Frank Underwood-Doug Stamper işbirliği ile
işlenen cinayeti açığa çıkarmak üzereyken uydurma bir siber suçtan tutuklanan
gazeteci Lucas Goodwin ile açılan bölüm, Claire ve annesi arasındaki sürpriz
işbirliği ile kapandı. Başkan Abinin işi zor; ilkinin olmasa da, ikincisinin
fena halde farkında -gördüğü rüyalardan belli.. El ele vererek atlattıkları
bütün o badirelere ve paylaştıkları bütün günahlara rağmen –rüyada bile olsa– öldürmeye
teşebbüs edecek kadar öfkelendiği otuz yıllık karısı, Shakespearien /Freudien
bir hamleyle doğrudan gözlerine saldırarak hiç de hoş bir mesaj vermedi sanki..
Bekleyip göreceğiz..
Koca kalbi itinayla
çıkartıldıktan sonra avuç içinde ezilir, pelte kıvamına gelince de kızgın
yağlara yağlara..
Peki, ne var şimdi elimizde? Seyirci olarak
bize ilk sezon mönüsünde sunulan ve devamında da soframıza bol kepçe servis
edilen lezzetli siyasî entrikalar yerine, The
Good Wife benzeri bir yola girmiş House
of Cards var. Projenin yaratıcısı Beau
Willimonın bize sattığı masal bu değildi; bizi ekran başına ilki için
çağırmıştı, biz de o söze inanıp geldik. Deniz taraklı risotto beklerken yoğurtlu
bakla servisi ile karşılaşmak–ikisinin de yeri ayrı, o ayrı– seyirci millletinin
hiç hazetmediği durumların başında gelir. Bu kadar tecrübeli bir sektörün bu
hataya düşeceğini sanmam. Birleşik Devletlerin başına seçimsiz gelen başkanlardan
ilham alarak Beyaz Eve ‘çöken’ Frank Underwoodun hikayesini üç sezondur nasıl keyifle
seyrettiysek, dördüncü sezon itibariyle de Frank Underwood ile kıyasıya
çarpışacak bir Claire Underwood hikâyesi seyretmek için hazırız. Netflixten
beklentimiz budur.
Netflix Türkiyeden beklentimiz de belli..
- Beğenmemişsin bölümü öyle mi?