Yine o yolculuk sırasında kadınların arasında durakladık.
Sherlock’un hayatına dokunan, Sherlock’a bir şeyler katan, Sherlock’tan bir
şeyler götüren kadınlar. Ve evet, bölümde de vurgulandığı üzere, Sherlock’un
kırdığı kadınlar. Egosu böylesine yüksek bir adamın gerçek hayatında
çevresindekileri kırmayı umursamadan hareket ederken, zihin sarayında biraz
daha yumuşak bir çerçeve çizmesi onun ruhunu anlamak için önemli bir nokta.
Zihin sarayında Dr.Watson’ı -daha- çok dinlemesi, Mycroft’u -daha- ılımlı yaklaşması da bunları destekler nitelikte. Nihayetinde zihin sarayındaki “kadın” vurgusu
enfesti, her yönüyle bayıldım. Belki izlemeden okuyanlar vardır diye, sahnenin
sonundaki sürprizden ise hiç bahsetmeyeceğim. ^_^
Bence bölüm, “özel” olarak adlandırılsa da gelecek sezona
bir ön hazırlıktı. Yukarıda da belirttiğim gibi Mycroft’la ilişkisi, hayatına
giren kadınlarla yaşadıkları derken Sherlock’un sadece zihin sarayına değil,
kalbine de konuk olduk bir nevi. Hikayenin Moriarty’ye uzanan kolu da “Gelecek
sezonda size daha ne sürprizlerimiz var,
hazır olun” seslenişiydi belki de. Bir meseleye küçücük bir bakış atıp, yorumu
izleyiciye bırakan dizileri seviyorum. 4.sezon başlayana kadar Sherlock’un bu
tavrını konuşup, beyin fırtınası yapabiliriz misal. Ve bence bu şahane bir şey.
Sherlock, bıyıklarım yakışmış mı doğru söyle?Benedict Cumberbatch aksanı diye bir gerçek var… Ciddi bir
şekilde hayranım! Tabii ki Benedict Cumberbatch-Martin Freeman enerjisinin de
hayranıyım. Yeni yıl, yeni umutlar, lay lay modundayken Sherlock ve
Dr.Watson’ın dünyasına konuk olduğum 90 dakika ne de güzel geldi…
Alışılagelmiş Sherlock bölümlerinin yanında, 1895’in havasını
solumak güzel bir deneyim oldu bence. 221B Baker Caddesi’nin 1895’te nasıl göründüğünü de görmüş
olduk. Ne hoş bir atmosferdi öyle… Mest oldum. En güzeli de döndürüp döndürüp
izleyebileceğimiz 90 dakikalık bir Sherlock bölümümüz oldu, daha ne olsun?
2016 uzunca bir süredir beklediğimiz Sherlock’la başladı,
umarım beklediğiniz ne varsa karşınıza çıkarak devam eder. Mutlu, keyifli ve “bol sabırlı” yıllara…