir yakınının
düğününde teptiği horonu bilmeyeniniz yoktur. Gelmiş olduğu noktayı ve
arttırdığı popülaritesini düşününce insan kendini “Gerçek mi bu adam” derken
bulmuyor değil. Aslında neden şaşırıyorum ki, Twitter hesabı çalınmadan önce
gördüğüm tweetleri "Barış Arduç fark vol bilmem kaç"ın kanıtları değilmiş gibi.
Zaten başka kim bir Pazar sabahı “Günaydın. Çay koyun geliyorum” yazıp Instagram
sayfasına fotoğraf attı ki? Gerçi şu sıra dijital detoks yapıyor olsa gerek pek
bir soyutlamış kendisini öyle diyolllaa. Oysa “Hava güzel, zemin futbola
elverişli” de demişti, ama olsundu. Vardır bir bildiği elbet, sonuçta yoğun bir
tempoda çalışıyorlar.
Barış Arduç demek olur da sesindeki tınıya
değinmemek olmaz değil mi? Ucundan kıyısından “Beni bu güzel havalar mahvetti”
dediyse de, bizi asıl “Sevme Beni” dediği gün mahvetti. “O ne ses tonu öyle o”
derken buldum kendimi. Gerçi “Nayino”
derken de bir aldı yürüdü ama bizi hakikaten John Wilbye’nin şiiri ile mahvetti.
Ânı değerlendirecek olursak şahane bir ivme ile çok doğru bir rota
izliyor. Umuyorum ileride benim “celebrity” diye nitelendirip, televizyonda
her gördüğümde zap yapmayı kendime borç bildiğim kesim arasında yer almaktan
itina ile kaçınır. Seyri güzel birçok projede daha evimize sık sık misafir
olması temennisiyle.
Bir Kiralık Aşk izleyicisi der ki “Sana kan
ter içinde horon tepmeler yakışır hayatım”^^
Cenk, Hakan, Ahmet, Selim, Emin, Cemil, Tekin ve son olarak Ömer İplikçi adlı bir
masal prensi olarak hayatımıza giren Barış Arduç’a sevgiler.. ^^