Kiralık Aşk: Hayat çok meraklıdır şaşırtmaya...

Sana sarı laleler aldım…
Ömer İplikçi 28 yıllık hayatı boyunca (yanlış hesaplamadıysam tabii) belki binlerce kez kendisine ‘’Ömer!’’ diye seslenildiğini duydu. Değişik tonlamalarda, farklı amaçlarla, farklı kişilerden.

+ Ömer!

- Ömer?

+ Omar! ^^

- Ööömeeer! Kuşuum, zeytiniiim!’’ ^^

Ama  bu sesleniş belki de en özeli, en güzeliydi. Bir kez daha terk edildiğini ve yıkımların en büyüğüyle bir kez daha baş başa kalacağını sanan Ömer’i tek bir kelime hayata geri döndürdü. Defne sadece "Ömer!" dedi. Ömer’e yansıyışı "Gitmedim, buradayım. Seni terk etmedim, yanındayım." ve "Buraya gel, bak bahçeye çiçek  dikiyorum. Beraber büyüteceğiz bunları.’’ oldu. Bir nevi geleceğe dair ümit o çiçekler. Çünkü çiçekler iki haftalık eğlence değildirler. Üzerlerine titremek, sevgi ve sabırla büyütmek gerekir onları. Şu dakikadan sonra Defne’nin o evden ayrılması zor. Ayrılsa da uzun sürmez bu ayrılık. Çünkü çiçekler bakım ister, Ömer de Defne’sini.


’’arkadaş, yine ne yazmışlar!’’ diyen Ranini (temsili) ^^

Küçük Notcuklar

* Ömer’in kocaman evinde hiç misafir yatak odası yok mu? Yoksa Necmi geldiğinde o kadar zaman hep koltukta mı yattı? Oda varsa Ömer neden koltukta yamuluyor? Bu adam size ne etti? Yazık değil mi bu adama?

* Defne makyajlı uyanmayı nasıl beceriyor? Asıl banyodan makyajı akmadan nasıl çıkabiliyor? Normalde pandaya dönmesi lazım. Belki çekim için böyle olması gerekiyordur ama bana gerçeklikten uzaklaşıyor gibi geliyor böyle durumlarda.

* Yeni bir çekim tarzı izledik bu bölüm. Yine ve yine konu hakkındaki bilgisizliğimden ötürü dilim döndüğünce anlatmaya çalışacağım. Ömer’in son sahnede eve girmesiyle birlikte onunla birlikte hareket eden kamera olayı bahsettiğim. Ve tabii Bizimkilerin son sahnesinde çevrelerinde dönen kamera da oluyor bu. Aslında bölüm boyunca baya kullanıldı. Ben beğendim açıkçası. Bir hareket gelmiş, bir değişik olmuş. Olmuş yani. ^^

* Yalnız şu kafalardan azıcık uzaklaşsak mı? Tamam böyle de güzel de neden Ömer’in alnının yarısını görüyoruz? Ya da neden Defne’nin güzelim saçlarını bütünüyle göremiyoruz. Çok rahatsız etmiyor beni ama olmasa daha mı iyi olur ki ? ^^

* Muşamba’nın morarışı da keyfimi ayrı yerine getirdi. Deniz bunun altında kalır mı bilinmez. Ama anı yaşıyorum ve kendimi mutlu ediyorum. Saçından tutup Tranba’nın orta yerinde yerlerde süründüresim var seni Bay Muşamba! Hığğ, piis!

* İz’e veda edeyim şurada da. Üzülemedim canım ya, kusura bakma. Azıcık koydu veda sahnen ama o kadar. Hadi canım hadi, bekleme yapmayalım. Arkadaşlar ‘İz’leri pistten alalım. Burayı bir boşaltalım lütfen! ^^

Sevgiyle kalın, nefes almayı da unutmayın. Böyle derin derin…
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER