Kiralık Aşk: Biz de özledik!

Gelelim son sahneye… Ömer’in ağzından bölüm boyuna duyamadığımız ama normalde Defne’yi gördüğünde, ona bakışlarında (görüşebildiklerinde) hissettiğimiz o özlemi, bölüm sonunda ağzından döküldüğünde duyduk. Hem de nasıl duyduk! En doğru zamanda; en güzel sözcüklerle, duygusuyla, bakışıyla ve tonlamasıyla bütün o özlemi bize hissettirdiği için seviyorum Ömer’i. Defne doğal, sıcak, hissettikleri hep ağzında olan biri. Özlemini, sevgisini gayet tez canlı bir şekilde söyleyebiliyor. Ömer ise hep o duyguları içinde tutup adeta demliyor ve onları en güzel, en dokunaklı şekilde ifade ediyor.

Şimdi mesela gidin asansör sahnesine, hatırlayın oradaki Defne’nin “özledim" deyişini ve sonra gelin son sahneye “Özledim. Tabii ki özledim Defne” ye. Duygu yarıştırmak değil amacım ama ikisinin sevme ve bunu ifade etme tarzları çok farklı. Defne gibi sevgisini, özlemini göstermiyor diye Ömer’e kızmamak lazım. Ayrıca şunu söylemeden edemeyeceğim. İlk 22 bölüme bakabilir herkes. Ömer hep daha fazla seven, sevgisini gösteren ve konuşmaya çalışan taraftı. Şu an yapmadığı söylenen her şeyi yapmıştı bu adam. Şu an böyle temkinli duran, seven Ömer’in aslında biraz da Defne’nin eseri olduğunu unutmayalım. Ömer sevmeyi, bunu göstermeyi çok iyi biliyor ama şöyle bir dönüp baksak geçmişe ve adamın yaşadığı sarsıntıları, hayal kırıklıklarını ve artık travmaya dönüşen olayları bir hatırlarsak anlarız belki onu. Tekrar eskiye dönecek Ömer ama işte onun dönmesi herkes gibi değil yavaş yavaş. Bu yönü de törpülenecek Ömer’in bence sabır lazım.

● Dede’nin anahtarı Neriman ve Necmi’ye vermesi oyunu bitirebilir ya da Neriman’ın Defne üzerindeki baskısını azaltabilir. Tabii şu anda pek öyle bir baskı da yok ama Hulisi dede artık her şeyi akışına bıraktı. Ortada süre falan da kalmadı evlilik için. Zaten Neriman da Sude’ye” Bu işi temiz bir şekilde bitirip, içinden çıkmak istiyoruz. “ demişti. İşte tam sırası!

● Defne’nin evde kalma mevzusu neye, kime yaradı anlamadım. Zaten ettikleri kahvaltı ve işe giderken hazırlandıkları sahne dışında bir şey olmadı. Defne "evdeki hallerimi özledin mi" diye sorduğunda Ömer’e, ne yaşadınız ki evde diye sordum kendi kendime. Hakikaten özleyecek kadar, yokluklarını hissedecek kadar bir şey yaşamadılar ki? O yüzden de sanırım Ömer’e, Defne gittikten sonra ne kadar üzüldü ve özledi diye sahne çekmemişler. Gerek duymamışlar yani. Bölümün duygusu "özlemek"di güya ama, özlemi hissettirecek hiçbir şey yapılmamıştı. Nihan ve Serdar’ın bebek olayına odaklanmak daha mantıklıydı çünkü. Benim anlamadığım Defne’nin evden ayrılışından sonra bize böyle bir duyguyu yani özlemi hissettirmek yerine neden bu yola girdikleri. Defne geri mi dönecek o eve? O özlemi yaşamanın sırası değil miydi şimdi? Ömer’i evde iki salınıp, etrafa bakarken ve azıcık da özlerken görebilirdik bence ya.

● Sanırım Defne, hizmet sektöründe uzun süre çalıştı ya kopamadı o alışkanlığından. Koray’ın doğum gününü hazırlamasını hadi bi yere kadar anlıyorum ama Ömer neden yardım etmiyor mesela? Sonra herkes eğlenirken, ofisteki çalışanlar bile, Defne’nin oraya buraya koşturup tabak bardak araması neden? Üzerine bir de bölümde üçüncü kez bir araya gelmiş Ömer ve Defne’yi “Defne bardak kırıldı. Süpürge nerede?" diye bölmek neden? Anladık son sahneye kadar konuşturmayacaksınız da neden? Neden o kadarına razı bırakılıyoruz?

● Bunu da söylemezsem olmayacak. Haddim değil ve uzman da değilim bu konuda ama izleyici olarak gördüğümü söylemem lazım. Yakın çekimler gerçekten ama gerçekten duyguyu almamı, sahnenin tümünü görmemi ve o sahneyi hissetmemi engelliyor. Özellikle neden Ömer ve Defne sahnelerinde tercih ediliyor onu da hiç anlamadım. Yahu Ömer’in mesela alnı var, Koray’ın dediği gibi sırma saçları var. Ben görmek istiyorum ya adamı tamamen. Ekranda hep sadece iki tane ekrana sığmayan kafa görmek niye? Mesela Defne’nin evden ayrılacağı sahnelerde, anka kuşu hikayesinin anlatıldığı kısımda ve vedalaşırken sarıldıkları sahnede sadece kafaları vardı hatta bazı kısımlarda hep yarım yarımdı yüzleri. Elimi ekrandan içeri sokup Ömer’i Defne’yi şöyle bir geriye itesim, bi az geri gidinden de sizi tamamen görelim diyesim geldi.

Son olarak,  sanırım biz Defne’yle Ömer’in asansör dışında görüşme ihtimallerini sevdik. Keşke o ihtimaller de gerçeğe dönüşse ama artık değil mi? Bunu hak etmedik mi? Bence onlar da hak etti. 35 bölüm geçti ya 35! Dile kolay ama yani asansörden de ileri gidemedik. Zaten Ömer ve Defne sahneleri yok denecek kadar az ve bir de aralarındaki diyaloglar çok kısır. Biz diyoruz ki çekinmeyin yazın sahne, konuşturun. Korkmayın daha iyi olacak. Diyalog istiyoruz, farklı mekanlar istiyoruz. Bence siz de bunu bize borçlusunuz.

Haftaya görüşmek dileğiyle..
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER