Öte yandan kadrodaki genç isimler ve tecrübeli oyuncular bir araya gelince ortaya uyumlu ve izlemeye değer bir bütün oluşturmuş, ki bu da önemli bir artı. Algı Eke'nin zaten ekrandaki en özel yüzlerden biri olduğunu düşünürüm, yıllar sonra yeniden bir Ege dizisinde görmek iyi geldi. Kendisi burada da bizleri aşık olmayı aptallıkla eş değer gören Zarife'ye hemen inandırmayı başarmakta hiçbir sorun çekmemiş. Ayrıca ilk bölüm adına konuşacak olursak, bir diziyi tek başına sürükleyebilecek duruma da gelmiş. Tabii dizi boyunca kendi performansının yanı sıra başrol erkeklerin tutukluğunu da dengelemesi gerekecek, ama bunun da altından ziyadesiyle kalkacaktır. Ekin Mert Daymaz ve Burak Çelik'in 2-3 sahnede "Burada ne işim var benim" imajı veren hallerine rağmen beklediğimden daha iyi iş çıkardıklarını söylemem lazım. Yine de kendilerini geliştirmeleri için önlerinde daha uzun bir yol var ve en büyük şansları da çok iyi bir kadroyla çalışmaları.

Öykü Çelik, Emine karakterinde pek sıkıntı yaşamasa bile şive konusunda sınıfta kalmış. Ama iyice adapte olduktan sonra çözülmeyecek dert değil. Lemi Filozof ise bir önceki dizisi 'Kalbim Ege'de Kaldı'daki karakterini sanki buraya taşımış gibi hissettirdi, umarım ilerleyen bölümlerde Osman olduğuna ikna edebilir. Tabii kadronun geri kalanını atlamak olmaz. Macit Koper'i Adil Topal'dan sonra dede rolüyle görmek biraz garip gelse de yer aldığı sahnelerde yine ustalığını konuşturdu, açıkçası Halil Dede'yi ilerleyen bölümlerde daha çok görmek ve Zarife'ye nasıl kol kanat gerdiğini de görmeyi çok isterim. Ali Erkazan, Uğur Çavuşoğlu, Ali Düşenkalkar, Hakan Meriçliler için de laf söylemek bana düşmez, çünkü kendilerini çoktan ispatlamış sanatçılar. Hanımlar cephesinde de (bazıları sadece 2-3 sahnede olsa bile) Sema Atalay, Deniz Baytaş, Ayşen Sezerel ve Sennur Nogaylar kendilerine teslim edilen klişe karakterlere rağmen iyi performanslar çıkarmış.

Zarife'nin o ağzı daha çok açılacak gibi.  :)

Sonuç olarak 'Hayat Sevince Güzel' vaat ettiklerini yerine getirebilmiş bir iş. Eğer ikinci bölüme daha donanımlı bir şekilde girerse reyting listesinde elde ettiği yeri (Total'de 4, AB'de 3, ABC'de 5. oldu) daha da sağlamlaştıracak ve en azından yaz sonuna kadar rakiplerine rahat vermeyecektir. Ama ambalajına verdiği önem ve zamanı içeriğindeki olmamışlıkları kaldırmaya ve daha tempolu bir hale getirmeye harcamazsa yeni sezonun ilk kurbanlarından biri olur. Sadede gelirsek, tüm kusurlarına rağmen karşımızda iyi niyetli ve tek amacı izleyicileri iki saat boyunca stresten uzaklaştırıp güldürmek olan bir iş var; denememek de olmaz. Tekrarları zaten sık sık karşınıza çıkacak, birini yakalayıp zaman ayırabilirsiniz. Şimdiden iyi seyirler.  :)

Küçük bir not olarak; keşke jenerik biraz daha özenli hazırlansaymış. Üç boyutlu yazı fikrinin pek iyi sonuçlandığı söylenemez, müzik de daha hareketli olabilirmiş. Yine de "Lan Oğlum Öyle Olmaz" şarkısını kim düşünmüşse iyi düşünmüş.  :)