Ömer’in bu güzel haberi Sinan ile paylaşması ve “Ben bir tercih yaptım” diyerek Defne’yi gizleri ve yalanları ile kabul ettiğini ve kendinden nasıl vazgeçebildiğini gösterdi bana. Tabii bu, Defne hep yalanlar, gizler barındırsın Ömer nasılsa kabullendi demek değil. Güvenmeyi seçen adamın, güveni, duyduğu saygı ve sevgisi de yitirilmemeli.
Neriman’ların evinde bir telaş var, e malum Ömer akşam yemeğine geliyor. Sofralar donatıldı, en sahte yenge maskesi takıldı ve Ömer beklenmeye başlandı. Gel Ömercim gel, ellerinde çiçekle gel, gel ki gözlerimizden kalpler çıksın, sana baktıkça huzur bulalım. Yemek masasına oturulunca şöyle bir menüye göz gezdirdim, Ömer için nasıl özendiklerini gördüm eyvallah. Ama Nöro’cum sen niye pazı sardın yahu? Pazı bir metafordu ve onu sarmak Defne’nin işiydi, ne yaptın rol mü çaldın kızdan? Lütfen bir daha olmasın, lütfen ama pazı sarmak Defne’ye ve oturup yemek DefÖm’e düşsün.
Bak yine! Hal hatır soruyorlar bebeğim sana, yine heyecanına yenik düştün ve “Evleniyorum” haberini yapıştırdın. Oy oyy yesinler, bitirsinler “İstemeye gider misiniz? Defne’yi” diyerek örf, adetlerimize olan bağlılığını da gösteriyor. Yalnız oluşan şaşkınlığa anlam veremedim; Defne’yi tabiki, Ömüş’ün hayatını ele geçiren başka bir kadın mı var? Neyse…
Bu mutlu haberi alan Neriman’a gülerken armut koltuğumdan kaya kaya düştüm, yerlerde yuvarlandım. Çok eğlenceli, şahane canlandırılan bir sahneydi. Bölüm başladığından beri yüzümü adam akıllı güldüren ilk sahneydi. Daha sonra telefonlardan dünür tanışması ayarlandı ve Defne’nin Ömer’in yanına uçması sağlandı.
Şükrü Ağabey, nasıl tatlı bir insansın sen yahu, böyle koşup sarılıp her türlü mutluluğumu paylaşmak isteyeceğim birisin. Ama hep ummadığın zamanlarda ummadığın olaylara şahit oluyorsun, sonra gelsin öksürük krizleri…
Defnecim, şimdi böyle sana övgü dolu şeyler yazıp durdum sen eleştirim olmaksızın bir yorum yapacağımı düşünmedin dimi şekerim. Canım benim, sen Ömer’e aşıksın ya, hani evleneceksiniz ya; işte senin tam da bu sebepten zaten Cherie ile çalışmaman gerekir. Sen bunu düşünemiyor musun bebeğim? Ömer’lerin elinden hiçte ahlak sınırları içinde yer almayan bir şekilde iş alan Yasemin, Sude ikilisi ile aranın bu kadar iyi olması sinirlerimi çok bozuyor söyleyeyim. Onu da geçtim, Sude’ye hala bu kadar iyi yaklaşıyor olman hayret uyandırıcı doğrusu. Çünkü sen öyle saftirik bir şey değilsin, konu Ömer olunca nasıl insafsız olabildiğini gördü bu ponçik gözlerim.
Neyse, Ömer de müstakbel karısını kendi kanatları altına almak istiyor zaten. En başından beri doğru olan bu, ikiliyi ayrı gayrı şirketlerde görmekten çok yoruldum. Yaşanamayanlar değil, yaşanacaklar, hayaller konuşulsun bence de. Birbirlerinde aşkı, mutluluğu bulsular, her an birlikte olsunlar.
İşte ilk hayal: ailelerin tanışıp kaynaşması… Tam da beklediğim gibi görgüsüzlükler, garip hareketler havalarda uçuştu. İlk, karakter yerine utandığım sahne Ömer’in arabasındaki Topal ailesi hareketleriydi. Bu aile en başından beri mi böyleydi bilmiyorum ama Ömer için çok üzülüyorum. Tıpkı ömür boyu Neriman gibi sonradan görme birine ve Sude gibi kötü bir karaktere maruz kalacak Defne’ye acıdığım gibi.
Yazı devam ediyor..