Meral Ertekin (Derya Alabora)
Meral, Leyla’nın
annesi. Tam bir yurdum insanı. Geleneklerine göreneklerine bağlı ama asla öyle
muhafazakar ya da despot bir kadın değil. Hatta İstanbul’a geldiğinden beri
kendini baya aşmış durumda. Ellili yaşlarının başında, hala duru kadın. Leyla’nın
güzelliğini kimden aldığı belli. Yurdum insanı deyince öyle bir kenara çekilmiş
bir ev kadını sanmayın onu sonuçta o da bir Karadeniz kadını. Yerine göre
dominant yerine göre herkesi idare edecek kadar mülayim. Her kadın gibi herkesi
idare etmeyi biliyor. Fırında satılan o mis gibi poğaçaları yapan da
o. Meral iyi kalpli ve iyi niyetli bir kadın. Daha isteyerek bir insanı
kırdığı görülmemiş. Çok titiz ve düzenli. Ondan izinsiz mutfakta bir çatalın
yerini değiştirmek imkansız. Yani tabi isteyen değiştirir ama bu konuda Meral’in
günler süren sitemlerini ve şikayetlerini dinlemeyi göze alması gerekir. En
büyük hayali biricik kızının mürüvvetini görmek. Aslında tam da muradına
eriyordu ki işte o bildiğiniz “Kara gün” olarak onun da kursağında kaldı her
şey, kızı için aldığı, daha ambalajından çıkmamış beyaz eşyalar gibi.
Taksitleri daha yeni bitti ama tek siftahları yok hiçbirinin. O makinaları her
gördüğünde gaza gelip kızı için uygun damat adayı aramaya koyuluyor. Bu artık
onun mesleği gibi. Ama ne yapsın her an o beyaz eşyalarla göz göze yaşamak
kolay mı? Üstelik kızı da evlenme fobili oldu çıktı. Bırakın evlenmeyi Sarp’tan
sonra bir erkeğe yan gözle bakmışlığı bile yok. E mecbur iş başa düştü. Yalan
yok, son zamanlarda bu işin biraz suyunu çıkardı, öyle ki mahallenin erkekleri
onu görünce yolunu değiştirmeye hatta koşmak suretiyle kaçmaya başlamış. Allah
sizi inandırsın sırf bu yüzden taşınanlar bile olmuş. Ama Meral kararlı,
sonunda kızının da kabul edeceği bir damat bulacak. Ah bir de bunu Leyla’ya
sürekli ve olur olmaz tuzaklar kurarak yapmasa. Aman canım ne de olsa o bir
anne kızının iyiliği için yapıyor sonuçta.