İkinci oyunumuz ise, “Doğruluk mu cesaret mi?" oldu. Oyunu en son oynaması gereken insandan çıkıyor bu fikir de. Defne ne cesaretli olabilir ne de doğruyu söyleyebilir. Durumu fena yani. Ömer de pek zorlayacak sorular sormadı (zaten ne zaman sorması gerektiği anda sorulması gerekenleri sordu ki? ) İlk sorusu “Bana hiç yalan söyledin mi" oldu Ömer’in. En takıntılı olduğu yerden sordu soruyu "yalan". Defne de o anda bizim gibi error verdi bence. Yüzündeki ifadeye bakınca bunu görmemek imkânsızdı. Bir düşüneyim? Canım düşünmene hiç gerek yok. Direkt "evet" demen lazımdı. Sonrasında, Defne kendi lehine kullandı oyunu. Onun da takıntısı İz. Yalnız ben yıldım hakikaten. Ömer’in sevgisini hala anlayamamış olmasına şaşıyorum. Adam sana neler demiş, o burnunu Kaf dağından indirmiş, söylediği lafları yemiş ve güvenmek istiyorum demiş. Defne hala "bitmedik mi biz" diyor. Hayır canım, siz bitmediniz ama biz bittik. Tebrik ederim, başardınız!
Oyun sırasında, Defne’nin dedesiyle ilgili sorduğu soruya Ömer “sen nereden biliyorsun" dedi. Neriman’la Defne’nin ilişkisini sorgulayabilir Ömer. Defne’yle nasıl, ne zaman bu kadar yakın olduklarını düşünebilir. Böyle bir soru sorulduğuna göre bu konu işlenmeye başlayacak. Bence başlamalı da artık. İşler karışacak gibi görünüyor.
Peki, Ömer’in Defne’nin en son ne zaman ağladın sorusuna cevabı? Orada hatırlamıyorum, uzun zaman oldu diyebilirdi ama o doğruyu söyledi. Defne "ben de çok ağladım" falan dedi de bence Ömer’in itirafını anlayamadı o; yani Ömer bu kadar seviyor önemsiyor onu.”Paramparça oldum ben" dedi Ömer. Duymuyor sanırım Defne bunları ya da gardı düşer diye duymazlıktan geliyor. Bilemedim, bilemedik, bilemeyeceğiz bu gidişle. Ömer’in” Şansın olsa başka türlü davranmak ister miydin?” sorusuna “Hayır. Olaylar beni buraya getirdi. Yine olsa yine aynı şeyleri yapardım “dedi Defne. Tamam, Ömer o hatanın ya da yalanıla kazandığı şey fakat daha farklı davranabileceği durumlar olmuştu. Düşünüp, daha sakin adımlar atıp, çözüm yolları arayabilirdi. (Aramadı!)
O kadar gergin, stresli ve atarlı ki Defne Ömer’in yanında, yan yana gelsinler istemiyorum artık. Resmen geriliyorum. Ömer her yanaştığında yüzü gerginlikten ölecek olan bir Defne görüyorum. Hani arada kalmış gibi de değil bildiğin korkuyor. Sanırım, oyunla devam etmek istemiyor, karşı koyamaz ve bir şey olursa oradan da dönüş olmaz diye düşünüp geriliyor. Mesela, Ömer yanına çektiğinde uzanırken Defne’nin ifadesi o kadar kötüydü ki yani sanki adam sevmediği bir adam ve zorluyor onu. Bana geçen duygu buydu. O hayran olduğu, sevdiği adam yanına yaklaşınca kızan, sinirlenen gerilen Defne hiç güzel olmuyor maalesef. Artık beraberlerken, acaba şimdi neye kızacak ya da nasıl bağıracak diye düşünerek sahneleri izlemek istemiyorum. Lütfen Defne’nin çaresizliğini böyle göstermeyin. Yakışmıyor yani. Bu çocuksu olmayı da geçti bence. Eğer aşk ve çaresizlik bu kadar dengesiz ve şımarık yaptıysa Defne’yi uzak dursun ya da anlatsın. Maalesef, ikisi de olmayacak biliyoruz. Bu çileyi çekeceğiz belli. Allah’ım ne büyük acılar bunlar? Bunu hak edecek ne yaptık ki biz? :)
Defne’nin “defol ” demesini de hafızamdan silmek istiyorum mümkünse. Çünkü bu adam bu sözü hiç hak etmiyor. Ömer’i sabır konusunda tebrik etmek istiyorum ayrıca. O kadar azarlanmaya, suçlanmaya nasıl katlanıyor şaşıyorum. Şimdi ilginç olan; Ömer, sorunu hiç bilmiyor (yani öyle varsayıyoruz) Nereden başlayacak aramaya? Peki, Ömer gerçekleri ararken Defne ne yapacak? Bulmasın diye önüne engeller mi koyacak yoksa "bulsun, ben anlatmayayım" diye dua mı edecek? Ben her koşulda Defne’nin anlatmasından yanayım.
Sinan ve Yasemin de Ömer’in bahsettiği o freni patlamış arabaya binmişler bence .Yasemin Sinan’a savrulmamak için ilişkisine sahip çıkmaya çalışıyor gibi davrandı. Bilardoya gittiklerinde “gerçekten beni özlemedin mi?" derken sahici gibiydi. Peki, Sinan’la odada yalnız kaldıklarında, nasıl kolayca vicdan azabı duymadan yanaştı Sinan’a? Vallahi hızlarına akıl sır erdiremiyorum
Not: "Duvar defonun duvarı olsun." Çok manidar. Duvar ve Defo :) Ayrıca çizdikleri şey de Defne’nin savaş açtığını yani mücadele ettiğini gösteriyor. Defne’nin savaşı da tam ona göre tabii ki. İzleyip göreceğiz. Umarım artık akıllıca bir planla ve az hasarla bu savaşın üstesinden gelir. (Gelemedi!)
Herkesin eline sağlık. Tekrar görüşmek dileğiyle..