Evettt sayın seyirciler, yine error verdiğimiz bir bölüm izledik. Aslında o kadar sıkıcı olmasa da beklentilerin çok yüksek olmasından dolayı bir hayal kırıklığı yaşadığımızı düşünüyorum. Ayrıca duygu durumlarında yaşanan hızlı geçişler ve fazlaca verilen ve de verilmeyen tepkiler de kafamızı bulandırmış hatta yormuş olabilir.

Geçen bölüm sonu o kadar duygu yüklüydü ki bu bölüme nasıl başlarlar diye merak ettim. Defne yalanla daha doğrusu sırla ilgili ilk kez bir şeyler anlattı. Ne kadar zor bir durumda olduğunu, işin içinden çıkamadığını, ne kalabildiğini ne kaçabildiğini söyledi. Ömer bunları nereye koydu bilmiyorum. "Nefret edersin benden. Güvendiğin tutunduğun her şeyin karşısında bu" dedi. Bunları söyleyip sonra "Bir gün halledip geleceğim “dedi Defne. Halletmekten kastı parayı ödemek sanırım yine. Demek ki Defne anlatmayı düşünmüyor. Yani parayı Neriman’a verince özgürleşeceğini düşünüyor. Bir oyunun içine itilmiş ve mecbur kalmış. O yüzden oyun bitince, o da bu oyunun getirdiği her şeyden sıyrılmış mı oluyor? Tamam, Defne hep kendi gibi davrandı evet ama sonuçta her şey planlıydı ve o da bunu sürdürmeyi seçti. Ömer’i kaybettiğini düşündüğü anda bile söylemedi. Onun etrafındaki herkesten kopup uzaklaşacağını, yıkılacağını biliyor bu yüzden de anlatmıyor. Haklı olduğu yönler tabii ki var ama parayı ödeyip Ömer’e gitmek ve bu yalanı yok saymak doğru yol mu, bilemedim. Belki onları bir araya getiren şey yalandı ama sonrası hep gerçekti yani Defne’nin halleri, aşkı. Peki, Ömer, Defne’ni bu hallerinin sebeplerini bilmeyi hak etmiyor mu? Yani bunca zaman bu acıyı neden çekti? Ayrıca temiz, yalansız bir başlangıcı ve ilişkiyi de hak ediyor Ömer.

Peki, ertesi gün? Her yeni güne yeni duygularla başlıyorlarsa demek ki. Biz sindiremeden bir duyguyu hopp kendimizi başka bir şeyin içinde buluyoruz. Asansör sahnesinde "bu ne şimdi?" dedim. Ömer, sanırım grafiti olayından dolayı gülümsüyordu ama yine de geceki hallerine pek uygun değildi. Yani ben o asansörde ne konuşuldu, ne oldu anlamadım. Defne’ye tutarsızsın dedi de, Ömer de tutarsız yani. Bir grafiti yüzünden gece unutulmuş ve yine o dalgacı bakışlar gelmiş.”Sözler veriyorsun beni ikna ediyorsun sonra bir bakıyorum bambaşka bir Defne”. Burada seyircilere sorma hakkımı kullanmak istiyorum. Ömer bilmediği bir şeye nasıl ikna oldu? Ben sırrı bilmeme rağmen ikna olmadım da... Akşam iş bu kadar ciddiyken şimdi takılma modu nasıl oldu anlayamıyorum. Error afgahjksldfgh

Bölümün en eğlenceli kısmı sanırım bilardo sahnesiydi. Ömer’in her ne kadar hiç bilmemesine inanamasam da inanmış gibi yaptım. En komik Sinan ve Nihan’dı bence. Çok doğal ve şekerlerdi. Neyse ki sonda Defne’lerin grubu kazandı da Defne’yi yine atarlı görmedik. Sonunda Nihan’la sevinçleri çok eğlenceliydi. Rakipleri sonuçta Ömer ve diğerleri, cephede savaş kazanmış kadar sevinmeleri onlar için doğal.

Son kısma gelirsek eğer, özette bahsedilen ateşle barutun Sinan ve Yasemin olduğunu anlamış olduk. Ömer ve Defne yer yer arkadaş, yer yer çocuk, öyle takılıp oyalanıp durdular. Pişti oynamak da nedir, gerçekten izlerken yok artık dedim. Keyif alamadım açıkçası yani onca yapacak, konuşacak şey varken pişti ne alakaydı? (Pişti ve bilardo oynamayı bildiğini düşünüyorum Ömer’in. Defne mutlu olsun diye bilmiyormuş gibi yaptı. Çocuk kandırmak gibi yani) Ayrıca oynarlarken Defne’nin o halleri?? Sen hayırdır?? diyesim geliyor Defne’ye. Oyun boyunca o pişti yaptı. Ömer iki kez üst üste pişti yapınca, “inanmıyorum. Aç bakıcam. Güvenmiyorum sana” dedi. Ömer garibim ne yapsın şaşırdı. Acaba bu replikleri yazarken eğleniyor mu Meriç Acemi? Ben geriliyorum bu abartılı tepkilerden dolayı. Oyun sonunda yine Ömer kazanmış onu da öğrenmiş olduk. Hayır, Ömer ne zaman anlayacak Defne’ye yenilmesi gerektiğini? Kızın ayarları iyice bozuluyor. Bilerek de olsa kaybet sen de Ömer. Defne maşallah her alanda hırslı illa Ömer’i yenecek.


Yazı devam ediyor...